ep 9

4K 339 306
                                    

Sabahın köründe arama butonum pek sağlıklı olmayabilirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabahın köründe arama butonum pek sağlıklı olmayabilirdi. Ama şuan bildiğim bir şey varsa o da kendini bir şey sanan Taehyung denen herifi gözlerimin içine sex açıklığıyla baktıracak olmamdı. Evet bunu becerecektim. O kralın tahtını sallayacaktım. Sallamakla kalmayıp hatta devirecektim. Ve o yerde sürüklenirken sadece ona tepeden bakacaktım ki bu ona yapılacak en güzel hakaretti.

Taehyung'a olan sinirimi anlamlandıramıyordum. İçimde ona karşı büyük bir sinir vardı ama aynı zamanda onunla uğraşmak hatta varlığımı kabul ettirmek istiyordum. Belki bunun altındaki neden homofobik olduğunu iddia etmesi olabilirdi. Belki de bana, sana beş beden büyük gelirim demesi ya da gecelerce beni uyutmaması hatta üstüne benden etkilenmesine rağmen aksini iddia etmesi de olabilirdi. Ki son seçenek daha baskın geliyordu.

Yeni düzleştiridiğim uçları bakıra çalan sarı saçlarıma son dokunuşlarımı yaparken vitrinin üstündeki lavanta yağı kokusunu açıkta kalan köprücük kemiklerim de dahil tüm boynuma sürmüştüm. Fazla sürmüş olabilirdim ama güzel kokuyorlardı. Değecekti hissedebiliyordum. Taehyung'a söylediği tüm sözleri yedirecektim.

∆∆∆

Kapının deliğinden bakarken geriye doğru saymaya başladım.

Hergün tam 09.50'de evinden dışarı çıkardı ve bu hiç sapmazdı, bugün olduğu gibi... Onun çıkışıyla ben de son kez aynada kendime bakıp dışarı atmıştım kendimi. Bugün yüzleşme günüydü. Sonunda Tae'ye aslında kim olduğunu gösterecektim. Artık bana olan tavırlarına daha da dikkat etmeliydi. Ona kiminle dans ettiğini gösterecektim.

Boşta olan bakışları beni bulduğunda birkaç saniye beni süzmüştü. İlk kez beni reelde görüyordu. Bense ilk kez bu denli yakından inceleme fırsatı bulmuştum onu.Üzerine oldukça salaş beyaz bir gömlek giyerken üstteki birkaç düğmesini vurma zahmetinde bulunmamıştı. Altına açık renk yırtık bir kot giymiş ve geçen gün gördüğüm kızıl saçlarının yerini koyu siyah saçları almıştı.

Asansör düğmesine bastığında yüzündeki hafif ve rahatsız edici o sırıtışı görmüştüm. Ama boyun eğmeyecektim. Ben de aynı şekilde sırıttım, hayır gülümsememiştim onun bana olan arsız tavrını ona iade ediyordum. Bu açık açık senden bir farkım yok demekti.

Birazdan elini arka cebine atıp elindeki paketi çıkarttığında mor olan lolipopu gözlerimin içine bakarak ağzına götürmüştü. Tamam... Ne yapmaya çalıştığı konusunda bir fikrim yoktu. Ama kafamı karıştırmasına izin vermeyecektim.

Asansör geldiğinde kapıyı açıp geçmemi beklemişti, bir an afallayıp gözlerine baktım anlamak istercesine. Ama pek başarılı olduğum söylenemezdi. İçeriye ardımdan girdiğinde giriş kata basmıştım. Ve biraz sonra kırmızı düğmeye basıp asansörü durdurdum.

İşte şimdi yalnızca o, ben ve 6 kişilik küçük asansör duvarları kalmıştı. Ağzındaki lolipopu çıkarttığında 'şlam' sesi kulaklarımda yankılanıyordu. Elindeki şekerle biraz oyalandıktan sonra işaret etmek istercesine bana uzatıp " başla " demişti.

 ʜᴀʀᴅɪɴᴇss  ~𝓥𝓶𝓲𝓷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin