Bölüm 6: Parfüm.

17 3 8
                                    


*Bazen yıldızlar bakar,
İnsanlar kayar hayatımızdan...*



                      *******************      
            
Ateş bir eli ceketinin cebinde yavaş adımlarla   -aramızda neredeyse mesafe yok denilecek şekilde-  önümde durduğunda “Anlaşılan o ki külkedisinin arabası çoktan bal kabağına dönüşmüş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                      *******************
     
           



Ateş bir eli ceketinin cebinde yavaş adımlarla   -aramızda neredeyse mesafe yok denilecek şekilde-  önümde durduğunda “Anlaşılan o ki külkedisinin arabası çoktan bal kabağına dönüşmüş. ”dedi kafasıyla arkamı işaret ederek.


Arkama baktığımda taksinin beni beklediğini gördüğümde, bakışlarımı Ateşe geri çevirdim. Sahne öncesindeki kısa konuşmamızı unutmamama rağmen sanki hiç yaşanmamışçasına "Aslında bakarsan k-"dememe kalmadan taksicinin çalan ısrarcı kornasıyla “ Anlaşılan o ki külkedisinin gitme saati gelmiş, sonra görüşürüz Ateş.”dedim 

Taksiye doğru yürürken. Taksinin kapısını açtığımda Ateş bileğimden tutup “Ben bırakırım. Eve bu saatte tek başına gitmemelisin.” Dedi. İtiraz etmeme bile izin vermeden taksi şoförüne cebinden para çıkarıp verdiğinde ben sadece ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.


Taksi uzaklaştığında Ateş yanıma geri geldiğinde “Hadi gidelim.” Dedi. Kaşlarımı çatıp Ateşin önünde durdum. “Neden böyle bir şey yaptın ?” Dedim fazla kızgın olmayan sesimle. Ateş elleriyle kaşlarımı düzeltirken “Bana kaşlarını çatma Georgiva, bir şey yapmadım sadece bu saatte eve tek başına gitmeni istemedim.”

Dediğinde ben de onun gibi gayet rahat bir şekilde “Niyetini anladım ve bunun için teşekkür ederim ama bilmediğin bir şey var.” Dedim.

Ateşe doğru bir adım attım. Ateşin çatılan kaşlarını ellerimle düzeltirken gözlerinin içine bakarak “Bana kaşlarını çatma Soykan, sana bu seferlik kızmadım ama bilmelisin ki ben uzun bir zaman önce tek başıma kaldım dolayısıyla nerede, nasıl ve ne yapmam gerektiğini en iyi şekilde tecrübe ettim.” Dedim sonlarına doğru buruk bir tebessümle.

Ben hâlâ göz temasını bozmazken gözleri öyle bir baktı ki bana o an sanki yelkovanla akrep birbirini kovalamayı bıraktı. Önce beynim düşünme işlevini yitirdi ardından kalp atışlarımla kalbimin beynimi desteklemesi çok uzun sürmedi. Gözleri öyle bir bakıyordu ki konuşamadım sanki konuşmak bir yanlıştı o an için.

Konuşmadım...

Konuşmadı...

Ama dil farkındaydı her şeyin. Eğer konuşsa o da yanacaktı benimle birlikte. Bu yüzden izin verdi... Güzel bakan gözlerin hatırına bu seferliğine izin verdi.

Ateşin çalan telefonu sessizliği bozarken açmadan önce son bir kez bana bakıp konuşmaya başladı. O konuşurken ben de sessizce telefon konuşmasının bitmesini bekliyordum.

Telefon konuşmalarının arasında duyduğum ‘hocam' kelimesiyle bir anda Ateşin deyimiyle ‘balo’ dan kaçış sebebim aklıma gelince yutkundum. Ne olacaktı şimdi? Söyleyecek mi ismimi? Gerçi ismimi söylese ne olabilir ki? Tek Deniz ben değilim ya diye düşünüp rahatlamaya geçecekken Ateşin bana soyadımla hitap ettiği aklıma geldi. Tamam başka Deniz arkadaşı olabilir ama Georgiva diye başka birini tanıdığını da düşünmüyorum. Off! Bir işimizde sıkıntısız olsun!

“...”

“Şu an evine bırakmam gereken bir külkedisi var.” Deyip bana baktığında tenimin yandığını hissettim. Yani bir şey demeyim diyorum ama benimde bir sabrım var! Ben mi dedim ona?! Sanki beni eve bırak diye yalvardım! O gelmeseydi ben zaten taksime binip eve gidiyordum. Yalan mı?

“...”

“Onu evine bırakınca da geri dönmem büyük ihtimalle. Niye sordun”

“...”

“Hmm... O zaman yarın antrenman sonrası uğrarım , konuşuruz." Vedalaşıp kapattığında, konuşmadan arabasını park ettiği yere doğru yürüdük. Arabaya binip, yola koyulduğumuzda ona Semihin evinin adresini söyledim.

“Radyoyu açar mısın?” dediğimde  Ateş başıyla beni onaylayıp müzik açtı. Müziğin melodisiyle biraz rahatlayıp camdan etrafı izlemeye başladım.

“Ahh, Adaya haber vermem lazım. ”dedim çantamdan aceleyle telefonumu çıkartırken.

“Ben Uraza benimle birlikte olduğunu mesaj attım, o da Adaya söylemiştir.” Dedi yola bakarak. “Onlar nerede bu arada?” dedim merakla. Adanın Urazla birlikte olduğunu biliyordum ama nereye gittiklerini bilmiyordum. Ateş ikimizin de camını açıp

“ Uraz, sen aradan sonra tekrardan sahneye çıktığında bana sadece hava almak için dışarı çıkacaklarını söyledi. ”deyip ardından,

“Seni de bir anda tek başına telaşlı bir şekilde dışarı doğru gittiğini görünce bir şey olduğunu düşünüp, arkandan geldim.” diye de ekledi yoldan gözünü ayırmadan.

“Aslında telaşlı değildim, sadece antrenmandan sonra sahne alınca biraz yoruldum o kadar.” Dedim ondan gözümü ayırmadan.

“Peki, öyle olsun.” Dedi inanmadığını belli eden gülüşüyle.

“Bu tavır ne şimdi, sana yalan borcum mu
var?”

Dediğimin üzerine dudaklarının yana kıvrıldığını söyleyebilirim. “Hayır ama pek inandırıcı olmadı sanki Georgiva.”

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 20, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deniz'in Kalbindeki Ateş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin