7. Bölüm

148 8 166
                                    

"Esma, ne diyorsun sen? Noldu Rüya'ya?"

"Bilmiyormuşsun gibi davranma, onu bununla tehdit ettiğini bilmiyor muyum sanıyorsun? Ne demiştin? Tam beynine sıkardın değil mi kurşunu? Yapmışsın işte dediğini. Kızımızı beyninden vurmuşlar. Katilsin sen. Hep öyleydin ama artık öz kızının da katilisin."

Hepimiz Esma Hanımın ne dediğine anlam vermeye çalışıyorduk. Özellikle ben anlamamıştım. Rüya ölmüş müydü? Fuat Bey mi onu öldürmüştü? Herkesin tek tek suratına baktım. Benzer, şaşkın bir ifade vardı.

Polis sirenlerini duymaya başlamıştım. Bu kaçma anlamına gelirdi. Ben sorgulanmazdım. Salonun diğer ucuna baktığımda alnının ortasından kan süzülen, teninin rengi solmuş Rüya'yı -daha doğrusu cesedini- gördüm. Benim burada işim bitmişti. Emir'e eğilip;

"Götür beni buradan." diye fısıldadım.

🎭

Önceden geçmiş zamanlarda yaşamak isterdim. Kabarık elbiseler, şatafatlı balolar ilgimi çekerdi çünkü. Ta ki onlardan birine katılana kadar. Gerçi son bir haftadır küçük Bihter'i bile tatmin edecek kadar çok kabarık elbiselerle dolaşıyordum ve bu biraz fazla tanıdık gelmişti. Üstümdeki abartılı bir elbiseyle barda oturuyordum. Her ne kadar ilk seferinde bilmiyor olsam da bu sefer de Emir'i bekliyordum.

Elindeki bardaklardan birini uzatarak "İç." dedi "İyi gelir."

Reddetmeyi istemiyordum ve istesem bile takatim yoktu. Bardağı aldım ve içindekinden bir yudum aldım. Sek viskiydi ve boğazım yanmıştı ama umursamadan içmeye devam ettim.

"Yavaş Bihter."

"Beni boşver." dedim. "Asıl anlat bakalım üvey kız kardeşine ne oldu."

Emir bıkkın bir nefes verdi. Onun da mutlu olmadığının farkındaydım ama olayın aslını öğrenmem lazımdı.

"Esma Hanım ne dediyse o olmuş işte, Fuat öldürmüş, alnının ortasından bir kurşunla. Galiba önceden Keremle ilişkisini öğrenip tehdit etmişmiş ikisini de. Bizim de rezil etmemiz bardağı taşıran son damla olmuş. Yani ben çok da inanılmaz bulmadım ama olayın peşini de bırakmayacağım." dedi.

"Hangi baba öz kızını öldürür ki?"

"Hangi baba kundaktaki bebeğini karısını aldattığı kadın uğruna terk eder ki?"

Konu burada kilitlenmişti.

Emir'e haber verip tuvalete gittim. Nerdeyse sarhoştum ve elbise oturmaya pek müsait değildi. Boş tuvalette aynanın karşısına geçip yüzümü inceledim. Akşamki güzel makyajım ve saçım bozulmuştu. Hiçbir şeyi umursamadan yüzümü yıkadım. Gözlerindeki maskara akmıştı ve aynı pandaya benziyordum. O sırada tuvalete biri girdi. Hayır biri değil, tuvalete Şebnem Hanım girdi.

Her zamanki gibi -güzel- gözüküyordu fakat bana her zamanki kibirli ve alaylı ifadesi yerine tedirgin bir yüzle yaklaştı ve kısık sesle konuşmaya başladı.

"Bak Bihter açıklama yapmaya vaktim yok. Emirle buradan acilen gitmeniz lazım. Söz veriyorum sonra her şeyi açıklayacağım."

Bu sefer normal yükseklikte bir sesle devam etti. "Tabii ki sana makyaj çıkarıcımı veririm, al canım buyur."

Gerçekten de makyaj çıkarıcı uzatmıştı.

Maskeli BaloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin