Llàgrimes~°

1.5K 103 38
                                    

Pratik odasında öylece uzanıyordum. Kaslarımda ki ağrı yüzünden yatmak bile zorlaşmıştı artık benim için. Çıkış yapa bilmek için kendimi fazla zorluyor olabilirdim ama en iyisi olmak istiyordum. Binlerce seçmen arasından staj hakkı kazanmıştı. Bu sayede özgüven im daha çok artmıştı. Ve içimde daha iyisi için çabalama isteği artmıştı.

Ben oda da öylece yatarken kapı açılıp içeri biri girmişti. Gülümseyerek bana baktı ve kafasını hafif bir biçimde yana eğdi. Ve gülücüğünü derinleştirip gamzelerini görmemi sağladı. Kısılan gözleri ile bana bakıyor ve gülüyor du. Sırtında ki çantayı kapının yanında ki dolabın üstüne koyup bana selam verdi.

"şey pardon sen yeonjun olmalısın." Böyle güzel bir ses tonundan adımı duymak eritmişti resmen beni. İlk baharda esen sıcak ile soğuk arasında ki o hafif rüzgar gibi geliyordu sesi kulağıma.

"ben yeni stajyer soobin memnun oldum." yüzünde ki gülümsemeyi derinleştirip elini bana uzattı. Yeni stajyer. Yalnız kalmayacağım için mutlu olmuştum.

Ne sayesinde bilmem ama soobin ile çok iyi anlaşmıştık. Onun sıcak kanlı ve sevecen oluşundan dolayıymıydı yoksa benim ona ihtiyacım oluşundan mı bilmem ama çok iyi anlaşır hale gelmiştik.

Çıkış yapana kadar hep beraberdik. Dans platikleri, ses antrenmanları asla ayrılmamıştık. Aslına bakarsanız o çıkış yaptıktan sonrada benim yanımda durdu.

Soobin

O gün odadan içeri girince şaşkınlık içindeydim. İçeride uzanan adam felaket yakışıklıydı. Bir anda tüm organlarım hızlandı. Sadece kalbim demek haksızlık olurdu. Şok geçiricekmiş gibiydim. İlk görüşte aşk? İnanmıyorum ama, etkilenmek çok normaldi. Dolgun dudakları vardı. Yanına gidip kapanma isteği yaratıyor du üstünüzde. Aklım onun hakkında binlerce iffetsiz şey söylerken bedenim ona selam vermekle meşgul dü.

Şaşkın ve tatlı ifadesi ile bakarken konsantre olamıyordum. Ufak çaplı nefes alıp kaldığım yerden devam etmiştim kendimi tanıtmaya. Ona yeni gelen stajyer olduğumu söyleyip gülümsedim. İlk başta hiç tepki vermedi. Sonradan ise bana baktı ve oda bana gülümsedi.

Çok güzel gülmüştü. Gözleri parlamıştı bana bakarken. Bu gülücük sahte değildi. Bunu anlaya biliyordum. Gülerken gözüken şirin dişleri, kısık gözleri ile İlk izlenimi efsane olmuştu benim için.

Yeonjun ile hep beraberdik. Ona gittikçe daha çok yakınlaşmıştım. Bu yakınlık ondan daha çok etkilenmeme sebep oluyor olsada uzak duramamıştım.

Stajımızı beraber bitirip aynı grupla çıkış yapmıştık. Çıkış aşaması ikimiz ve grubun diğer üyeleri için aşırı zor olmuştu. Bizi seven insanların yanında nefret eden insanların oluşu hepimizi kırıyordu. İlk müzik klibimize gelen yorumları teker teker okumuştuk. Staj görmeye başladığım zaman böyle olacağını düşünmemiştim ama herkesin bizi seveceği umududa yoktu zaten içimde.

Bana gelen kötü yorumlar iki gün içinde artmaya başlayınca geceleri uyuyamaz olmuştum. Sürekli yurttaki balkona çıkıp kenarına oturur ve bacaklarımı kendime çekip sessiz bir şekilde ağlardım. Anne babası kavga eden küçük bir çocuk gibi.

Orada otururken çok pişmanlık duyuyordum. İyi olamamamıştım. Insanlar çok acımasızlardı. Hiç bir şey bilmeden sadece yorum yapıyorlardı. Ve ben her zaman olduğu gibi kendimi suçluyordum.

O gece balkonda o şekilde otururken, gözlerimden yaşlar birer birer damlar iken balkon kapısı açıldı. Kafamı kaldırmak istemedim. İçeri giren kim olursa olsun beni bu halde görmesini istemedim. Güçlü gibi görünmek daha cazip gelmişti. Bu şekilde aciz bir durumdayken birinin bana bakması beni daha çok rahatsız ederdi.

Balkona çıkan kişi yanıma oturdu. Uzun bir sessizlik yaşandı ardından sesinden bu kişinin yeonjun olduğunu anladım. İşte bu daha kötüydü. Onun beni bu halde görmesi istediğim son şey olabilir di.

"ne yapıyorsun soobin burada" yumuşak bir ses tonu ile soru sorduğu zaman cevap vermeden duramazdım. Ama işte o an sesim çıkmadı. Boğazım düğümlenmiş gibiydi. Sesim çalınmış gibi bir his vardı. Ve en önemlisi ağladığımda dolayı sesin titretecek ve yeonjun ağladığımı fark edecekti.

Cevap veremedim. Onun yerine kafamı daha çok kendime gömdüm. Üstümde bir ağırlık hissettim. Bir kol. Yeonjun'un kolu. Kolu ile beni iyice sarıp beni kendine çekti. Ondan hala uzak olmama rağmen kokusu burnumu doldurmuştu. "neden ağladığını biliyorum soobin." ağladığımı anlamasına mı şaşırsaydım yoksa neden ağladığımı anlamasına mı?

"yorumları gördüğünü biliyorum. Ama bu kadar düşünme soobin. Onlar sadece eleştiriler. Biz daha iyisini yapabiliriz değil mi?"

Neden bu kadar iyi olmak zorundaydı ki. Umursamaya bilirdi. Ama o beni rahatlatmak için elinden geleni yapıyordu. Huzur verici bir tonda konuşuyor, fazla düşünmeme mi söylüyordu. İşe yarıyor du aslında. Yanımda olan birini bilmek rahatlatıyor beni.

Kafamı yavaş yavaş kaldırdım. Bana bakıyor du. Küçük bir bebeğe bakıyormuş gibi hemde. Başarılı bir çocuğu olan bir anne gibi bakıyordu bana. Benimle gurur duyuyormuş gibi.

"bana inanıyor musun hyung?" vereceği cevap gözlerinde saklıydı zaten. Ama ben onun o güzel sesinden duymak istemiştim.

"inanıyorum soobin sana inanıyorum." kollarımı bacaklarım dan çekip onun boynuna sarmıştım. Sıkı sıkı sarmıştı kollarım onu. Huzur ile dolmaya başlıyordu içim. Havanın soğuk olması bile etki etmiyor du şuanda. Sadece bana inanan ve destek olan birine ihtiyacım vardı ve ben onu bulmuştum...

Selam herkese tekrardan söylüyorum ben epny~°.

Kitabın ilk bölümü beklediğimden daha hızlı okundu. :))

Bana destek olduğunuz için saolun. Bölüme gelirsek bu biraz geçmiş gibi bir bölüm. Soobin'in yeonjun'a aşık oluş kısmı gibi bir yer gelecek bölümü heyecanla bekleyin çünkü o hikayenin asıl kısmı desteklerinizle ihtiyacım var lütfen büyümeme yardım edin :))

Epny~°

Traços~°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin