Et vaig mentir~°

666 57 64
                                    

"soobin şu parçayı düzgün yerleştirsene." oynadığımız oyun için ne kadar pratik yaparsak yapalım soobin bir türlü sonda ki parçayı takamıyordu ve biz yine kaybediyorduk. Ama o yinede gülüyordu. Ellerini saçlarına atıp biraz kaçıyor ve ardından "üzgünüm" diyordu. Kızılmıyordu bile.

Oyunda beraber partner olmuştuk. Çoğu zaman olduğumuz gibi. Kameralar bizi çekerken en iyi arkadaş gibi gözüken biz, kameralar kapanınca arkada bir birinin dudağına yapılan iki kişiye dönüşmüştük. "neden bu kadar güzelsin soobin??" kafasını iki yana salladı. Nabzı çok hızlı atıyordu. Kalbinden çıkan o sesi duyabiliyordum. Nefes alma hızı nabzı ile birlikte hızlanıyordu. Onu gerçekten çok heyecanlandırıyor olmalıyım diye düşündüm.

Onu boş olan makyaj odasına doğru sürüklüyordum. Çoğu kişi çoktan çıkmıştı, bir kaç kişi vardı onlar da zaten buraya uğramazlardı. İçeri girince bir hışımla onu kucaklamış ve masanın üstüne oturtmuştum onu. "Jun burada bizi biri görürse ne olur." giydiği tişörtü hafif yukarı kaldırmış göğüs uçlarına ve bedenine ufak ve ıslak öpücükler bırakıyordum. Zevk aldığını belli eden sesler çıkarıyordu.

"soo merak etme bizi kimse görmez" tişörtünü tutmayı bırakıp üstünden çıkarmıştım. Göğüslerinden yukarı dudaklarına çıkmaya başladım ardından soobin'in o güzel dudakları ile dudaklarım birleşti.

Ona her dokunduğum zaman diken diken olduğunu ve kendini kastığını hissede biliyordum. O sırada benim yaptığım hareketler den daha çok irkilmesini sağlayan bir şey oldu. Kapı çaldı.

Soobin'in bütün bedeni kas katı kesilirken ben sadece gülmek istemiştim. Elleri tişörtünü bedenini benden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Oysa ben ona biraz daha yaklaşıyordum.

Kapının arkasında ki kişi kapının kolunu zorluyordu. Soobin ellerini omuzlarıma koyup uzaklaşmaya çalışssa bile ben uzaklaşmıyordum. Sonra kapının sesi sustu. Ben gülmeme engel olamazken o sinirden ağlayacaktı. "kapıyı kilitlediğini söyleye bilirdim Jun bu kadar gerilmezdim en azından."

O zamanlar sadece zevkti hissettiğim şey. Sonrasında ise bu zevk garip hissettirmeye başlamıştı. Onu merak ediyor ve iyi olup olmadığını düşünüyordum. Kafam onun görüntüsü ise karışıyor hissettiğim zevk genellikle boğaz kısmında oluyordu. Ama Canımı yakıyordu.

O gece yalan söylemiştim. Sadece kendime yedirmek zor gelmişti. Birinden hoşlanma İn böyle bir duygu olduğunu bilemezdim. Daha önce böyle hissetmemiştim Sonuçta.

Kapım çaldığı zaman şaşırmıştım kim gelebilirdi ki? Birini beklemeyen ben soobin'i hiç beklemiyordum. Ama o orada duruyordu. Neden geldiğini bilmediğini söylüyordu. Neden gelmiş olduğu önemli değildi ki. Ben ne olursa olsun onu içeri alırdım. Yanakları hafif kızarmıştı onu içeri alırken ama bu kızarıklık utangaçlıktan değil üşümekten di.

"böyle bir ilişki istemiyorum." ben istiyormuydum soobin? Seninle sadece yatakta yakınlaşmayı istediğimi mi düşünüyordun. Çoğu ilişkin böyle olsa bile onunla böyle bir ilişki içerisinde olmak istemediğimi fark edeli çok zaman geçmemişti. Ama işte ağzımdan bunların yerine tam tersi şeyler çıkmıştı ve kapıdan çıkıp giden soo ile kalmıştım ben.

Benden gittikçe uzaklaşıyordu sonra. Varlığını fark etmek gittikçe zorlamaya başlamış ortalıklarda gözükmez olmuştu. Kaçmıyordu sadece ben bulamıyordum. Sonra bu japonya da ki tatil çıktı onu biraz da olsa görebilme şansım vardı. Japon'ya gidene kadar onu görmemiştim arkamda kai ile oturuyordu. Sonra arabada gördüm onu yanına oturdum hemen. Meraklı gözler ile etrafa bakınıyordu.

Arabada bile onu görememiştim ben. Kafamı çevirip ona bakmak o kadar garip olurdu ki. Yani ikimiz arasında ki son konuşmadan sonra. Eve geldiğimiz zaman hemen yukarı çıktı. Gidip bir kaç kere kontrol ettim onu gerçekten uyuşmuştu yatakta. Soobin uyuduğu için biz de odalarımız belirlemeye karar verdik. Yarım saatlik yalcarmanın sonucunda soobin İn yanında kalmaya ikna ettim onları. Kura mı çektik? Hıh yalandı. Hepsinin ayrı ayrı bir hafta istediklerini yapmayı kabul etmiştim. Malesef.

Traços~°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin