"Ben neyim?" Sorup sorulabilecek en tehlikeli soru. Bir kukla, deneme tahtasına bir çivi, isimsiz, izsiz,anısız, yüzsüz, bir nesne. "Beni buraya koyanı düşünüyorum. Benim hiç bile olamama durumumu. Role katılıp devam edememek, ayak uyduramamak, ve bunun karşılığında yapabilecek hiçbir şeyimin olmaması. Burası, materyalist bir evren. Hisleri olan tek kişi, sanırım benim. Ve her dakikayı, bunun uyuşturucu etkisi olduğunu umarak yaşıyorum. Ölümün ise beni, sürükleyeceği daha yoğun karanlıktan korkuyorum." Bulunduğunuz hiçlikten daha değersiz durumda olduğunuzu hayal edin. İşte bu sayfalarda, varoluşsal bir bulantıda, tam olarak bu yaşanıyor.