37.Bölüm "Hatırlamak."

306 48 4
                                    

❦

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Acıyı yüreğime koyma. Ellerimi tut ve benimle dans et. Mecruh bir ruh olarak ebedi acılara bırakma beni."

Asaf Kara

Sesleri duyabiliyordum. Havayı hissetmem de çok uzun sürmemişti. Düzenli bip sesleri kulaklarımı doldurmuştu. Gözlerimi açtım. Zor olmamıştı. Birden hızla açılmıştı birbirine yapışık gözlerim. Gözlerimi açar açmaz ilk gördüğüm tanımadığım bir adamın yüzüydü. Benimle göz göze gelince gülümsedi. Yaşadığım için mutluluk duyar gibiydi. Kesinlikle öyleydi. Peki yaşamak neydi ki?

Bana ne olduğu konusunda da hiçbir fikrim yoktu ama nefes alıyordum. Yaşıyordum.

"Hasta gözlerini açtı." dedi doktor yanında ki kadın hemşireye. Hemşire elindeki işi bırakıp gözlerini bir anlığına bana çevirdi ve göz göze geldik. Gülümsedi. "Buna çok sevinecek." dedi ve hızla dışarıya gitti. Kimden bahsettiğini anlamıştım. Onun için yaşamak istiyordum. Her nefes alışımda onu seviyordum çünkü. Ne kadar çok gözyaşı akıttığını düşünmem ile canım acıdı. Ne hallere gelmişti kim bilir.

"Onu görmek istiyorum." dedim doktora. Yüzü anlayışlı bir ifadeye büründü ve yandaki sandalyeye oturdu. "Öncelikle konuşmamız lazım Asaf Bey."

Ne diyeceğini bilmiyordum. Bir doktor ne diyebilirdi ki? İyi ya da kötü bir haber verirdi. Başımı aşağıya yukarıya doğru sallayarak onu onayladım. Diyeceklerini duymak ve hemen Eflah'ı görmek istiyordum. Doktor derince bir nefes alıp verdi ve boğazını temizledi.

Asaf Kara 2015

Güneş gökyüzüne veda etmek üzereydi. Ufuk çizgisine gözlerimi diktim. Uzun zaman sonra o odadan dışarı çıkmıştım. Sığındığım denize gelmiştim. Keşke okyanusu da görebilseydim. Okyanusta kulaç atmayı isterdim. Bu çok güzel olabilirdi.

Her şeyini kaybeden bir adam için fazla hayalperest olabilirdim. Gerçi kaybettiğim hayatımı, tekrardan bana kazandıran, adımı bile bilmeyen bir kadın vardı. Güzel yeşil gözleri vardı bu kadının. Onu yakından görmüştüm. Tanrı sanki güzelliğini onun yüzüne üfleşmişti.

Beni tanımayan bir kadına aşık olmuştum. Onu her gördüğümde şu iki göğsümün arasındaki yüreğim de koca bir sevda peydah oluyordu. Onu görmediğim zamanlarda bile uyumuyordu. Uyurken bile sevdası aklımdaydı.

Onun beni sevebileceğini düşünmemiştim. Yanından geçerken bile beni fark etmemişti. Kimseye bakmazdı. Kulaklığını kulağına takardı. Denize bakarak yürürdü. Gülümserdi. O da benim gibi denize bakarken huzur buluyordu. Bunu hissetmiştim. Beni hiç mi hiç tanımıyordu. Aslında bende hiç kendimi tanıtmak istememiştim. Her seferinde kafamı çevirir yüzümü göstermezdim. Çünkü pek cesaretim yoktu. Hastanede yatan bir adamı sevmezdi. Acılarını dinler miydi? Acılıydım. Onu gördüğüm zamanlar acım diniyordu ama onu gerçekten tanıdığım zaman ya acılarıma benimle birlikte kucak germez ise? Ve ben bunca zaman ruh gibi yaşadıktan sonra gönlüme sevda düşmüşken, onun adına sevda demişken o beni sevmezse? İşte. Soru işaretleri yüzünden ona kendimi belli edemiyordum.

Beyaz Ve DiğerleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin