düşündükçe beni daha da dara sokuyor. ben artık düşünüp midemin bulanmasına sebep olan şeyleri hayatımda tutmak istemiyorum. hayatımda tutmuyorum; bu sefer aklımda kalıyor. yani ben hiç mi düzelemeyeceğim bilmiyorum. sanırım biraz fazla kendime odaklanmak bir süre sonra böyle tatsızlıklara yol açıyor. biriyle tanışayım diyorum, ağzıma sıçılıyor. kimseyle tanışmayacağım diyorum, bu sefer yalnızlıktan illallah ediyorum. yani yalnızlık derken tabii ki değer verdiğim arkadaşlarım var. ama bu arkadaş yalnızlığı olmuyor. birilerini çok fazla önemsemem, ya da birinin beni aynı şekilde önemsemesi. böyle birini hayatıma alınca büyük ihtimalle pişman olacağım. bu yüzden baştan heves etmesek iyi. ben bu şekilde kendime odaklı iyi gidiyorum. artık eve gelince yalnız hissetme durumlarını da aştım. bir de şu okul olmasa her şey daha iyi olabilirdi sanki. ama öyle de büyük ihtimalle esinle, dilekle, gökçeyle beraber olmayı özlerim. tuanayı bile seveceğim aklıma gelmezdi, ama o bile benim olduğum gerçeğine hiçbir tepki vermeyip gayet normal takılıyorsa rahatsız olmamıştır. ben ne ara bu insanlarla iç içe geldim, ne ara dileğin bana da çatal getireceği seviyesine geldim, ne zaman esinle hiçbir şekilde iğrenmeden aynı çatalla yemek yedik, ne ara bana hiçbir sebebi olmadan hediye alındı, ne ara okul sonrası buluşma ayarlandı bazen anlamıyorum. çok hızlı gelişti. ama ben sanırım gerçekten mutluyum.