5. Bölüm

4.3K 385 700
                                    

Shotaro belimi tutarak beni yukarıya doğru ittiğinde ikimiz de dengemizi kaybettik ve yere düştük. Ayağa kalkmadan önce yanımda uzanan bedene baktım. Sinirli görünüyordu.

Aramızdaki kimyaya bakmak istediğim için on beş dakikalığına da olsa piste çağırmıştım onu. Birazdan dersi olduğu için gitmesi gerekiyordu ve biz bu süre boyunca düşmekten başka bir şey yapamamıştık.

"Sorun değil." dedim ve ayağa kalktım. "Sıkı çalışırsak yapamayacağımız şey yok. Yarın sabah altıda gelebilir misin buraya?"

Başıyla onaylayınca gülümseyerek kalkmasına yardım ettim. "Teşekkür ederim." dedi Japonca. Mina ile arkadaş olduğum için Japoncadaki bazı kelimeleri biliyor ve birazcık da konuşabiliyordum.

Elimle Shotaro'nun koluna arkadaşça vurduğumda, "Yoorin!" diye seslendi biri. Kafamı çevirerek gözlerimi, sesin geldiği yer olan pistin girişine çevirdim. Minho kaşlarını çatmış, kollarını göğsünde bağlamıştı.

"Geldin mi?" dedim ve pistin girişine doğru kaydım. Korkuluklardan tutunurken Shotaro da arkamdan gelmiş ve pistten çıkmıştı.

"Bu kim?" diye sordu Minho. Gözleriyle Shotaro'yu takip ediyordu.

"Yeni gelmiş Japonya'dan, ben de bugün tanıştım. Birlikte yarışmaya katılacağız." diyerek açıkladıktan sonra patenlerini çıkaran Shotaro'ya döndüm. "Yarın görüşürüz." dediğimde gülümseyerek başını sallamıştı.

"Çalışmayacak mıyız?" dedi Minho.

"Çalışacağız, beş dakika bekle. Üzerimi değiştirmem lazım."

Hızlıca rahat bir şeyler giyinip geldiğimde Minho anlamadığım bir şekilde huysuz görünüyordu. Dans bölümüne doğru yürümeye başladık.

"Niye sizin bölümünüzde bu kadar temas var?" dedi aniden.

"Ne demek istediğini anlamadım."

"Yani, sürekli belini falan tutuyor. Rahatsız olmuyor musun? Daha bugün tanışmışsınız hem de."

Omuz silktim. "Haklı olabilirsin ama Shotaro gerekmedikçe dokunmadı bana. Ayrıca benden küçük olduğu için çok saygılıydı, iyi birine benziyor."

Yolun geri kalanında bir şey söylememişti. Boş bir pratik odasına girdiğimizde, "Aklında bir şarkı var mı?" diye sordu.

"Hayır. Baktım ama içime sinen olmadı." dedim.

"Dün şımarık konsept dedik ama sonra aklıma başka bir şey geldi. Bunu bir dinle." diyip telefonundan bir şarkı açtı. Aşk itirafıyla dolu bir şarkıydı ve verdiği hissi çok sevmiştim.

"Çok güzel bu." dediğimde mutlulukla gülümsedi.

"Bunu yapalım mı o zaman?" Başımla onayladım. "Tamam, ben biraz koreografi ayarladım sabah. Kabul edeceğini tahmin etmiştim. Başlayalım mı?"

Ve uzun bir süre çalıştık. Yorulduğum için sırtüstü uzanarak nefeslendim. Minho da yanıma uzandı ve başını eline yaslayarak bana döndü. "Çabuk yoruldun." derken gülümsüyordu.

Terlemişti ve saçları yüzüne yapışmıştı. Yanımda böyle uzanırken ondan etkilendiğimi fark edince hızla oturarak ellerimi yüzüme kapattım. Başımı sağa sola salladıktan sonra elimle alnıma vurdum.

"Patates, dondurma, çikolata, ramen, diyetsiz bir hayat..." diye mırıldandım ve gözlerimi kapatarak, rahatlamak için derin bir nefes çektim içime. Zihnimi dağıtmam lazımdı.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu Minho. Gülümsemek için zorladım kendimi.

"Yok bir şey." dedim zorla gülümseyerek.

Hello Stranger | LeeKnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin