Soobin sadece sevgilisine, aldığı ufak dizi rolü çekilirken destek olmaya gelmişti fakat yemek arasına girdiği zaman işler değişmişti.
Bütün set çalışanları yakındaki bir erişte dükkanına gittiği için set tamamen boş ve sessizdi tabi Soobin'in inliyiş seslerini saymazsak.
"bilseydim gelmez-durr..."cümlesini tamamlayamamıştı. "Neden bence çok iyi hissediyorsun." demişti yeonjun ve gülümsemişti. Eli Soobin'in aletini çekiştiriyordu.
"Bunun için akşamı bekleye bilirdin."
"Ama üstündeki ile çok sexy duruyorsun."
"Pantolon ve gömlek var üstümde."
"Böyle bile çok ateşlisin sevgilim."
"Ya biri bizi böyle görse."
"Kimse gelmeyecek."
"Akşamı bekleyebilirdin."
"Sabırlı biri değilim."
Yeonjun, Soobin'in sözlediği leylere anında geri cevap veriyor ve onu surturuyordu. Soobin'in giydiği gömleği yukarı dopru kaldırmış onu tutmasını söylemişti. Yeonjun bir yandan onu memnun ederken bir yandan göğüs uçları ile oynuyordu.
"Eğer şimdi durmazsan ikimiz içinde hiç iyi olmayacak."
"Bence durmamız gereken zamanı çoktan geçtik. Şuna bak." diyerek çekiştirdiği aleti gösterdi. "şimdiden sızdırıyorsun. Bir de bana bak çoktan sertleştim çünkü çok güzel inliyorsun birinin benimkini ağzına almasına bile gerek kalmadı." diyerek Soobin'in daha çok utanmasına sebep olmuştu.
O sırada bir ses duyuldu. Set çalışanları geri gelmişlerdi. Yeonjun, Soobin'i hızlı bir şekilde daracık olan giyinme odadına sokmuş ve hiç ses çıkarmamasını istemişti ama bu Soobin için çok zordu. Çünkü yeonjun onu çekiştirmeye devam ediyordu.
Dışardaki sesleri dinlediler bir kaç saniye. Yemeklerini alıp geri sete dönmüştü hepsi. Ve yeonjun'un dılarda olduklarını düşünüyorlardı. Oysa sevgili ile giyinme odasında kendilerini tatmin ediyorlardı.
Yeonjun, Soobin'in kulağına yaklaşıp fısıldadı. "Tek başına boşalmayı düşünmüyorsun değil mi? Burada zor durumdayım." Soobin yapması herekeni anlayıp Yeonjun'un pantolunun düğmesini açmış ve fermuarı aşağıya indirmişti.
Yeonjun'un sertleşmiş aletini alıp onun yaptığı gibi çekiştirmeye başlamıştı. İkiside ses çıkarmamak için kendilerini zor tutuyorlardı. Birazcık bile sesli inleseler dışardaki insanların buraya toplanacaklarını biliyorlardı. Sırf birbirlerini seslerini bastırmak için dudaklarını bile birleştirmiştiler.
Yoğun haz duygusu ile ikisininde başı dönüyordu. İkiside biliyorduki bu onlara yetmeyecek ve akşam evde kalan yerden devam edeceklerdi.
İkiside derin derin nefes alırken elleri daha çok hızlanmış ve ses çıkarmamaya çalışarak boşalmışlardı. İkisi içinde yeni bir deneyimdi ve bu gizli kaçaklı rahatlamadan Soobin'in fazla hoşlandığı söylenemezdi.
Akşama dopru Yeonjun'un çekimleri birmiş ve Soobin ile beraber yurda dönüyorlardı. Soobin bütün gün somurtmuştu. Yeonjun sebebini tahmin edebiliyordum ama yinede bu halleri çok hoşuna gidiyordu.
Soobin bir kaç adım daha öndeydi ve adımları oldukça hızlıydı. Ona göre Yeonjun daha arkada ve yavaş yürüyordu. Elleri ceplerinde bir vaziyette arkadan Soobin'e bakıyordu. Soobin ise bir an önce yurda dönüp yatmak istiyordu.
Soobin durdu ve arkasını döndü. Yeonjun kaşlarını kaldırıp ona baktı. "Eğer bir daha yakalanma riskimize rağmen devam edersen bil ki o son dokunuşun olur." bir parmağını Yeonjun'un gözüne sokacakmış gibi yaparak onu uyarıyordu. Nornalde Yeonjun umursamazdı fakat son olsun istemiyordu. Sağ elini cebinde çıkarıp başının yanında tutru ve "söz" dedi.
...
Ertesi sabah Soobin sebepsiz yere mutsuz uyandı. O kadar olumsuzdu ki çarpma işlemindeki sıfır gibi gördü kendini. Yataktan hiç kalkmadan bedenini çevirip yanındaki yatağa baktı. Boştu ve çarşafları düzeltilmişti. Sonra yanındaki telefonu eline alıp saate baktı ve bir kere daha lanet okudu. Saat çoktan 10 olmuştu ve Soobin hala yataktaydı. Gün çoktan aymış ve yurttaki herkes işlerini halletmeye başlamıştı.
Yataktan kalkıp diğerlerinin yanına bile gitmek istemedi. Zaten olumsuzluğu yetmiyormuş gibi halsiz bir bedenide vardı. Yatakta öylece yatıp tavanı izlerken kapı açılmış ve Yeonjun içeri girmişti.
"Uyandın mı?" diye saçma bir soru sormuştu. "hala uyuyorum ve sen aslında benim rüyamın bir parçasısın." diyerek sinirke kükremişti. Yeonjun ise kıkırdıyarak odaya girerken elinde tuttuğu çamaşırları dolaba koyup Soobin'in yanına gitmişti.
"Çek ellerini"
"Ama neden?"
"Kızgınım sana."
"Ama güzelim böyle olmaz ki"
"Güzelin miyim cidden?"
Doobin ruh hali bir kelim eile değişmiş bütün ilgi odağını kaybetmişti. Yeonjun onu bu haline daha çok gülmüştü.
"bildiğim soruları neden soruyorsun?" diye cevap vermişti. Soobin gittikçe biraz daha yumuşamış ve neredeyse yaşananları unutmuştu.
Yeonjun kolları ile Soobin'i sıkıca sarmış ve kokusunu içine çekmişti.
"seni seviyorum biliyorsun değil mi?"
...
Hayret epny sen buraya böküm atar mıydın? Dediğinizi duyuyorum. Bu arada 25. Bölüm final olucak ve ben çoktan final bölümünü yazmaya başladım. Bir kenarda duruyor yani bir yandan onuda yazıyorum. Bu anıların son bir bölümü kaldı. Onuda yazıp hemen finali yayınlıcam.
Ben aslında kitabı böyle yapmayacaktın ne ara böyle oldu anlamadım.
Epny~°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Traços~°
FanfictionOdanda adımı inleyerek kendini parmakladığını gördüm soobin... Epny~°