2. Bölüm

5K 435 645
                                        

Dengemi sağlayamayıp soğuk buza sertçe düştüğümde Haena hemen yanıma gelmişti. "İyi misin?" diye sordu, ellerini dizlerine koyarak bana doğru eğilmişti. Vurduğum diz kapağımı iki elimle tutarken iç çektim.

"İyiyim, pozisyonumu düzgün ayarlayamadım."

Elini uzatarak kalkmama yardım ettiğinde gülümsemiştim sadece. Henüz hocamız gelmemişti ve o gelene kadar yeni öğrendiğim hareketi çalışmak istemiştim. Buzla işler böyle yürüyordu, bir hareketi yapmak bazen bir yıldan fazla sürebiliyordu. Yapana kadar da sayısız kere yere düşüyorduk. Bu pistte düşmek son derece normaldi.

"Dansçı veletlerle derse girmek zorunda mıyız gerçekten?" dedi Haena.

"Biraz abartıyorsunuz sanki. Altı üstü birkaç ay dişimizi sıkıp birlikte çalışacağız." dediğimde kaşlarını çattı.

"Yok daha neler Yoorin. Bir de can ciğer kardeş olalım, ne dersin?"

"Bana uyar. Bıktım bu kavgadan." diyerek omuz silkmiştim.

"Saçmalama ya. Zaten dünkü derste Doyoung ile onlara yardım etmişsiniz diye üst sınıftakiler çok kızmışlar. Doyoung bugünkü derse niye gelmedi sence? Dövmüşler çocuğu." derken fısıldamıştı, diğer öğrenciler duymasın diye. Gözlerim kocaman olurken sesimi kontrol edemeyerek bağırdım.

"Ne yapmışlar?!"

İşaret parmağını dudaklarına bastırarak sessiz olmamı işaret ettiği esnada birkaç kişi bana bakmıştı. "Şşşt, sessiz olsana. Hareketlerine dikkat et yoksa senin başına da bela açarlar."

"Sıçarım onların belasına. Kim dövmüş Doyoung'u?"

"Bilmiyorum. Ben de diğerleri konuşurken duydum, durumu o kadar kötüymüş ki hastaneye kaldırmışlar." Dudağımı dişleyerek sinirle nefes verdim. O orospu çocuklarını bulup götlerine tekmeyi basacaktım.

Haena düşündüklerimi anlamış gibi kolumu tuttu. "Doyoung'u o kadar kötü hale getiren sana kim bilir ne yapar. Uzak dur şu dansçılardan."

"İşime karışma Haena. O şerefsizlerden korkuyor gibi mi görünüyorum?"

"Ben burada senin için endişeleniyorum, senin dediğine bak. Aklını başına al. Bir daha da beni tersleme." Tripli bir şekilde arkasını dönüp uzaklaşırken gözlerimi devirerek başımı sağa sola salladım. Dansçılara kafa tutarken aslan kesiliyordu ama kendi üstlerine kedi oluyordu.

İki saat sonra dersimiz bitmişti, bir saat sonra dansçılarla dersimiz vardı. Telefonuma baktığımda Changbin'den bir mesaj vardı. Okuldakiler anlamasın diye telefonuma bile ismini rahatça kaydedemiyordum.

SeoCB: Bol ve rahat şeyler giyin ki derste rahat hareket edebilesin.

İç çekerek görüldüde bıraktım ve telefonumu cebime attım. Soyunma odasına gidip dolabımın şifresini girdim ve içinden bol bir eşofman çıkardım. Paten yaparken rahatsız etmemesi için gelende dar şeyler giyinmeyi tercih ediyordum. Üzerimdeki siyah taytı çıkararak mor renkteki bol eşofman altını giyindim. Buz pisti soğuk oluyor diye her zaman giyindiğim hırkamı da çıkararak dolaba koydum. Üzerime beyaz bir tişört giyindikten sonra saate baktım ve hâlâ vaktim olduğunu gördüm. Dersin nerede işleneceğini bilmiyordum ve bu süre içinde ancak arayıp bulurdum.

Dolabımı kilitleyerek soyunma odasından çıktım. Birkaç adım atmıştım ki birisi arkamdan başıma poşet geçirdi. Kollarımı da tuttuklarında çırpınarak kurtulmaya çalıştım.

• Yazarın Anlatımından •

Haena dudağını gerginlikle dişlerken saate baktı tekrar. Ders başlamak üzereydi ama Yoorin hâlâ gelmemişti. Ona trip attığı için kendini kötü hissetti, keşke Yoorin'i yalnız bırakmasaydı. 3 yıl boyunca bir kere bile derse geç kalmayan Yoorin'in şimdi geç kalıyor olması normal değildi.

Hello Stranger | LeeKnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin