İkili kısa yürüyüşün ardından temiz,göze daha hoş gelen sokağa girdiler.Sonrasındaysa iki katlı bir evin önünde durdular.Kız oğlanın kolundan ayrıldı ve elini çantasına attı.Oğlan merakla kızı izlerken kız anahtarını çıkarıp bahçe kapısını açtı.
"Gelmez misin?" kız davet edercesine sordu.
"Çok ısrar ettin geleyim bari" oğlan teklifi kabul ederek kızın arkasından eve girdi.
İçeri girdiklerinde oğlanı eski olduğu belli olan bir bina karşıladı.Duvarlardan dolayı dışarıdan sadece çatı gözüküyordu.Kız sürgülü kapınında kilidini açıp eve girdi.Oğlanda fazla beklemeden kızın arkasından eve girdi.İçeriside Joseon döneminden fırlamış gibiydi.İkili oturma odasına girdiğinde kız salonla bambu bir duvarla ayrılan mutfağa girdiğinde oğlan daha fazla merağını saklayamadan,
"Ev Joseon'dan fırlamış gibi nasıl başardın bunu"
"Ben değil dedem.Dedem koleksiyoncuymuş ve burda yaşıyormuş burayıda yaşlı bir adamdan alıp restore etmiş havası bozulmasın diyede böyle dekore etmiş.Duvarlardaki tablolar falan hepsi dedemin koleksiyonundan bazılarını kendisi yapmış şu vitrin ve dolaplar gibi" kız kısa sürede açıkladığında oğlan onaylar sesler çıkardı.
Kız sonrasında elinde 2 içi çay dolu kupayla döndü.Kendiside oğlanın karşısına oturdu ve kupayı oğlana uzattı,oğlan biraz içip kupayı alıp masaya geri koydu.Ortadaki sessizlik ikisininde canını sıkmış olacak ki sohpet etmeye başladırlar.Fakat uzun süremedi,yukarı kattan gelen yüksek ses ikisinide korkutmuştu.Kız elini çantasına sokup siyah tılsımını çıkarırken oğlan odadan çıkmıştı.İkili oğlan önde kız arkada olacak şekilde merdivenleri çıkarken başka bir gürültü geldi.O da yukarı kattan gelmişti,sonunda merdiven bittiğinde görülen manzara iç açıcı değildi.Perdeye dolanmış bir Joo,onun üzerinde zıplayan bir kedi,yere saçılmış rulolar artı olarak Joo boğuluyordu.Kız yardım etmeye giderken arkasından oğlan seslendi.
"Boşver gebersin ödümüz bokumuza karıştı ayol" bunun üzerine kız geri döndü.Şıka yaptım gidip perdeyle bir olmuş olan Joo'yu perdeden zar zor çıkardılar.Ortalığı toplayıp en önemli detay olan kediyide alıp aşağı kata salona indiler.Jaewon dayanamamış olsaki söze girdi,
"Şimdi bişey sorucam ama korkuyorum"Jaewon tırsak bir sesle söyledi.
"Sor bebeğem"Joo ağzını yayarak cevap verdiğinde Jaewon iyice gerilmişe benziyordu.
Jaewon boğazını temizledi,"Öhöğm öhöğm ne bok yiyodun beya orda"korkarak sorduğu daha belliydi artık.
Joo cevabı geciktirmedi "Bak biz Jiyong ve Minoyla bişiler içmeğe gettik,sonra kafamız nasıl güzel ama böyle nasıl işte sonra bunlar iyice kafayı bulunca Mino bunu aldı götürdü arka odaya ben korkudan gitmedim sonra sizi gördüm takip ettim falan sonra kapı yerine camdan girmişim"
Jaewon ve Maiwa 'wtf' yüz ifadesiyle dinlerken Mai sordu,
"Napıcaklardı ve sen neden girmedin"
"Şimdi ben götümü seviyorum ondan girmedim banada sokarlar falan arada yok istemez bide onlar şe-" Joo ağzına sokulan yumrukla durdu.Elin sahibi Jaewon konuştu
"Bilmemize gerek yok ama Jiyong'a elfatiha" üçlü elleri açıp 3 kuluvallah 1 elham okuyup bitirdiğinde Joo tekrar konuştu,
"Jaewonnnn bizdemi şey yapsak"
"NE HAYIR ASLA"Jaewon ellerini iki göğüsü önünde birleştirirken bağırarak söyledi.
"Hemen azma lan bi ara içelim diycektim sapık herif"
Yazar ilk defa medyaya k-pop şarkısı koydu alkışlayın ablanızı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LØREN☾GOD☽
General FictionHerkesin sırları vardır.Bazıları daha oluşmamış ve kişi bilmesede vardır.Kız hayatıyla ilgili en büyük detayı ve sırrı yeni okulunda öğrenmişti.İlk tanıştığı kişinin kaderindeki şeytan olduğunu kimse bilmiyordu.
