Geri dönüş/Buluşma

575 34 3
                                    

-1-

*Baktığım her yerde onun yokluğunu görüyorum*

Başımdaki ağrı nedeniyle inleyerek gözlerimi açtım. Dün gece eve geldikten sonra uyuyamayacağımı bildiğim için biraz içmiştim. 'Biraz mı hah!' diyen iç sesime hak verdim. Kendiliğinden gözlerim kapanana kadar içmiştim çünkü uyuyamıyordum. Sağlam kafayla duramıyordum son iki aydır. Beynimin içinde sürekli Aren vardı. Zümrüt yeşili gözleri, gülüşü, bana sarılışı, uyuzlukları... Derin bir nefes aldım. Yavaşca kafamı iki yana salladım. Düşünmek istemiyordum. En azından daha yeni uyanmışken düşünmek istemiyordum.

Dün eve gelirken verdiğim kararı hatırlayınca, başımdaki ağrı biraz daha şiddetlendi sanki. Bugün Okay'la konuşacaktım. 'Tabi bulabilirsen. Cenazeden hemen sonra ona bile bir şey söylemeden ortadan kayboldun da.' diyen iç sesime küfürlerimi savurdum. İç sesim haklıydı,fazlaca fakat bu kadar da konuşmamalıydı.

Siyah yorganımı ayağımla ittim ve yataktan kalktım.

Odada yarısı kırılmış aynadan kendime baktım; uyuşturucu bağımlısını andıran uykusuzluktan morarmış göz altları,karışmış üstleri siyah altları mavi uzun saçlar,varlığını unuttuğum kaşımdaki piercing,beynimdeki sesleri susturmak amacıyla sertçe ısırılmış yara bir alt dudak, siyah şort ve yarım tişörtün altında vampirlerin solgun beyaz tenini andıran normal insan tenine göre fazla beyaz bir ten, kazadan kalma yaranın üstündeki özensiz bir sargı bezi ve yorgun bakan yeşil gözler.

Yeşil gözler, Aren'in kopyası olan yeşil gözler... Aren'in umut dolu yeşil gözleri... beynim tehlikenin sinyallerini verirken, beynimdeki o Aren'in öldüğünü sayıklayan ses nedeniyle gelen zihinsel acı tüm vücudumu ele geçirdi. Kafamın içinde çığlık atarcasına fısıldayan sesin ne söylediği bir süre sonra anlaşılmıyordu, korkutucu bir hal alıyordu. Tamamen psikolojikti farkındaydım ama susturamıyordum o sesleri. Acı çekiyordum. Bu acı;sanki..vücudun da ki etlerin teker,teker koparılması ve senin her saniyesinde acıyla kıvranman gibiydi.  Elimle kırık,çatlak olan aynaya vurmaya başladım. Beynim fiziksel acıya odaklandığında,biraz olsun rahatladığımı hissettim.

Mazoşist değildim. Sadece şuan parkeye akan o kan,içimdeki acıyı dışarı çıkardığımı hissettiriyordu.

Banyoya gidip duş aldım ve tekrar odama döndüm. Bugün itibari ile Okay'ın yanına gidecek ve şu son iki aydır yaşadığım cehennemden uzaklaşmaya çalışacaktım. Bunu da sadece Okay yanımdayken yapabilirdim. Okay, Aren ile benim çocukluk arkadaşımızdı. Hatta arkadaştan öte, dosttan öteydi. Bizim üçüncümüzdü.

Üstüme siyah bir kot ve polar geçirip kısa sürede hazırlandım. 

Odaya geçip bir şişe bira için etrafa bakındım ve sigara paketimin yanına kendimi attım. Sigaradan sonra mutfağa girip kahve için su koydum. Mutfağın haline yüzümü bıruşturmakla yetindim. Burası bi mutfak için fazla pisti. Boş içki şişeleri,fast-food çöpleri ile doluydu. Doğru düzgün yemekte yemiyordum ki.

Hadi ama kim yiyebilirdi ki? İkizi mezarlıkta, toprağın altında yatarken, kim hiçbir şey olmamış gibi yaşayabilirdi? Güçsüz olduğumu düşünmüyordum. Ama bu hayata gözlerimi Aren ile açmışken,onla aynı anda kapayamamak acı veriyordu. Daha on dokuzunda olan bir gençten ne istemişlerdi ki? Babasının suçlarını, çocuklarının üzerinden ödetmek mantıklı mıydı? Aren bir hiç uğruna ölmüştü. Babama zarar vermek amacına yapılan bu şey, babama zerre zarar vermemişti. Olan Aren'i sevenlere olmuştu. Bana olmuştu,Okay'a olmuştu,gruptaki diğer çocuklara olmuştu.

Kahvemi elime alıp bahçedeki salıncağa doğru yürüdüm. Evin içi beni boğmuştu.

Salıncağa oturdum. Kahvemi içmeye başladım. Pantolonun cebindeki telefonu çıkardım ve elime aldım. Bu telefonu sayın Ander'i aramak dışında hiç kullanmamıştım.Rehbere tıklayıp tuş bölümünü açtım.

Ben şimdi Okay'ı nasıl arayacaktım? Ne diyecektim? 'Kendi acımla başa çıkmaya çalışırken seni düşünmedim ve çekip gittim, şimdi de yanına gelmek istiyorum." mu diyecektim?

"Yapmak zorundasın" diye mırıldandım kendi kendime. Yapmak zorundaydım.

Çocukluk arkadaşımdan, sonsuza kadar kaçamazdım değil mi?

Saniyelik topladığım cesaretimle numarasını tuşladım. Çalıyor.. Çalıyor... Çalıyor... tam kapatacakken aramayı cevapladı.

"Evet?" sesi yorgundu.

"Okay?" benim sesim de onunkinden farklı değildi.

"A-Arya!" Dedi hayretle.

"Şey," dudağımı ısırdım. "Buluşsak?"

"Tamam, her zamanki sahil?"

Cevap veremedim. Beynimde "her zamanki sahil" cümlesi yankılanıyordu. Grubun buluşma yeri,gece partilerinin en eğlenceli mekanı,mini konserler verdiğimiz yer. Aklıma üşüşen anıların hepsinde Aren var..

Okay'ın "Arya,orda mısın?" sorusuyla toparlandım.

"E-evet,tamam 2 saat sonra" dedim aceleyle. Okay "2 saat" diye mırıldandı. Ve bomba! "2 saatlik bir yerdesin,ve ben seni aylardır bulamıyorum öyle mi? Lanet olsun." dedi. Yutkundum. "Buluşunca" dedim.

"Tamam."

"Tamam."

************************
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere ✋

Ölü Yanım (Yeniden Yazılıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin