Yorum yapar mısınız?
"soo sana karşı duygularım olmadı konusunda yalan söyledim..."
Beynim bir anda yerinden uçup gitti. Kalbim atmayı bıraktı. Çiğerlerim nefes aldıkları için küfretti. Bütün bedenimin iflas ettiğini hissettim. Ayak parmaklarından başladı sıcak, bütün bedenimi kavurdu bir anda. Kül oldum.
Gözlerimi sonuna kadar açıp ona bakıyordum. Ne yapmam gerekiyordu şimdi. Ona ne demeliydim. Ağlamalımıydım yada gülmeli. Duygularım hepsi karman çorman olmuştu. Birden fazla duyguyu aynı anda yaşıyor hangisini dışarı vurmam gerektiğini bilmiyordum.
Ama bir şey biliyordum...
"gerçek olsun." ayırmadım gözlerimi ondan bir saniye bile. Kilitlenmiş gibi baktım ona. "bu sefer her şey gerçek gibi olsun." yan tarafında duran elini çekip çene hizama koydu. Yüzlerimiz yavaş yavaş yaklaştırdı. Nefesini hissettim önce. Sonra ise dudakları deydi dudaklarıma. Farklıydı gerçekten. İçten geliyordu şuan öpücüğü. Tüm benliği ile öpüyordu sanki beni. Yavaş ve narindi aynı zamanda. "nasıl fark edemedim bilmiyorum soo." bilmesi veya bilmemesi şuan umrumda değildi. Sonuçta artık bana karşı duyguları vardı. Gözlerimiz kapalı burunlarımız birbirine değiyordu ve biz hiç haraket etmeden sadece o şekilde oturuyorduk. Sonra ise bu tarafa doğru gelen sesleri duyduk. Tae, beom ve kai koşturarak havuza atladılar. Tabi bizim elimiz ayağımıza dolaştı bir anda. Birbirimize baktık ve gülmeye başladık. Gözleri parlıyor muş gibi geliyordu. Acaba benim gözlerim nasıl gözüküyordu.
Havuzun içinde 5 yaşında çocuklar gibi birbirine su atan 3 yetişkin erkek vardı. Jun'a onları gösterdim. "bizde katılalım mı?" başını salladı ve beni suya doğru itledi. Kafamı suyun içinden çıkarıp saçlarımı arkaya attım. O sırada hala havuzun kenarında oturan yeonjun'a su fırlatırken o kaçacak delik arıyordu. En sonunda odasuya daldı. Suyun içinde ki 5 adam beraber eğlendik.
...
Akşam yemeği saati geldiği zaman hep beraber mutfağa gidip beraber bir şeyler hazırladık. Yeonjun ile beraber salata hazırlıyorduk bir kenarda, tabi onun eli rahat durmuyordu. Birbirimize bakıp bakıp saçma saçma Sırıtıyorduk birbirimize.
"hey siz ne diye birbirinize bakıp sırıtıyor sunuz?" arkamıza dönüp bize soru soran taehyun a baktık. Ve sonra yine güldük. "en azından aranız da ki yakınlık tekrar oluştu."
Elimde ki salata tabağını masanın üstüne koyup eksik bir şey var mı diye bakındım. O sırada içeriden diğerleri yemekleri getirdiler. Kısa süre içinde birbirimize çok yakın olmuştuk. Yeonjun ile ilk tanıştığım da aramda olan ilişkiyi şimdi diğerleri ile kurmayı başarmıştı.
Yemek boyunca beraber geçmişimiz hakkında konuştuktan sonra bulaşıkları yıkayıp odalarımıza dağılmıştık. Yeonjun benden önce odaya çıkmıştı. Ben bulaşıkları yıkadığım için sona kalmıştım. Kolidorda hiç bir ışık yoktu ve etrafı tutarak yürüyordum. Odanın önüne geldiğim zaman kapının kolunu hafifçe açıp bedenimi içeri atmam ile duvara yapışmam bir olmuştu.
Oda karanlıktı hemde çok. Yeonjun'un nefes alış veriş sesini duyabiliyordum. Göğüslerimiz birbirine değiyor yüzlerimiz yakınlaşıyordu. "gerçek hissetmek istiyorum bende." ellerimi tutup yukarıda birleştirdi. Ardından dudaklarının bana yaklaştığını hissettim. Parmak uçlarım karıncalanmaya başlamıştı. En sonunda değdi dudakları dudaklarıma. Diğer öpüşlerimizden farklı hissettirdi. Bana duyguları olduğunu bilip öpmesi daha hoş hissettiriyor du.
Yumuşak bir şekilde başladı öpüşmemiz. Nefes ala ala narin narin öpüyordu birbirimizi. Sonra ellerimi tutmayı bıraktı. Elleri belime dolandı bende ensesine sardım. O duvarda o şekilde kalıp bir kaç dakika öpüştük. Ardından belimde ki elleri tişörtümü çıkardı. "garip hissettiriyor soo" aramızda ki tişört kalkınca tekrar dudaklarımız birleşti. Bu sefer benim ellerim onun tişörtün gitti. "bana da Jun." onun tişörtüde aramızdan kalmıştı artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Traços~°
FanficOdanda adımı inleyerek kendini parmakladığını gördüm soobin... Epny~°