SARHOŞ BİR KATİL?

173 23 4
                                    


-12.BÖLÜM-

*Çünkü sen hiç geceler boyu ağlayarak "Ne olur geri dönsün" diye dua etmedin. Acılarımız denk değil.*

Büyük ihtimal bölüm kısa oldu ama affolaa.... Geçerli sebeplerim var amaa,,,

-
Athena - Manga ve bir kaç tane de yabancı şarkı söyleyip sahneden indik. Geniş deri koltuklar ve büyük dikdörtgen alçak masalardan birine yayıldık. Herkes kendi halindeydi. Doğaç'ta bizi dinlemeye gelmişti ve yanımda oturuyordu.
Yüksek müzik olduğu için iyice kulağına yaklaşıp "Hazar abi nerde?" diye sordum.
Bu hareketim üzerine bedeni kasılmıştı. 'Tabi kasılır, üstünde o kıyafetlerle çocuğa yaklaşırsan'
Ne yani benden etkilenmiş miydi? Yok artık. Biraz durduktan sonra benim yaptığım gibi bana yaklaşıp kulağıma doğru "Yurtdışında. Bir kaç işi çıktı ama geri gelecek." dediğinde neden kasıldığını gayet iyi anlayabilmiştim.
Konuşurken nefesi kulağıma çarpıyordu ve bu içimin gıdıklanmasına neden oluyordu.
Anladım gibisinden kafamı salladım ve arkama yaslanıp biramı yudumlamaya devam ettim. Aynı zamanda da masadakileri izliyordum.
Ege, Seçil'in sırtını göğsüne yaslamış ve kollarını karnında birleştirmişti. Yatakta yatarmış gibi rahat bir pozisyondaydılar. Bir şeyler konuşuyorlar, Seçil'in cevap vermesinden sonra Ege karnını gıdıklıyordu. Çok tatlılardı. Bu sigara ve içki kokan siyahlıkta, onlar ışık gibi parlıyorlardı.
Bir an onlara özendim. Beni sevip, sahiplenecek birisi olabilirdi hayatımda. Aşık olabilirdim. 19yıllık yaşamımda hiç aşık olmamıştım, sevmeyi bilmiyordum ki ben.
Ara sıra takıldığım çocuklar olurdu. Ama hiçbirisiyle sevgili ya da ciddi bir ilişkim olmamıştı.
Şu yaşıma kadar uyuşturucuya bağımlı olmak dışında her boku yapmıştım, yapmıştık. Hatta uyuşturucunun azcık tadına bakmış olabiliriz...

Yarkın'a baktığımda esmer bir kızla konuş-yiyişiyordu. Pemra ile Okay sohbet ediyolardı.
Doğaç'a baktığımda bana baktığını farkettim. Diğer kızlar gibi utanıp bakışlarımı falan kaçırmadım. Ya da yanaklarım kızarmadı. Ah! Düşüncesi bile kahkahalara boğulmama sebep oluyordu. 'Arya Ander utanıp yanakları kızardı' ahahahaha
Doğaç'a bakarak sırıttım. O da karşılık verdi. Doğaç'a şu iki hafta içinde baya alışmıştım. Bir insana alışmak kötüydü.
Alışmak, tehlikeli bir oyundu ve işin şaşırtıcısız tarafı ise Arya Ander tehlikeli oyunları her zaman severdi.
Bir süre sonra Devrim-barın sahibi- yanımıza geldi.
"Selam millet." deyip elini kaldırdı ve herkesi topluca selamladı. Bizimkiler de selam verdi. Doğaç ve ben en sonda oturduğumuz için yanımıza oturdu.
Doğaç'a elini uzatıp "Devrim ben, barın sahibi." dediğinde Doğaç gülümseyerek-hep gülümsüyor!- "Bende Doğaç, Okay'ın kuzeni." dedi.
Devrim kaşları havaya kaldırdı. Soran gözlerini gözlerime çevirdi.
"Yurtdışındaydı." dedim.
Kafasını aşağı-yukarı salladıktan sonra samimi bir şekilde gülümseyip konuşmaya başladı.
"Bu güzellikte bir kızın başına üşüşmemeleri iyi bir bar sahibi olduğumun ispatı galiba." diyerek egosunu konuşturdu. Doğaç ise kaşlarını çattı. Ardından gülerek "Bence ben yanında olduğum için." dedi Devrim'e bakarak. Doğaç'ın ilk defa yalancı gülümsemesine tanık olduğum an buydu. Devrim ise bana göz kırptı ve işleri olduğunu söyleyip yanımızdan ayrıldı. Doğaç kolunu omzuma atmasıyla bakışlarımı ona çevirdim. 'Ne oldu?' derecesinde bakınca omuz silkti. "Şu çocuk seni daha fazla gözleriyle yemesin diye." dediğinde gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.
Kıskanmış mıydı?
Bahsettiği çocuğa baktığımda, çocukla göz göze geldim ve kocaman sırıttı. Ardından bize doğru yürümeye başladığında kaşlarım çatıldı.
Müziğin sesi kısıktı. Masamızın önünde durduğunda gruptakiler kısa bir bakış atıp geri işlerine döndüler.
Çocuğun bakışlarında buram buram rahatsızlık yayan bir şey vardı. Daha bir şey demeden yanına yaşıtı olduğu belli olan bir çocuk daha geldi. Bu sefer gruptakilerin hepsi onlara dikkatini vermişti işte.
İlk gelen çocuk gözlerini bana sabitleyip "İkizinin öldüğü kazada arabayı sen kullanıyormuşsun." deyip sustu. Bir an bu konu açıldığı için afallasam da Okay benden önce söze başlayıp "Siktir git." dedi.
Bu kadar kaba olması normaldi. Çocuk bakışlarını Okay'a çevirip yapmacık bir gülümseme gönderdi ardından yanında duran arkadaşının elindeki zarfı aldı ve içindeki fotoğrafları çıkardı.
Ne fotoğraflarıydı onlar?
Fotoğrafları masaya doğru savurup yüksek sesle konuşmaya başladı.
"Söylesene Arya, şoför koltuğuna sarhoş oturup ikizinin ölümüne sebep olmak sonra da tüm arkadaşlarına masumum yalanı uydurmak nasıl bir duygu?"

************************************

Ölü Yanım (Yeniden Yazılıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin