3.3

727 90 2
                                    

"Cidden olan bu muydu?"

Changbin bana bayıkça bakarken zorla gülümsemeye çalıştım.

"Ah evet."

Elimi esneme attığımda Changbin eliyle yüzünü kapattı.

"Bu fikri size söylediğimde ne dediğini hatırlıyor musun?"

Aklıma o anlar geldiğinde mahcupça gülümsedim.

"Şimdi ne değişti peki?"

"Şimdi karşımdaki kardeşim değil arkadaşım."

Changbin başını iki yana salladı.

"Sen gerçekten çok fenasın."

Omuz silktiğimde karşıdan omuzları çökmüş Hyunjin'in geldiğini gördüm. Hayattan bıkmış gibi görünüyordu.

"Beni neden çağırdınız?"

Kızarık gözleriyle bize baktığında yutkundum.

"Iyy çok çirkin görünüyorsun."

Changbin gözlerini kısarak Hyunjin'e baktığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Senden kötü görünemem hyung."

Gözlerim şaşkınca aralandığında Changbin sırıtmıştı.

"Şunun haline bak, hala bana laf sokmaya çalışıyor."

Hyunjin omuz silkip gözlerini bana çevirdiğinde yutkunup gözlerimi kaçırdım.

"Neden buradayım?"

Doğruyu mu söylesem yoksa yalan mı?

"Eğer Seungmin'le ilgi-"

Ellerimi hızla iki yana salladım.

"Hayır hayır, değil."

Yutkunup Hyunjin'e baktığımda yüzü asıktı.

"Uzun zamandır Seungmin'le konuşamıyorum. Onunla konuşabilmek isterdim."

Hyunjin'in gözleri dolduğunda şaşkınca ona baktım. Hyunjin bu kadar duygusal mıydı ya?

"Eğer görüşebilme şansın olsaydı ona ne söylerdin?"

Merakla Hyunjin'e baktım.

"Özür dilerdim tabiki. Orada söylediğim şeyler ve tavırlarım çok yanlıştı."

Bunu demek için biraz gecikmedin mi Hyunjin?

Gözlerimi Changbin'e çevirdiğimde Changbin kafasıyla beni onayladı.

"Gel Hyunjin burada biraz dinlen."

Changbin Hyunjin'i kendi odasına götürdüğünde gözlerimi kapıya çevirdim. Seungmin'in gelmesini beklemek kalmıştı geriye.

Bir süre daha bekledikten sonra çalan kapıyla hızlıca kapıyı açtım.

"Seung-"

Min? Neden? Neden herkes bu kadar yıkılmış görünüyor?

"Selam Felix hyung. Nasılsın?"

Seungmin zorla gülümsediğinde gözlerim doldu. Kendimi tutamadım ve kollarımı hızla Seungmin'in boynuna doladım.

"Seungmin, affet beni arkadaşım. Hepsi benim suçum. Tek isediğim sizi barıştırmaktı. Herşeyi batırdım. Affet beni."

Bir yandan ağlarken bir yandan da burnumu çekiyordum.

Seungmin kıkırdayıp eliyle sırtımı sıvazladı.

"Sorun yok hyung. Biraz düşününce o planı sizin yaptığınızı anladım. Ayrıca biz her türlü kavga edecektik zaten. O yüzden üzme kendini."

Kafamı sallayıp geri çekildim ve burnumu çektim. Şimdi kendimi biraz daha rahatlamış hissediyordum.
"Seungmin?"

Hyunjin'in şaşkın çıkan sesini duyduğumda bütün planı yine mahvettiğimi fark ettim.

Gözlerimi Hyunjin'e çevirdiğimde Hyunjin dolu gözleriyle Seungmin'e bakıyordu.

"Seni birçok kez aradım ama sana ulaşamadım."

Gözlerimi Seungmin'e çevirdiğimde onun ağlamamak için kendini sıktığını fark ettim.

Gözlerimi bu kez Changbin'e çevirip başımla kapıyı işaret ettim. Changbin beni onaylayıp sessizce çıkış kapısına ilerlediğinde bende onu takip ettim ve evden ayrıldık.

"Sanırım bu plan işe yarayacak ha?"

Changbin omuz silktiğinde kaldırımlarda yürüyorduk.

"Bir an benim evime geleceğini söylediğinde aklımda başka planlar vardı bebeğim. Mesela baş başa film izlemek, abur cubur yemek, öpüş-"

Elimi Changbin'in ağzının üzerine koyup onu susturdum.

"Boşver şimdi evi. Nereye gidelim?"

Changbin elini belime atıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Sana gidelim."

Gülüp parmağımla Changbin'in kafasını yüzümden uzaklaştırdım.

"Olmaz evde annem ve Jisung var."

Changbin omuz silkti.

"Jisung bizi biliyor zaten. Annene de arkadaşım geldi dersin olur biter."

Kafamı iki yana salladım.

"O kadar dışarı çıktık Changbin. Bugünü dışarıda geçirelim. Söz başka bir gün bize götüreceğim seni."

Changbin iç çekip kafasını salladı.

"Peki madem, bir cafeye gidelim."

Kafamı salladım ve Changbin'le beraber cafeye gittik.

Stupid ❧ Changlix TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin