T'he esperat~°

449 43 33
                                    

"Yayınlanan haberlere göre choi soobin ortaokul hayatında bir çok öğrenciye zorbalık yapmış."

"eskiden intihara kalkıştı söyleniyor."

"choi soobin'in eşcinsel olduğu açık-"

Elinde ki kumanda ile izlediğim haberleri kapatmıştı. Bir anda tüm ülkenin gündemin de ben vardım. Ve herşey çok güzel gitmeye daha yeni başlamıştı. Tam yeonjun ile aram çok iyi gidiyor diyordum ki haberle çıktı. O gece kapım çaldığı zaman beklediğim kişi aslında yeonjun du. Ama sunoo her zaman olduğu gibi tam zamanında yetişmişti.

"bin neden izliyorsun hala haberleri-le telefonu da bırak elinden." elimde ki telefonu da almıştı. Morelimi bozuk olduğunu biliyordu. Her geçen saniye bir kişi daha konu hakkında yorum yapıyordu. Ben ise günlerdir her bir yorumu teker teker okuyordum. Şirket ne bana bir haber veriyor du nede bir açıklama yapıyordu. Seven insanlarım bile yavaş yavaş azalmıştı. Oysa haberlerim hepsi yalandı. Bir kaç gündür odamdan dışarı çıkmıyordum. Bir keresinde çıkmıştım ve pek güzel davranışlar alamamıştım. Sunoo da ben odamda duruyorum diye benimle beraber duruyordu.

Odadan dışarı çıkmıyordum. Insanların Bakışları gerçekten acımasızdı. Çıkan haberler yalan olsa bile Her şeye inanıp tavırlarına ona göre alıyorlardı. Bir kaç bakış binlerce şey anlatıyordu. Bana acıyor, iğreniyor ve tiksiniyor gibi bakıyorlardı. Sunoo yanıma gelip yatağa oturdu ve dizini gösterdi. "gel yat hadi" sunoo'nun yanında fazla ağlamazdım. O üzgün olduğu zaman ona destek olur ama bana üzülmesini istemezdim. Kafamı dizine koyduktan sonra onun elleri saçlarıma gitti ve okşamaya başladı. Uzun zamandı huzursuz olan bedenim bir anda huzur bulmuştu sanki.

Bir kaç dakika sonra yavaş yavaş gözleri kapanmaya başlamıştı. Ama o sırada kapı çaldı. İçimde ki bir kısım umarım yeonjun dur diyordu. Onun şuan da yanımda olmasını, bana sarılmasını ve sorun yok ben buradayım demesini bekliyordum. Hala.

Sunoo gidip kapıyı açtı. Kai, tae, beom ve... Neredeydi? Ardından sunoo geçti. Ama yeonjun yoktu. Hepsi gelip bana sarıldılar ve nasıl olduğumu sordular. Halimden belli değil miydi? Gözlerim şiş, dudaklarım kuru, üzgün ve bitkin bir haldeyim. Görebiliyorlar dı fakat kibarlıkdan olsa gerek soruyorlardı. Sonra beom bir kağıt uzattı. "Bayan park gönderdi. Biz gidiyoruz soo seni özleyeceğiz." bedenleri benden uzaklaştı ve biraz önce girdikleri kapıdan dışarı çıktı.

Zarf şeklinde ki kağıdı ellerim titreyerek açtım. İçimi saran karamsarlık duygusu ile baş başa olduğumu fark ettim. "choi soobin istifa mektubu" kağıdın başlığını okuyunca zaten anlamıştım her şeyi.

Ertesi gün yapmak istemesem bile zorla odamda ki eşyaları topladım. Bana zorla teslim etmem söylenen istifa mektubunu verip şirketten tamamen ayrıldım. Giderken yeonjun'u fark ettim oradaydı. Ben gözlerimden yaşlar damlayarak eşyalarımı toplarken o kollarını birbirine kenetlemiş sadece bana bakıyordu. Onun için bir şeyler ifade etmediğimi o zaman tamamen anlamıştım.

Ben şirketten ayrıldığım gibi haberlerde şunu gördüm "choi soobin grubunun geleceği için gruptan ayrıldığını açıkladı." komik. Ben hiç bir açıklama yapmamıştım. Ayrılmak bile istememiş zorunda bırakılmıştım.

Annemlerin yanına dönemedim artık. Abimi aradım bende. Elimde ki sürü sürü valiz ile evinin yolunu tuttum. İnsanların beni tanımamasına aşırı özen gösterdim. Şuan birinin beni tanıması hiç iyi durumlar doğurmazdı. Belki de artık normal bir hayatım olabilirdi. Ama ben çok çabalamıştım. Staj yapmak benim için çok zordu. Hem duygusal hemde bedenen. Ve bunu topu topu bir kaç ay kalayım diye yapmamıştım.

Kazan gibi olan kafamla zordu yürümek. Gözlerim deseniz uykusuzluktan şiş, ağlamaktan kırmızıyıdı. Eve yaklaştığımı zaman saklayamayacağımı bilsem bile de üstüme çekin düzen verdim. Şuan tam bir yıkıktım.

...

Soobin, hayatı bir bina gibi yıkılırken sadece izlemişti. Ufak bir parça bile kurtaramamıştı. Hayatı ile birlikte ruhu da, hayata olan sevgisi de yıkılmıştı. Yıllarca çabalayıp kazandığı üni bir anda kaybetmişti. Sonra ne mi olmuştu? Soobin için söylenen her şeyin bir yalan olduğu ortaya çıkmıştı. Ama gerçekler ortaya çıkana kadar çok uzun bir zaman geçmişti. Yaklaşık bir yıl. Soobin insanlardan daha da çok korkmaya başlamıştı bu sürede. Dışarı çıkmak istiyor ama insanlar yüzünden her şeyden vazgeçiyordu.

Peki gruplarına ne olmuştu? Dağılmıştı. Yeonjun ise solo olarak kalmıştı şirkette. Soobin'in içinde kocaman bir öfke vardı. Her geçen gün daha da büyüyordu öfkesi. Öylece izlemiş ve söylenen şeylere oda inanmıştı. Hani onu seviyordu. Yalan söylemişti.

Soobin abisinin üstüne yük olmamak için bir iş bulmak istemişti. Ama dışarıdan hala korkuyordu. Grafikerlik yapmaya başlamıştı oda. Abisinin ona aldığı bilgisiyar ve gerekli malzemeler sayesinde bir yıl içinde anonim bir şekilde çalışan ünlü bir grafiker haline gelmişti. Ardından ise abisinin evinden ayrılmış kendine güzel bir ev tutmuştu.

O gün yeni aldığı işi üstünde çalışırken telefonu çaldı. Arayan sunoo'ydu. Soobin onun için çok mutluydu. Seçmeleri kazanmış ve çıkış yapmayı başarmıştı. Tek isteği uzun bir kariyer hayatı olmasıydı. "efendim sunoo!?" sunoo heyecanlı ve nefes nefese bir ses ile soobin'e cevap vermişti. "soo sana gönderdiğim adrese gelir misin? Ama iyi giyin biri seni tanımasın?" soobin tam neden bahsettiğini soracağı sırada sunoo telefonu kapatmıştı. Ardından telefonuna bir konum gelmişti. Soobin isteksiz olsa bile sunoo'nun istediği yere gitmek için hazırlanıp evden çıkmıştı.

Soobin, sunoo'nun attığı yere ulaştığı zaman sunoo orada bekliyordu. Etrafa bakındı. Buraya debut zamanın da oda gelmişti. "soobin yanımda olmana ihtiyacım var sana bir yer ayarladım lütfen beni izler misin?" sunoo o tatlı ifadesi ile şuan soobin'e yalvarıyordu. "tamam kalacağım." soobin için burada olmak zordu. Hala o sahne ışığının hissettirdiği duyguya hasretti. Ama şuan sadece en yakın arkadaşını mutlu edip ona destek olacaktı. Daha önceden yaptığı gibi hissettiği duyguları içine gömecekti.

"soo gördün değil mi nasılsın ama?" heyacandan yerinde duramayan sunoo soobin'in etrafında dönüp zıplayıp duruyordu. "çok iyiydin sunoo" sunoo'nun gülümsemesi daha da derinleşiyordu. Ama soobin'in içi parçalanıyordu. Uzun zaman olsa bile hala özlem duyuyordu. Ama kafasının karışmasına izin vermeyecekti. Şuan iyi bir hayatı vardı. İlk zamanlara nazaran daha kolay dışarı çıkabiliyordu. Artık insanlar onu tanımıyor ve onun hakkında konuşmuyordu.

"sunoo ben artık gidiyorum işlerim var dikkat et olur mu kendine yakın sana bir hediyem olacak." sunoo soobin'e sıkıca sarıldıktan sonra gitmesine izin vermişti. Soobin o büyük stüdyodan dışarı çıkmak istememişti. Ama biliyordu orada daha fazla kalmak daha fazla acı demekti. Daha fazla anının geri gelmesi demekti.

Soobin tam kapıdan dışarı çıktıktan sonra taktığı maskesini indirmişti. Yeteri kadar bunalmıştı ve nefes almaya ihtiyacı vardı. "soobin..." adını duydu yine o sesten. Uzun zaman olmuştu öyle değil mi? Takvimler göre yaklaşık 1 yıl iken ruhen yıllar geçmişti. Kafasını hafifçe kaldırdı soobin. Tam önünde duruyordu. Ona bakıyordu. Eskidi gibiydi. Ateşli ve aşırı sexy. Soobin maskesini çıkardığın alamet okumaya başladı. Ama gözlerini onun gözlerinden ayıramadı. Öyle güzel bakıyordu ki hala. Onca yaşanan şeye rağmen soobin'in hisleri geri gelmişti bir anda...

°
°
°
°
°
°
°
°
°
°
Merhaba bebişler. Uzun bölüm yazmaya çalıştım ama yinede kısa tutmaya karar verdim. Olay akışını biraz hızlandırmam lazımdı o yüzden tarih atladım.

Yorum atmıyorsunuz yine sizden rica ediyorum lütfen yorum atın. Düşünceleriniz benim için aşırı önemli. Ve eğer kitap hakkında konuşmak isteyen olursa bana yazabilir. İnstagram, Twitter veya wattpad fark etmez istediğiniz yerden yaza bilirsiniz.

Size iyi günler dilerim. Oy ve yorum atmayı unutmayın.

Epny~°

Traços~°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin