1.9.

1.5K 136 164
                                    

Kesinlikle benden kaçıyordu.Öpüştüğümüzden beri iki gün olmuştu.Jimin'i sadece yemek yerken görüyordum onun dışında ise odasından çıkmıyordu.Her an onu sıkıştırmak için beklesem de en ufak dalgınlığımda odasına fırlıyordu.Yemek yerken ona baktığımı fark ettiğinde de kızarıyordu.O banyo yaptığında odasına girmiştim,tabletinde bir sürü çizim yaptığını gördüm.O çıkana kadar tableti karıştırmış,bizi çizdiği iki tane resim bulmuştum.Hoşuma gitmişti birinde elini tutuyordum diğerinde ise öpüştüğümüz farklı bir şekilde çizmişti,kucağımda duruyordu.Hızlıca resimleri telefonuma atıp salona inmiştim.Şimdi ise o iki resime bakıp aptal aptal gülümsüyordum.Bugün benden kaçmasına izin vermeyecektim.

Jimin pizza sevdiği için iki tane orta boy pizza söyledikten sonra markete gitmek için hazırlanıp dışarı çıktım.Jimin'e haber vermemiştim aşağı insin istiyordum,bencilce belki ama beni merak etsin istiyordum.Bir nevi onu görmek için beni merak etsin istiyordum.Hızlıca markete girip kola ve biraz abur cubur almıştım.Eve doğru giderken telefonum çalmıştı.Telefona baktığımda Jimin'in beni aradığını gördüm,eve yaklaştığım için telefonu sessize alıp geri cebime koydum.Evin önüne geldiğimde anahtarı deliğe koymuş yavaşça çevirmiştim.

Eve girdiğimde salonda telefonuna dikkatli bir şekilde bakan Jimin'i görmüştüm.Kapıyı kapamamla hızlıca bana dönmüş yanıma gelmişti.

"Hyung niye açmadın telefonunu?Çok merak ettim.Haber bile vermedin."

Bir şey demeden mutfağa girmiştim.

"Hyung?"

Poşetin içindekileri tek tek yavaşça yerlerine koyuyordum.Tekrar bana seslendiğinde görmezden gelmiş mutfaktaki yapmam gereken işleri yapmaya başladım.Arkama geçip tişörtümün eteklerini çekiştiriyordu.

"Hyungie?"

"Ne?"

"Ne oldu?"

"Hiç."

Asla şu an yanaklarını sıkıştırıp yüzünün her yerini öpmek istemiyorum,asla.

"Hyung söyle."

Tişörtümü çektiği elleri ile tişörtü elinden bırakmadan sırtıma hafifçe vurdu.Arkamı dönüp tişörtü ellerinden kurtardım.Kalçamı tezgaha yaslayıp ellerimi de iki yanıma koydum.

"İki şartım var kabul edersen söylerim."

Bal rengi gözlerini yüzüme dikmiş,uzun kirpiklerini kırpmıştı.

"Bu akşam benimle uyuyacaksın."

"Tamam."

"Diğeri de."

Yüzünü izledim,cümlenin gerisini getirmedim.Gözlerini kocaman açmış kirpiklerini bir kaç kere kırpmıştı.Göğsüme hafifçe vurup konuştu.

"Hyung hadi,söyle."

"Beni tekrar öpmeni istiyorum."

Geriye çekilip yüzünü izledim.Kızarmış yanakları ve kulakları,hızlıca kırpıştırdığı uzun ve sık kirpikleri hafifçe açtığı dudakları ile kesinlikle bir melekdi.Hafifçe başını sallamasıyla direkt ellerimi beline koyup kendime çektim.Dudaklarımız tekrar birleştiğinde sağ elini enseme atmıştı.Dudaklarını emerken verebildiği kadar karşılık veriyordu.Gittikçe daha da istekle emiyordum et parçalarını.Sertçe emiyor sonra da üstünden dilim ile geçiyordum.Dilini hissetmek için kafamı yana çevirmiş,anında dillerimizi buluşturmuştum.Dilini emmeye başladığımda iki eli de göğsüme inmiş elinin altındaki tişörtü sıkmıştı.Koskoca evde sadece ıslak öpüşme sesleri duyuluyordu.Nefessiz kaldığımızda yüksek sesle birbirimizden ayrılmıştık.Yüzüne baktığımda daha da kızardığını gördüm,çabuk utanıyordu.Bulunduğumuz pozisyonu bozmadan hatta daha da onu kendime çekerek konuştum.

"Şimdi daha iyiyim Jiminie."

Fısıldarcasına konuştu.O kadar kısık sesle söyledi ki fazla yakınında olmama rağmen zor anlamıştım.

"Neyin vardı?"

"Evimde bir bebek var ama beni sadece bir kerecik öptü.Üstelik bu yüzden de utanıp duruyordu."

Konuşmak için ağzını aralamasıyla çalan kapıya döndük ikimizde.Böyle şeyler hani sadece filmlerde oluyordu.Hızlıca kapıya gidip gereken ödemeyi yaptıktan sonra pizzaları elime almış salondaki masaya koyup geri Jimin'in yanına gitmiştim.

"Evet,söyle bakalım."

"Yok bir şey."

"Emin misin?"

"Eminim."

Kafamı sallayıp tabakları Jimin'e verdim,sosları ve kolayı da alıp salona ilerledim,küçük adımlarla arkamdan geliyordu.Elimizdeki malzemeleri tek tek yerleştirdik.Koltuklardan birine oturduğumda bana en uzak olan koltuğa oturmuştu,yine başlıyorduk.

"Jimin yanıma gel."

"Hyung."

"Yanıma gel."

Oflayarak ayağa kalkıp oturduğum koltuğa oturmuştu.Belinden tutup birazcık onu kendime yaklaştırdım.Pizza kutularını açıp tabaklara iki pizza koyup sosları kutunun üstüne sıktım.Saçma sapan bir film açmış sözde onu izliyorduk.Sinirleniyordum,benden bu kadar utanmasını saçma ve gereksiz buluyordum.Jimin'i de anlıyordum bugüne kadar doğru dürüst bir sevgi görememişti annesini önceden işi yüzünden haftada bir kere görüyordu babasının ise ne bok olduğu belli değildi.Sevgi gördüğünde bu kadar utangaç olması da normaldi ama utangaçlığı yüzünden benden uzak olması beni sinirlendiriyordu.

Pizzaları bitirmiş masayı toplamıştık.Jimin tekrar odasına fırlamıştı,ben ise sinirli bir şekilde işlerimi halletmeye çalışıyordum.Akşam olmuştu,sözümü almıştım bu gece birlikte uyuyacaktık en azından bana yakın olacaktı.İşime odaklanamadığım için kalkıp duşa girdim.Kısa ve sinirli bir duşun ardından salona indiğimde dudağını ısıran,açık mavi pijamalı bir Jimin görmeyi beklemiyordum.Yanına oturduğumda hiç bir tepki vermemişti bende bilgisayarımı alıp işime devam etmiştim.Yaklaşık beş dakika sonra konuştu.

"Hyung ben doğru dürüst kendi öz babamdan bile sevgi görmemiş biriyim,biliyorsun.Bir tek annem beni doğru dürüst sevdi onun dışında çoğu kişi beni kullanmak için istedi,istedikleri her an dövebilecekleri bir eğlence aracı gibi gördü.Yanlış anlamanı istemiyorum sana bunlar bahane gibi gelmesin sadece böyle kişilerle karşılaştım hayatım boyunca.Beni sevdiğini söyleyip kullanmak isteyenlerle dolu bir dünya gördüm ben.Senin sevgini görüyorum,hissedebiliyorum ama hala kaygılarım var."

"Ne gibi şeyler?"

"Hyung yalvarırım beni yanlış anlama.Sen hislerinde emin misin?Yani beni gerçekten seviyor musun?"

"Jimin haklısın evet ama sana söz veriyorum sana tüm sevgimi göstereceğim.Sana nasıl aşık olduğumu her şeyi göstereceğim.Şüphelerin var anlıyorum,sana bir şey anlatacağım.

Merakla bana bakmış kirpklerini kırpmıştk.

"Resimlerini gördüğüm ilk günden beri sadece resimlerini bilmeme rağmen tüm gün hesabına girip çıkıyordum.Ne oluyordu bana hiç anlamadım daha kişiliğini bile bilmediğim birine karşı duygularım vardı.Gittikçe biraz seni tanıdım daha da arttı bu duygular.Beni çağırdığın gün var ya beni aradığın zaman telefon elimden düştü,çok heyecanlandım.Seni o dolabın içinde gördüğümde ise sana tam olarak anlatamam ama sanki tüm dünya durmuş gibi geldi.Sadece sen ve ben vardık o kadardı.Daha önce bir sürü sevgilim oldu hiç birinde bu şekilde hissetmedim."

Gözleri dolmuştu Jimin'in.Sımsıkı çektim onu kendime boynuma gömdü yüzünü iç çekti bir kaç kere.

"Tutma kendini güzelim ağlamak istiyorsan ağla."

"Susturamazsın."

"Bende ağlarım o zaman ne olacak."

Gülüp burnunu çekmişti,bir elimi boynumdaki yüzüne atıp yanağını sevmemle içimi sanki yıllardır bunu arıyormuşum gibi bir huzur kapladı.Jimin ağlamaya başlamıştı,tamamen onu kucağıma oturtmuş sonra ise kalkıp odasına doğru çıkmıştım.Yatağa girip onu göğsüme çekmiş defalarca ona onu sevdiğini söylemiştim.




🤧🤧🤧🤧🤧🤧🤧🤧🤧🤧🤧🤧🤧🤧🤧😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😢😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭

insecure art Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin