Olor agradable~°

834 67 34
                                    

Ellerim her zaman kinden ıslak tı. Klasik, kalbim her zaman ki gibi hızlı atıyordu. Kulağım da ki kulaklık ağzımın yanında ki mikrafon ve sahnenin diğer tarafından gelen insan sesleri.

Heyecanımı bastırmak için denediğim hiç bir şey işe yaramamış ve daha çok gerilmeme sebep olmuştu. Grupta ki en gergin kişi bendim sanırım. Diğerleri bana göre daha sakinlerdi.

Gözlerim yeonjun'un üzerine kaydı. Giydiği sırtı transparan ceket yüzünden bütün sırtını görebiliyordum ve bu bana daha çok ateş basmasına sebep oluyor du.

İlk yaşadığımız ilişkiden bu yana yaklaşık 1 ay geçmişti. Aramız da olan ilişkiye bir isim verebilirdim artık. Sex partneri. Tam olarak bu.

Hayal ettiğim veya istediğim tam olarak bu değildi. Evet onunla bir araya gelmek herşeyden daha güzel hissettirmişti. Ama yeonjun bana karşı en ufak bir duygu beslemiyordu. Aşk onun için saçmaydı. Herşey arzular sonucu ortaya çıkarmış, insanlar tatmin olmak in başka birine ihtiyaç duyarmış. Ona göre...

Terleyen ellerimi pantolanını kenarlarına sürttüm. Neden bu kadar gerginim acaba. Bir anda Ensemde bir nefes hissettim. Sonra ise kulağımda bir ses. "sakin ol soo bir şey olmayacak."

...

"hyung yavaş acıyor!!!" tutacak yer bulamazken daracık arabanın içinde ne ara bu hale geldiğimizi düşünüyordum. Deliğin yırtılacakmış gibi hissederken bir yerleri tutmak istemiştim. Ama nafile arabanın içinde tutabileceğim hiç bir yer yoktu.

"bir yeri tutmak veya sıkmak istiyorsan tişörtüme tutun soo." gerçekten bunu yapmama izin verirmiydi. Ellerim hızlı bir şekilde bedeni ni sardı. O beni becerirken ben onun kokusunu içime çekmekle meşgulüm. Şuan yanımda olmasına rağmen onu özlemem normal değildi. Her an yanımda olsun istiyordum. Ama bu şekilde değil. Beraber kahvaltı yapmak, gündüz gece ve sürekli dudağına ufak öpücükler bırakmak istiyordum. Özgürce...

"bizi burada biri görürse ne olur Jun." yakalanma riski6çok yüksek bir yerdi. Çünkü üyeler de dinlenmek için arabaya gelebilir ve bizi bu pozisyonda görebilirdi. "kimse gelmeyecek buraya soo. Şimdi rahatla deliğin çok gergin." nasıl olmazdı ki. Sesini duymak bile beni heyecanlandırken şuan senle yaptığım şeye bak demek istemiştim.

Ne vardı sanki adam akıllı bir ilişkimiz olsa. Onunla el ele tutuşmak ve bir parkta yürümek istiyordum. Beraber bisiklete binmek, dondurma yemek, gezilere gitmek istiyordum. Bu istediklerim çok mu fazlaydı acaba. Neden diğerleri gibi normal olamıyor du ki. Neden yeonjun bana karşı biraz da olsa duygu beslemiyordu.

...

Gözlerim yavaş bir şekilde açılırken uyanmama sebep olan güneş içimi bir nebze olsun ısıtmıştı. Hafif açık kalan perdeden içeri yayılıyor ve ortamı ısıtıyordu.

Bugün izin günüm Dü. Çalışma yoktu. Pratik yoktu. Gün tamamen bana aitti. İlk başta bütün gün uyumayı planlamıştım. Ama sonradan ise dışarı çıkıp bir şeyler içip tatlı bir şeyler yemenin güzel olabileceği gelmişti aklıma.

Yataktan kalkıp karşımda duran dolaba gittim. Gündelik kıyafetlerimden giyip yüzüme maske taktıktan sonra Taehyun'un odasına gittim. Sanırım herkesin şifresini biliyorum.

İçeri girdiğimde taehyun hala uyuyordu. Ona dışarı çıkmak istermisim diye soracaktım ama oda çok sıkı çalışıyor du ve onu uykusundan uyandırmak istemediğim için odasından dışarı çıktım.

Taehyun benim için değerliydi. Yakındı birbirimize bazen konuşurduk ta zaten. Çoğu zaman gelir ve omuzlarıma masaj yapardı. Ona ne kadar buna gerek olmadığı söylesemde yinede gelir ve masaj yapardı.

Kapıdan dışarı çıkıp aşağı kata inmek için asansöre yöneldiğim zaman arkamdan biri bana seslendi. Dönüp baktığımda elinde iki adet kahve tutan yeonjun'u gördüm. Olduğum yerde durdum ve onun gelmesini bekledim.

"aşağıya mı iniyorsun?" ama bu şekilde ikili davranırsa onun hakkında net bir karar veremezdim. Amacı atamızın iyi olması mı yoksa sadece çıkarlar için kullanmak mıydı bilmiyorum. "ahh evet dışarı çıkacağım." gözleri ile beni baştan aşağıya süzdü. Sonra açılan asansör kapısını görünce eli ile içeri geçmemiş söyledi.

O asansörden içeri girince bir gerilmiştim. Bu kadar küçük bir alanda yeonjun ile bu kadar yakın olmak garipti. "neden nefes almıyorsun soobin." o söyledikten fark etmiştim. Nefes almayı bıraktığımı.

Yan yana duran bedenlerimiz birbirine bakmaya başlamıştı. "beni görünce bu kadar mı heyecanlanıyorsun?" evet diye bağırsam ne yapabilirdi ki.

Asansör kapısı kata gelmiş ve bir anda açılmıştı. Asansörü bekleyen biri olmadığı için şükrettim. Çünkü kızarmış suratımı ve düzensiz nefesimi en önemlisi bir birimize oldukça yakın olan bedenlerimizi kimsenin görmesini istemezdim.

Kapı açılır açılmaz yeonjun hafif yana kaymış ve bende dışarı çıkmıştım. Arkama bakmadan hızlı adımlarım ile şirket kapısından çıktım. Sanki beni takip edecekmiş gibi...

Stajyer olmadan önce de arkadaşlarım vardı, yani bir tane. En azından bugün onunla görüşe bilirdim. Elime aldığım telefonum ile onun numarasını tuşlamıştım. Fakat kimse açmamıştı. Adımlarım beni bir yerlere götürülen ben onu ulaşmak için uğraşıyordum.

O benim herşeyim di. Başka kimsenin olmaması nasıl bilirmisiniz. Kimse ile anlaşamıyorsunuz ve bir kişi var ve ona muhtaç hissetmek. Onu kaybetmemek için canını bile verebilme duygusu.

Telefonların açılmayınca hiç bir yere gitmedim. Zaten uzun bir süredir yürüyor ve tam olarak neresi olmadığım bir yere gelmiştim. Biraz ileride duran banklar dan birine oturup elimin altında ki şehri izledim. Onu fazla mı boşladığım düşünceleri girmeye başlamıştı aklıma. Ama yapabilecek hiç bir şeyim yoktu ki. Beni cesaretlendirip kendi elleri ile yollamıştı oraya. Onun için çalışıp çabalamıştım bir yandan.

Saatler boyu bank ta oturdum sonra kalkıp yine adımlarımın beni nereye götüreceğini izledim. Gerçekten aklımda gitmek için hiç bir yer yoktu. Beynimin içinde ki bütün düşünceler sökülmüş gibi hissediyor dum.

Onu bu sefer gerçekten kaybetmiştim sanırım. Arada kavgalarımız olurdu. Kimin olmaz dı ki. Aynı fikirde olmadığımız konular çoktu zaten. Ama küser kısa sürede yine dayanamaz barışırdık. Asla telefonlarımı açmamazlık yapmazdı. Oysa saatlerdir onu aramama rağmen açmamıştı telefonlarımı.

Kafamı kaldırdım. Adımlarımın beni nereye getirdiğine bakmak için. Beklediğim yerdeydim. Beni buraya getireceğini tahmin etmiştim.

Yeonjun'un kucağı...
.
.
.
.
.
.
Selam benim manyak okuyucularım. Ama seviyorum sizi unutmayın. Bölüm gecikti özür dilerim. Ama hastaydım.

Umarım seversiniz. Bu bir kaç bölüm de tarihler biraz hızlı geçecek haberiniz olsun alıyorsun demeyin bana.

Bu arada bol bol yorum ve oy bekliyorum unutmayın ballarım.

Epny~°

Traços~°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin