(Başlığın devamı: ya da "Lan Qiren Hayatının Hatasını Yapıyor")
Lan Qiren, sonraki yılın çoğunu Lan Xichen'i evlenmeye ikna etmeye çalışmakla geçirmişti. Mümkün olan her şeyi denemişti - çöpçatanlarla iletişime geçmiş, yeğeni için zarif ve kültürlü kadınlarla güzel geziler ayarlamıştı. Ancak hiçbiri Lan Xichen'i evlenmeye ikna etmeye yetmemişti. Kendisi dışında ailedeki herkesin Wei Wuxian'ın çocuğunun üzerine titremekle meşgul olması da işine gelmemişti tabi. Bu hayati görevde kimse Lan Qiren'e yardımcı olmamıştı.
Xichen evliliğe nasıl karşı olabilirdi ki?! Bu açıdan hiç kardeşine çekmemişti!
Eğer Lan Qiren klanın geleceği üzerine takıntı yapmak yerine yeğeninin oğluna biraz daha dikkatli baksaydı, çocuğun tam anlamıyla mükemmel olduğunun farkına varabilirdi. Ancak şimdi, stres seviyesi tavan yaptığından A-Yuan’ı tanımaya çalışmak aklına gelecek en son şeydi!
Belki tanımaya çalışsaydı, olacak olan her şeyi önceden engelleyebilirdi. Ama onu yerine Lan Qiren inat etti. Eğer Lan Xichen evlenmeyi reddediyorsa, o da başka bir şeyler düşünürdü.
…
Lan Qiren açısından Lan Xichen’in evlenmeyi istememesinde bir sorun yoktu. Hatta bu, sorun olmamasının yanında akıllıca bile sayılabilirdi. Kim etrafta daha fazla yeni aile üyesi isterdi ki? Hiç kimsenin Wei Wuxian kadar felaket durumda olmayağı bir gerçekti fakat o, durumu riske atmayacaktı.
Ve sonunda, herkesi memnun edecek bir mükemmel bir sonuca ulaşmıştı. Lan Xichen bekar hayatını sürdürmeye devam edebilmesini sağlayan ve Lan Qiren’in işine gelen bir sonuç. Böylece Lan Qiren, klanın geleceğinin Wei Wuxian’ın çocuğuna bağlı olmadığının bilerek, geceleri huzur içinde uykuya dalabilecekti.
Hem şu an onunla beraber yanında yürüyen yetim çocukta mutlu olurdu. Yüksek mevkide bir aileye sahip olacaktı – şikayet edebileceği bir şey yoktu.
Lan Qiren’in problemi çözüm yöntemi gerçekten mükemmeldi. Lan Xichen istediği kadar bekar kalabilirdi. Sonuçta, çocuk sahibi olabilmek için illa evli olmanız gerekmiyordu. Klanlarında Lan kanına sahip olan bir sürü yetim çocuk vardı. Bu çocuk büyüdüğünde saygılı, disiplinli ve erdemli davranışlara sahip bir varis olacaktı. Yani bir zamanlar, gelmiş geçmiş en kötü kabusu olmadan önce, Lan Wangji’nin olacağı her şey gibi...
Küçük çocuk yanında ciddiyetle ve sessizce yürüyordu, tam anlamıyla müthişti. Anne ve babası Lan’ların uzaktan akrabasıydı, birkaç gün önce çıktıkları bir gece avında ölmüşlerdi. Ve yanındaki çocuğun rahatlatılmaya ve onu seven bir aileye ihtiyacı vardı. Lan Qiren’in amacı da, onun bunu elde etmesini kolaylaştırmaktı.
Yanında duran çocuk, günü geldiğinde klanın Wei Wuxian’ın kötü bir ikizine benzeyen (ondan daha kötüsü nasıl olabilirse artık) birisi tarafından yönetilmeyeceğine dair tek güvencesiydi. Dolayısıyla tam olarak bencilce sebepler taşıyor sayılmazdı, Lan Qiren’in tek düşündüğü klanın iyiliğiydi.
Bu düşüncelerle Lan Xichen’in kapısını çaldı. Yeğeni çok geçmeden kapıyı açmıştı.
“Amca,” diye selamladı Lan Xichen.
“Xichen,” diye karşılık verdi Lan Qiren, önündeki çocuğu Lan Xichen’e doğru iterek.
Lan Xichen amcasına sorarcasına baktı ve gözlerini yerden ayırmayan çocuğa dönerek “Merhaba?” dedi. Sesi kendinden emin değilmiş gibiydi. “Amca, bu da kim?”
Lan Qiren çocuğun ismini hatırlayabilmek için bir anlığına duraksadı. “Bu Lan Jingyi,” dedi sakince. “Senin oğlun.”
“Ne?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Travel Through Time (Lan Wangji/Wei Wuxian) • Tamamlandı
Romance"Wei Wuxian, Jiang Cheng'in histerik bağırışını, etrafında aniden başlayan fısıltıları, Gusu Lan öğrencilerinin şok olmuş bakışları ya da Lan Qiren'in şok ve dehşet karışımı bir ifadeyle solan yüzünü görmezden geldi. Geri çekilerek Lan Wangji'nin yü...