Yukarıdaki şarkıları boşuna koymuyorum. Lütfen yukardakiyle okuyun☝️Ortaokul yıllarımda babam beni dev kadar bir ayıyla karşıladığında hayatımın sayılı güzel anlarından biriydi. Özellikle geceleri onun o yumuşak kürküne sarılıp uyanmayı, yumuşatıcı kokan kıyafetlerime gömülüp battaniye altında uyuklamayı çok severdim. O zamanlar uykunun en saf ve masum olduğu, geceleri annemin masal kitapları gölgesinde uyukladığım güzel zamanlardı. Bazen bulutların üstünde bazen bir pamuk tarlasında sekerek şendim ama ne zaman yaşım büyümüş ve birkaç sorumluluk yüklenmiştim ki o zaman ayının pamuk kürkü bile bana rahatlık vermemişti.
İşte şimdi altımdaki yumuşak yastığa sarılırken tam olarak bunları düşünüyordum. Kollarımı daha fazla sardım ve gözüme giren güneş ışınlarından rahatsız olarak göz kapaklarımı sıktım. Üstümdeki bornoz açılmış vücudumun çoğu görünüyordu ancak bundan gram rahatsızlık duymadım. Gözlerimi sıkarak kolumu öteki tarafa atmış güneşten kurtuldum. Fakat bu kez yatağın bir ucundaki yokluk kalbimde büyük bir boşluk yarattı. Göz kapaklarım yavaş yavaş açıldı. İçerinin parlaklığı kadrajıma girerken oturur pozisyona geldim ve etrafa göz gezdirdim.
"Taehyung"
Bornozun ipliklerini sıkarak ayağa kalktım. Belki duştadır diye banyoya göz attım ancak orda yoktu.İçerdeki manzara dün geceyi aklıma getirirken tekrar seslendim.
"Taehyung!"
Yere bırakılmış bornoz dikkatimi çektiğinde yanına bulunan sweatimi elime almıştım. Ne kendisi vardı ne de kendine ait bir eşyası. Beni burda bir halime bırakıp gitmiş olamazdı değil mi?
Duvardaki saate baktığımda henüz 7.30 olduğunu anladım. Hiçbir zaman bu saatte işte olmazdı. Biraz daha göz gezdirdim dün gece fark edemediğim odaya. Otel mi demiştim? En az benim evim kadar vardı. Doğu tarafında bulunan boydan boya cam ürkütücü olsa da gayet lüks ve şıktı. Ancak şuan bunlar pek de ilgimi çekmiyordu. Hâlâ gözlerim bir umut etrafta geziyordu ve en son balkon olduğunu düşündüğüm kapının önüne geldim.
"T-Taehyung"
Bu kez sesim boğuktu, titredi ve kekeledim. Elimde sadece üst kıyafetim vardı ve aklıma cüzdanımın da içinde bulunduğu sinema salonunda kalan pantolonum geldiğinde içimden lanet okudum. Beş parasız burda kalmam bir yana Taehyung'un beni bu halde ufak bir not bile bırakmadan gitmesi bir yanaydı. Dahası yarı çıplaktım. Yatağın önüne yavaşça bedenimi bıraktığımda yere oturmuştum. Dizlerimi kendime çektim ve parmaklarımı saçlarım arasına geçirdim. Bunca yoğunluğun içinde düşündüğüm tek şey Taehyung'tu. Beni bu halde bırakması ve ona kanmam. Bana iyi bir yalancı olduğunu söylerken iyi bir oyuncu olduğunu da atlamıştım. Rüya gibi bir gece geçirmiştim ancak sabahına tüm büyünün bozulacağını kestirememiştim. Aptaldım. Ortadaki tek suçlu bendim. Onun her gece olan günlük rutinlerinden biri olmuşken nasıl da aptalca kendi kafamda hayaller kurup peşinden gidebilirdim?
Bir anda tüm bu olanlar benim için fazla gelmişti. Bir an önce bu berbat durumdan kurtulmak için burdan çıkmak istiyordum. Ancak bir anda birkaç damla göz yaşı pınarlarımdan döküldü ve kendimi çıkışı olmayan bir bataklığa saplanmış halde buldum. Şimdi durmadan akan göz yaşlarım tuzlu su halinde ağzıma geldi ve başımı dizlerim arasına gömdüm. Birkaç hıçkırık sesi odayı doldurdu. Ağlamaktan nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmiyordum. Hep güçlü olduğumu düşünürdüm, her seferinde ayakları üzerinde durabilen dik başlı biriydim ancak şuan bu durumda olmamın tek sorumlusu da bendim. Daha doğrusu ben ve Kim Taehyung'a karşı olan şapşalca hislerimdi. Karşılık bekliyordum ki göğsüm sıkışacak, nefesim duracak kadar boğuluyordum şimdi. Tıpkı okyanusun dibinde küçük bir fanusun içine terk edilmiştim. Çığlık atıyordum ama yerin derinliklerinde sesimi duyabilen acımı hissedebilen kimse yoktu sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʜᴀʀᴅɪɴᴇss ~𝓥𝓶𝓲𝓷
FanfictionJimin: var mısın? Taehyung: nesine? Jimin: Asansörde tek tek soyunmaya başlayacağız ereksiyona giren kaybeder Taehyung: hah.Çocuk musun sen? Bunun için soyunmama gerek bile kalmayacak Texting//Düz yazı (02.01.21) vmin #1 (+74837484. kez) (30.01.21)...