El final~°

318 24 16
                                    

Yeonjun uzun zamandır gitmediği evine doğru yürümeye başladı. Arabaya binmek veya hızlıca oraya ulaşmak gibi bir amacı yoktu.

Kaybettiği şeyler aklına gelmeye başladı. Ne çok kaybetmişti. Arkadaşları, grubu, ünü, sevgisi, ve en önemlisi Soobin'i...

Hiç mola vermeden hiç yorulmadan saatler boyunca yürüyüp şehrin biraz dılında kalan Soobin'den başka kimsenin bilmediği evine gitti. Kafası hiç yerinde değildi. Ağlamamak için zor duruyordu. Başı dönüyor. Kendinde değilmiş gibi hissediyordu. Oysa içki bile içmememişti.

Büyük binadan içeri girdiği gibi içerde gelenleri karşılayan kız saygıyla eğilmişti. Yeonjun ise "bana bir şarap gönderin lütfen." deyip kıza soğuk bir karşılık vermişti.

Adımları asansöre yönelmiş ve yukarı kata çıkması için düğmeye basmıştı. Katta olan asansörün kapısı anında açılmış ve Yeonjun'un kat düğmesine basması ile asansör harekete geçmişti.

Asansörden indiği zaman onu uzun bir kolidorla karşılaşmıştı. Evine giden kapıya ulaşmak için bu uzun yolu yürümesi gerekiyordu.

Artık içinde bir ümit belirtisi bile yoktu. Evine gidip sadece tavanı izlemek istiyordu. Hayat enerjisi elinden bir anda kayıp gitmişti ve o artık ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

Kafasını yere eğmiş bir şekilde koridorda yürüyüp kapısına ulaşmıştı. O ana kadar kafasını kaldırmadığı için fark etmemişti. Yere bakarak yürürken kapısının önündeki bir çift ayağı gördü.

Oradaydı. Dizlerini kendine çekmiş kafasını dizlerinin arasına koymuş bir şekilde yerde oturuyordu. Yeonjun ilk başta rüya gördüğünü düşündü.

Adım seslerini duyan soobin kafasını kaldırıp ona şaşkın bir ifadeyle bakan yeonjun ile karşılaşmıştı. "Soobin." diye dökülü vermişti ismi. Yeonjun'un gözleri dolar gibi olurken soobin ona tebessüm ederek baktı.

"selam" diye karşılık verdi soobin. Yeonjun için o kadar imkansızdır ki bu olanlar.

Soobin yan tarafını göstererek ona oturmasını söyledi. "içeri geçebiliriz." soobin kafasını olumsuz anlamda sallamış ve gerek olmadığını söylemişti.

Yeonjun, soobin'in yanına oturmuş ve birkaç dakika sessizce kalmışlardı. "geri döndün." diyebilmişti yeonjun. Onun için çok zordu. Ama yinede bunu başarmıştı. Soobin kafasını sallayıp evet demişti. O sırada biraz önce yeonjun'un istediği içki gelmişti. Yeonjun adamın elindeki içkiyi alıp kapısını açmış ve soobin istemese bile onu içeri davet etmişti.

Davet etmesine gerek yoktu aslında. Burası onlarındı. İkisinin kaçamak yapmak için geldiği gizli evleri. "hala aynı" diye dışından düşünmüştü soobin. Yeonjun mutfak tezgahının üstüne içki şişesini koymuş ve raftan iki adet bardak almıştı. Açık mutfak olmasından dolayı soobin'i görebiliyordu. Elleri koltukların üstünde geziyor ve etrafı inceliyordu. "değiştirmedim." diye yanıt vermişti yeonjun.

"neden geldin?" diye sormuştu yeon. Ciddi bir ifade vardı yüzünde. Elindeki içkilerin birini soobin'e uzatırken.

Soobin koktuğa oturup düşündü. Neden gelmişti. Kelimeler yetersizdi. Söylemek konusunda kararsızdı.

"geçmiş." demiş ve üstünden atmaya çalışmıştı yükü. Ama yeon tatmin olmamıştı. "geçmiş canlandı gözümde sevgilim." sevgilim demişti. Yeonjun'un kalbindeki çiçek tekrar yeşermeye başlamıştı o an. "bırakamadım." soo elindeki bardağı ortada duran masanın üstüne bırakmış ve ayakta öylece duran yeonjun'a yaklaşmıştı. "özür dilerim." yeonjun'un elindeki bardağı alıp kendi bardağının yanına koymuş ve bedenlerini daha çok yaklaştırmıştı. Kolları sıkıca yeonjun'u sararken gözlerinden yaşlar aktı. "seni seviyorum yeon. Gitmek kolay gelmişti. Ama sonra bütün o anılar canlandı gözümde. Bana aldığın bütün hediyeler. Geçirdiğimiz bütün vakitler. Sandığımdan daha zormuş. Kızla bana." soobin'in gözlerinden yaşlar akıyordu. Yeonjun ise hiç düşünmeden onu kolları ile sıkıca sarmıştı.

"ben özür dilerim hiç bir şey istediğim için olmadı." yeonjun'un elleri soobin'in çenesine gidip kafasını kaldırmasını sağlamıştı. O pembe dudaklara takılmıştı bir kaç saniye gözleri. Bu sefer yaklaşan yeon değil soo olmuştu. Sertçe yeonjun'un dudaklarına kapanmış ve nefessiz kalana kadar öpmeye devam etmişti.

Ona kızgın olsa bile aşkı o kadar ağır basmıştı ki onu bırakıp gitmek zor gelmişti. Arkasında darmadağın olmuş bir genç erkek bırakacaktı ama o da paramparça olacaktı.

"seni seviyorum yeon."

"Seni seviyorum soo."

***

Epny~°

Traços~°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin