hayatımın hiçbir döneminde şikayet eden olmadım. düştüm, dizlerimin kanını temizleyip kalktım. ağladım, gözyaşlarımı bileğime silip sustum. görünmez olduğumu hissettim, bir koza örüp saklandım içine. sonra sen geldin. düştüm, yaralı dizlerimden öptün. ağladım, omzunu gösterdin. o kozayı beni incitmeden yok ettin, varlığımı hissettirdin. şimdi vücudum soğuk, neredeyim kestiremiyorum. giderek daha da artıyor soğukluk. yine sen geliyorsun, görüntü bulanık. sesini duyuyorum önce uzaktan, feryat ediyor gibisin. sonra ellerini hissediyorum bedenimde, bir sıcaklık geliyor, kollarının arasındayım şimdi. görmüyorsun ama gülümsüyorum. gözlerinin yağmuru üzerime yağıyor, konuşmuyorsun şimdi. oysa duyuyorum ben seni, hep duyuyorum. anlıyorum ifadeni "gitme" diyorsun şimdi. ilk defa şikayet ediyorum, "neden" diyorum tanrı'ya. yine dinlemiyor beni, hiç dinlemediği gibi. çabalıyorum, ruhum boşlukta süzülüyor. ve yüzümde bir gülümsemeyle kapanıyor gözlerim. neye güldüğümü anlamıyorsun. oysa ben görüyorum, sevgili sevgilim. ruhumun bedenimi terk ederken bile senin ruhuna nasıl sarıldığını görüyorum.