Bölüm 5: Sahne.

38 5 65
                                    




*Hayat her zaman acı getirmez 

ama her acının ardında da bir mutluluk getirir...*

Şu ana kadar şahsım hakkında yazılan, olumlu ya da olumsuz yorumlara ya da her kimsenin aklından geçen düşüncelerden dolayı kendimi yıpratmadım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu ana kadar şahsım hakkında yazılan, olumlu ya da olumsuz yorumlara ya da her kimsenin aklından geçen düşüncelerden dolayı kendimi yıpratmadım. Ve bunu hiçbir zaman dert etmedim.

Aksine her zaman bunun böyle olması gerektiğini düşündüm. Bunun sebebi ise kuşkusuz gördükleri dışındaki beni tanımamalarıydı. Ve ben sadece onların gördüklerinden ibaret değilim, bunu biliyorum. Ama onlar benim hakkımda sadece benim onlara verdiğim bilgilere sahiplerdi. Çünkü karşınızdaki kişi sizi sadece sizin istediğiniz kadarıyla tanıyabilir.

Bu yüzden hakkımda bilinmesi gerekenlerin işimle sınırlı olması gerektiğini düşünüyorum. Ama günlerdir sıkılmaksızın düşündüğüm, zihnimi kurcalayan bu isimsiz mesaj benimle ilgili bir eleştiri olmamakla birlikte, kulağa pek de mantıklı geldiği söylenemezdi. 

‘Kimse sana gerçeği anlatmıyor mu küçüğüm?’  Bu mesaja her ne kadar takılmak istemesem de kaç geceden beridir o kadar çok kurcalıyordu aklımı. Açıkcası neden bu kadar düşündüğümü de bilmiyorum. Bizimkilere laf arasında mesajdan bahsettiğimde; ben her ne kadar lüzum olmadığını söylesem de Semih her ihtimal birkaç gün onun evinde kalmam konusunda bir hayli ısrar etti. Şimdiyse hep beraber onun evinde televizyon karşısında otuyorduk.

Yağız’ın “Şerefsizler bir kadını daha öldürmüşler! “deyip haber bültenini kapatmasıyla hepimiz Yağıza baktık.

Aramızdaki derin sessizliği Semih bozdu

“Ve maalesef ölen hiçbir zaman bir kadın olmadı Yağız.” dedi Semih ellerini göğüsün de birleştirerek.

“Ben gerçekten anlamıyorum! Anlayan biri varsa ne olur bana da anlatsın! Bunları yapanlar’ ben adamım’ diye etrafta dolaşıyorlar mı?! ne zaman duracaklar ?! Kadınlara sözlü ya da fiziksel taciz, şiddet uyguladıklarında kendilerinin üsttün olduklarını mı göstermeye çalışıyorlar ?!
Bu kadar ölen insan bu şerefsizlerin ego tatmini yüzünden mi ölüyor?!” dedi Ada kaşlarını çatarak koltuktan kalktığında, derin bir iç çekip oturduğum koltukta sırtımı dikleştirip

“Bildiğim bir şey varsa Ada o da bunun son olmayacağı. Özge can Aslan, Emine Bulut, tut daha adını bilmediğimiz binlerce kadın öldü. Şimdi de Pınar Gültekin... Ve şu bir gerçek ki bu şerefsizlerin soyu tükenmediği sürece de devam edecek. Kim bilir şu an yakınları, ailesi, çevresi tarafından; tacize, tecavüze... uğrayıp bizim haberimizin olmadığı ne kadar insan vardır? Kim bilir haberimizin olmadığı kaç kadın öldü. İşin en acı kısımlarından biri de bir insanı öldüğünde ölen kişi sayısı, hiçbir zaman ölen kişilerin bedenlerine eşit olmayacak.” dedim. 

Deniz'in Kalbindeki Ateş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin