-1. Bölüm-

2.1K 174 118
                                    

"demek sen bu şekilde seviyorsun" Midoriya, yüzünü tam seçemediği adama baktı. Arkasındaki ağrı yavaşça artmaya başlarken ağzından çıkan inlemeye engel olamadı. Adamın hafif sırıttığını işitti:

"hmh~ sonunda ses çıkardın"

Midoriya yatağından irkilerek uyandı. Aniden kalkmanın etkisiyle ağrıyan başını tuttu. Bu olaydan sonra kaç sene geçmişti ama son günlerde rüyasında o adamı görüyordu. Derin bir nefes verdi ve kahvaltısını yaptı. Şapkasını takıp dışarı çıktı:

"aa~ günaydın Midoriya-kun" Midoriya, kendisine günaydın diyen yaşlı kadına baktı ve gülümsedi:

"günaydın teyze. Yardım edeyim" diyerek kadının elindekileri aldı.
Evet, Midoriya'nın kasabada büyük bir ihtişamı vardı. Herkese yardım etmesi ve cömertliğiyle bilinirdi. Normalde öyle biri olmamasına rağmen insanların ona beleş birşeyler vermesi iyiydi tabii..
Teyze'yi gideceği yere bıraktıktan sonra kasabanın meydanına geldi ve oradaki büyük kargaşaya baktı. Hemen kalabalığın arasına daldı ve iki kişinin kavga ettiğini gördü. Muhtemelen haksız olan adama baktı ve üstüne saldırdı. Kavgayı ayırıp adamın götünü tekmeledikten sonra adamın yumruk attığı yeri eliyle sildi:

"piç.. Hem haksız, hemde dayak atıyor" gezindiği sırada, krallıktan geldiği bariz bir şekilde belli olan at arabasına baktı. Araba kasaba meydanında durdu. İçinden inen zırhlı şovalyelere baktı. Harbi havalı lan bunlar diye düşünürken kendisine bakan şovalyeyi fark etti. Şovalye yanına geldi ve onu biraz süzdü:

"sen deminki çocuksun"

"kim?"

"adamı döven"

"evet bir sıkıntı mı var?" karşısındaki şovalye kafasındaki kask'ı çıkardı ve şovalyelerden birine baktı:

"bu genç adamı kralın koruması yapmak istiyorum.. Sizce?" adamlar, sarı saçlı şovalyeye şaşkınca baktıktan sonra başlarını salladılar:

"nasıl isterseniz" sarı saçlı şovalye, diğerlerinden onay aldıktan sonra tekrar Midoriya'ya döndü:

"sence?"

"nasıl yani?"

"kralın koruması.. Yani.. Tam olarak öyle değil.. Şovalyeler arasında çalışabilirsin.."

"bu bana ne kat-"

"şovalyeler aylık olarak 200.000 yen alır.." (y/n türk lirasıyla 14 bin. Küsüratı da var)

"kabul" sarışın şövalye, Midoriya'nın tam kararlılığına şaşırdıktan kısa bir süre sonra güldü:

"tamam. Seni burada bekliyoruz. Alacak eşyan varsa git al. Gerçi kıyafetlerin yenilenecek ama. Sen değerli olanları alırsın.." Midoriya kafasını salladı ve evine gitti. İşin içinde para var, götümü bile satardım diye düşünürken küçük çantasına, kendisine gerekli olacak şeyleri tıkıştırdı. Tekrar kasabanın meydanına geldi ve sarışın şovalyenin de göstermesiyle, at arabasına bindi. Şovalye, hareket etmeleri için komut verince at arabası harekete geçti:

"adın ne?"

"Midoriya İzuku.." Midoriya, yanında oturan sarışın şovalyeye baktı:

"peki ya senin adın?" şovalye de. O kırmızı gözlerini, Midoriya'nın gözlerine sabitledi:

"ben Bakugou Katsuki"

Yeni kitapla tekrar karşınızdayım. Eğlenceli olacağını düşünüyorum. Umarım öyle olur. Beni yalnız bırakmayın beya. Keyifli okumalar~

Lost In The Kingdom ~BakuDeku~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin