Seokjin, bir ay içinde kafasını epeyce toparlayabilmişti. Bu süreçte okulu da ekmişti ama biricik arkadaşları Yoongi ve Jimin, kendisi için yoklama kağıdına imza atmıştı. Jungkook bu süreçte Seokjin'e fazlasıyla yardımcı olmuştu. Hislerini bir kenara koymuştu şimdilik. İçindeki her şeyi Seokjin daha iyiye gittiği zaman ve Taehyung'u gerçekten de unuttuğuna emin olduğu zaman açıklayacaktı. Kendisi için zordu, rol yapmak ölüm gibi geliyordu bazı seferler ama zamanla alışmıştı.
Jungkook odasında Hoseok ile birlikte proje ödevlerini tamamlamaya çalışıyorlardı. 1 ayda anca tamamlanacak ödevi son güne bırakmışlar, götlerinin tutuşmaya başladığını dün gece anlamışlardı. Hoseok elindeki kalemi sertçe bırakarak kafasını masaya gömmüştü. Ağlamaklı bir sesle konuştu.
"Bitmeyecek."
Umutsuzca önündeki çizimle bakışan Jungkook da Hoseok'a katılmıştı.
"Çizim bitti sayılır sadece bunu versek 50 puan alırız en azından."
Hoseok kafasını kaldırıp yorgun gözleriyle tekrar çizime baktı. Gayet iyi görünüyordu aslında.
"Razıyım 50'ye."
"O zaman hadi artık kalkalım şu masadan valla kıçım yapıştı sandalyeye."
İkili odadan çıkıp aşağı doğru inerken aşağıdaki ses de yavaştan artıyordu. Kendisine merakla bakan Hoseok'a bir açıklama yapma gereği duymuştu Jungkook.
"Seokjin'in arkadaşlarıdır gidelim."
Kalabalık mutfaktan geliyordu ve yavaş yavaş aşağı indiklerinde Hoseok, Seokjin'i rahatsız etmemek açısından salonda beklemeyi tercih etmişti.
"Hoseok cidden mi?"
"Olsun, Seokjin hariç diğerleri beni tanımıyorlar rahatsız olabilirler."
Jungkook arkadaşına hala sen ciddisin bakışları atarken, Hoseok da omuz silkmekle yetinmişti. Jungkook tam mutfağa gireceği sırada, kapının aniden açılmasıyla geriye doğru afallamıştı.
"Üzgünüm kook iyi misin?"
Seokjin arkadaşına bakarken, arkasından çıkan Jimin ve Yoongi de şaşkınlıkla oldukları yerde kalmıştı. Jimin ve yoongi Hoseok'a, Hoseok ise ikiliye bakıyordu. Jungkook ve Seokjin ise geriye doğru çekilmiş bir o tarafta bir bu tarafta göz gezdiriyorlardı.
"Sizler de tanışıyorsunuz demi?"
"Maalesef."
Seokjin'in sorusuna Hoseok'un verdiği cevap ortamdaki herkesi şaşırtmıştı. Yoongi, Hoseok'u detaylıca incelemişti. Yumuşacık gözüken kahverengi dağınık saçları, yorgunluktan bitik gözüken kahverengi gözleri ve eskisi gibi duygularını saklamayı beceremeyen yüz ifadesiyle karşısında duruyordu. Hoseok ise Yoongi'ye pek bakma gereği duymamıştı ama alnına düşen mavi saçlarının Ona ne kadar yakıştığını düşünmeden edememişti.
"Maalesef mi?"
Yoongi'nin cevabına karşılık Hoseok başını sallamıştı. Kafasını çevirip kendilerini merakla izleyen Seokjin ve Jungkook'a baktı.
"Ben gitsem iyi olacak galiba."
"Hayır biz zaten gidiyorduk."
Jimin ve Yoongi dış kapıya doğru hareketlendiğinde Seokjin bunu çözüme kavuşturmak istiyordu.
"Hadi ama neden böyle yapıyorsunuz? Sorununuz ne sizin?"
"Hoseok'a sor bence."
Yoongi sertçe Hoseok'a baktığında ikisi arasındaki kısa bakışma bile Yoongi'nin hislerinin tekrar ve tekrar gün yüzüne çıkmasına sebep oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEARY EYES // Taejinkook
General Fiction''Bana verdiğin bu keyif daha çok sonumu getiriyor gibi.'' //TAEJİNKOOK TAMAMLANDI. ÜÇLÜ DEĞİL! sadece aşk üçgenli skjdfskfjskfs