13. Bölüm

90 7 207
                                    

Onu geri itmem gerekirdi.

Ama itmedim.

Onun yerine ellerimi ensesinde birleştirerek ellerini bel boşluğuma koymasına izin verdim. Sadece kokular ve hisler vardı. Genzimi yakan tuzlu deniz ve alkol. Sanki dudaklarımızın birleştiği yerde bir volkan patlaması olmuştu ve ikimiz de eriyorduk. Onu mümkünmüş gibi daha yakına çektim. Daha, daha ve daha. Dilinin her darbesinde mırıltı sesleri çıkarırken Emir benden ayrıldı. Eğilip sol kulağımın hemen altına bir öpücük daha kondurduktan sonra "Geliyorlar." diye fısıldadı.

Bir şey olmamış gibi hemen aramıza mesafe koyup şakalaşarak gelen İrem ve Güneş'in yaklaşmasını izledim. Onlar yanımıza gelince yüzlerinden hiçbir şey görmediklerini anlamıştım. Başımla evi işaret edip Emir'i kolundan çekiştirip yanıma katarak yürümeye başladım.

Onlarla aramızda yeterince mesafe olduğuna emin olduktan sonra "Beni neden öptün?" diye sordum.

"Yeni yıla nasıl girersen öyle gidermiş diye duymuştum." dedi.

"Bu sorumun cevabı değil."

"Biliyorum."

Sonunda küçük evin kapısına varmıştık. Emir'in kapıyı açmasıyla içeri girdikten sonra yerde yatan kadını gördüm ve çığlık attım.

🎭

Emir, Şebnem'i kollarına aldı ve bizim oturarak eğlendiğimiz kanepeye yatırdı. Şebnem'in yüzündeki kanlar yüzünden kanepe de kan olacaktı.

"Emir, sen ayıltmaya çalış ben de ıslak bez getireyim. Nerden bulabilirim?"

"Banyodaki ilk yardım çantasında olması lazımdı Bihter."

Ben salondan çıkarken aceleyle açık bıraktığımız kapıdan İrem ve Güneş'in girdiğini gördüm. Bana anlam veremiyor gibi baksalar da içeriden birbirine karışan küfür seslerini duyunca durumu kavradıklarını anlamıştım. Yani bizim kadar.

Heyecandan titreyen ellerimle banyodaki dolaptan çantayı kaptım ve elime bir şişe su aldığım gibi salona geldim. Üçü de Şebnem'in başında oturuyordu. Şebnem'i inceleyince dayak yediğinden emin oldum.

Çantayı Emir'in yanına bıraktıktan sonra yere çömelip çantadan bezlerden çıkardım, elimdeki şişeyle hafifçe ıslatarak yumuşak hareketlerle yüzündeki ve kollarındaki kan lekelerini temizledim. Dokunuşlarım sonucunda biraz kıpırdanmıştı.

Şebnem'i sevdiğim söylenemezdi. Hatta onu tanımıyordum bile ama kollarımın arasında çaresiz ve merhamete bu kadar aç görünen bir kadına bunu yapanlar kesinlikle bedelini ödeyecekti.

Sonunda Şebnem ayılmış olacak ki "Su" dedi.

İrem "Ben getiririm." dedi ve hızlıca mutfağa gidip döndüğünde Şebnem doğrulmaya başlamıştı.

O, suyunu içtikten sonra Emir "Anlatacak mısın diye?" sordu.

Halsiz bir sesle "Neyi?" dedi.

Lafa karışarak "Mesela neden ağzın yüzün kan içinde burada olduğunu, sana bunu kim yaptı Şebnem?" dedim.

Şebnem "Şimdi yorgunum, sabah konuşsak olmaz mı?" deyince İrem, "Neden? Kendine gelip sıvışabil diye mi?" dedi.

"Tamam anlatıyorum."

"Neden dayak yediğinle başla." dedi Emir.

"Lafımı kesmeyin yoksa her an kararımdan dönebilirim." dedi. Aslında bu haliyle bile bize kafa tutması oldukça komikti ama üstelemedim.

Maskeli BaloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin