Jin, eğer o sıra yetişmeseydi daha kötü şeylerin olabileceğini düşünüp duruyor, yatağında sürekli kıpırdanıyordu. Jungkook alkol almazdı sadece özel günlerde vs içmeyi severdi. Hala sinirliydi fakat bir sebebi olabileceğini düşündüğü için fazla üstüne gitmek istemedi. Biriyle elbette birlikte olacaktı Jungkook; hatta bu kadar tepki vermesi belki de aşırıydı ama alkollüydü ve pişmanlık yaşamasını istememişti. Kardeşi gibiydi sonuçta.
Telefonunun çalmasıyla kendine gelen Jin, Taehyung'un aradığını gördüğünde gülümseyip telefonu açtı:
"Jinniee kaç saattir mesajlarıma cevap vermiyorsun? Bir şey mi oldu?"
"Ah hayır bebeğim. Sadece biraz meşguldum üzgünüm."
"Bu kadar meşgul olma çok özlüyorum seni."
"Yarın zaten beraberiz güzelim. Ben de seni özledim."
Taehyung'un derin kıkırtısı, Jin'i kulaklarını doldurduğunda bütün sinirinin dindiğini hissetti.
"Şimdi kapatmak zorundayım. Jimin'in Namjoon'a ne kadar aşık olduğunu 1254. kez dinlicem. seni seviyoruuuuuumm."
"Ben de seni seviyorum da ee nude yok mu ya?"
"Salaksın ki."
Jin telefonun suratına kapanmasıyla yüzünü buruşturup sonrasında ise gülümsemişti. telefonunu bir kenara koyup yarı huzurlu bir şekilde uyumayı tekrar denedi.
***
Jungkook
Sabah kalktığımda burnuma gelen leş alkol kokusuyla yüzümü buruşturdum ve duşa girdim. Dün az buçuk hatırladığım anılar içinde jin ile tartıştığım ve yugyeom'la öpüşüyor olmamdı. Lanet olsun pişman değildim ama Yugyeom'u az buçuk Jin olarak hayal ederek bu işe girişmiştim. Her neyse olan olmuştu. Önemli olan bundan sonrasında Jin'in tavırlarıydı.
Duştan çıktığımda altıma gri eşofman üstüme de beyaz bir tshirt giyip aynadan kendime baktım. Siyah saçlarım çok dağınık gözüküyordu fakat pek de sikimde değildi alt tarafı okula gidecektim. Jin ise her halimi biliyordu zaten. Kendime bakmaya son verip aşağı kata indim, bir kaç basamak kala Jin'in sesi geliyordu. hem mutfakta bir şeyler yapıyor hem de başıyla omuzu arasında sıkıştırdığı telefonla konuşuyordu.
"Hayır oraya gitmeni istemiyorum lütfen zorlama."
birden yaptığı işi bırakıp sadece telefon konuşmasına odaklanmıştı.
"Taehyung zorlama dedim. O adamla nasıl hala aynı ortamda bulunabileceğini düşünüyorsun?"
Tabi ya bitanecik aşkı yakın mı yakın arkadaşı Taehyung ile konuşuyordu. Hafifçe gülüp sinirlerime hakim olmaya çalıştım. Telefonu kapattığında dinlediğimi belli etmemek adına 2-3 dk sonra ortaya çıktım. Bana dönüp her zamanki içten gülümsemesini bu sefer sunmamıştı zaten ben de pek oralı olmamıştım.
"Günaydın Jungkook."
"Sana da hyung."
"Uzun zamandır hyung demiyordun şaşırttın."
"Böylesi daha güzel."
Boş boş telefon ekranına bakıp donuk donuk cevaplar verdiğimin farkındaydım fakat ağzımdan çıkacak sorulara engel olmak istiyordum ama tek bir şeyi merak ediyordum; Neden benden saklıyordu? Eğer söyleseydi ne yapabilirdim sanki? O Mutluysa ben mutlu olurdum zaten.
"Neden böyle yapıyorsun Jungkook? Sebebini söyler misin?"
"Çıkmam gerek, derse geç kalacağım."
Ceketimi alıp kapıyı açtığımda arkamdan Jin'in sinirli sesini duymamla tekrar ona döndüm.
"Jungkook bugün derslerimiz aynı saatte başlıyor. Kapıyı kapat ve içeriye geç."
"Hyung zorlama konuşmak istemiyorum."
"İçeri dedim korkaklık etme."
Ya sabır dileyip Kapıyı kapattım ve içeri geçtim.
"Sikeyim girdim işte!"
Verdiğim fazla tepki yüzünden Jin yaslandığı mutfak tezgahından doğrulup ellerini bağdaş yapmış bir şekilde yanıma gelip karşımda dikildi.
"Benimle düzgün konuş JUNGKOOK."
Sakin ama bir o kadar da sinirli bir şekilde söylediği şeyle hafifçe gülmüştüm.
"Benden sakin olmamı sakın bekleme. Yakın olduğumuzu sanıyordum fakat senin tarafından bakınca senin için artık sadece bir ev arkadaşıyım galiba."
"Ne diyorsun sen benim 14 yıllık arkadaşımsın. Nasıl böyle düşünürsün?"
Ellerimi saçlarımdan geçirip derin nefes aldım.
"Biliyorum Jin. Taehyung ile 3 aydır sevgili olduğunuzu biliyorum."
Gözlerim yavaşça dolmuş, Jin ise birden durgunlaşmıştı.
"Jungkook ben..."
"Bana neden söylemedin Jin? Neden beni 3 ay aptal yerine koyup bana onu sürekli arkadaşın olarak tanıttın? Sevgili yaptığını söylemeyecek kadar mı değersizim senin için?"
Derince yutkunduğumda gözyaşlarımın akmaması için kendimi sıkıyordum ve bu deli gibi başımın ağrımasına sebep oluyordu. Bir an önce bu boğucu ortamdan kurtulmak istiyordum. Jin'in bir şey söylemesini bekliyordum fakat sessiz kalmayı tercih etmişti. İşte bu içimde bir şeylerin paramparça olmasını tetiklemişti. Kafamı sallayarak sessizliğini onaylamıştım bir nevi. Ayakkabılarımı giyip kapıyı açtım ve gitmeden önce arkamı dönerek tekrar Jin'e baktım.
"Mutluluklar hyung."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEARY EYES // Taejinkook
General Fiction''Bana verdiğin bu keyif daha çok sonumu getiriyor gibi.'' //TAEJİNKOOK TAMAMLANDI. ÜÇLÜ DEĞİL! sadece aşk üçgenli skjdfskfjskfs