mezarlık

838 41 30
                                    

Sabah annemin cırlamasıyla gözlerimi açtım. Kafamı kaldırıp saatte baktığımda dersin başlamasına 20 dakika kalmış olduğunu gördüm . Hemen okul kıyafetlerimi giyip saçımı taradım . Rimel ve eyeliner sürüp çantamı omzuma taktım . " Ana kraliçe ben kaçtım çok geç kaldım" diyip siyah botlarımı giydim . Siyah beremi de portmantodan alıp çıktım . Hızlı hızlı yürüyüp beremi saçıma taktım . Otobüse koşarak son anda yetiştim. Tıklım tıklım olan otobüste nefes alacak yer bile yoktu. Kendime sövüp en arkaya geçip küçücük bir yer açtım kendime . Aklıma gelen şeyle telefonumu çıkartıp Duyguyu aradım
Gece +
Duygu -

+ nerdesin kızım beni bırakmışsın
- kuzum çok özür dilerim ama üstünde o kadar zıpladım ki öldün sanıp kaçtım.
+ ölmedim ama seni öldürmeye geliyorum . Hocayı oyala  devamsızlık hakkımın saçma bir şekilde gitnesini istemiyorum. Son hafta kullancam ben onu .
- tamam dur geldi kapatıyorum .
Diyip kapattı . İkinci otobüse binip durağımda indim . Koşar adım okula gitmeye başladım . Koridorlar boştu. Sınıfa nefes nefese girdim hoca tam yoklamada "Gece" diyince , kapıdan " burdayım hocam " dedim . Bana kısa ve kızgın bir bakış atıp "geç kızım yerine " dedi . Kafamla onaylayıp , Duygunun yanına gittim . Sıraya çantamı koyup askılığa montumu astım . Duygunun yanına gidip " beni bırakırsın ha " diyip çimcikledim. Ondan yanlış tonda bir "Ahhh" sesi beklemiyordum tabiki. Herkes dönüp bana ve Duyguya bakınca, " Hocam arkadaş birden cimcikleyince oldu vallaha . Özür dilerim " dedi . Kafamı sallayıp "  benim suçum " dedim . O sırada bi çocuk " hep yapsan ya " dedi . Tam birşey diyeceğim sırada Hoca " yeter bu kadar şebeklik dersimi yiyorsunuz" dedi. Sinirle soluyup kafamı sıraya gömdüm . Kafamda bir ıslaklıkla uyanmayı beklemiyordum.  Beyaz gömlek tamamen üstüme yapışmış, siyah sütyenimi gözler önüne seriyordu. Gözlerimi kocaman açıp " SİNAAAAA" diye cırladım . Gülümseyip kaçmaya başladı . Bu sırada üstüme atılan birşeyle gözlerim karardı . "Lan Duygu kör oldum ." Dedim . O sırada bu şeyin ağaç gibi koktuğunu farkedip yüzümden çektim. Bir hırkaydı . Hemen giyip önümü kapattım ama DONUYORDUM.  Duygu "ben çıkışta AVM ye gidicem diye birşeyler getirmiştim gel giy " diyip soyunma odasına doğru gitmeye başladı . 4. Soyunma odasının anaftarını müdür bize vermişti .

Getirdiklerini giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Getirdiklerini giydim. Pembe yarım kazak , dizimin 1 karış üstünde siyah deri eteği uzun siyah çorap ve kemerle tamamladım . " sende daha güzel durdu vallaha " dedi Duygu . Soyunma odasından çıkıp kapıyı kitledik . sağa  dönüğümde kızgın bir boğa gibi bakan bir Mert beklemiyordum.  Kaşlarımı çatıp "hayrola " dedim . " yok birşey " deyip ilerlemeye başladı .

Okul çıkışkında Duyguyla Awm ye ilerlemeye başladık . Bir ara sokaktan geçerken bir ıslık duydum . Kaşkarımı çatıp arkama döndüm . Arkamda 3 tane erkek vardı. Ve Allah var bayaa yakışıklılardı. İnşallah  Şerefsiz değillerdir . Diye geçirdim içimden . Sarışın olan , "kızım kaparlar seni buralarda yakınlarda erkek liseleri var " dedi . Gülerek Duyguya baktım . Armayı gözlerine soka soka " evet bizde onlardan birindeyiz zaten " dedi. Kumral olan " ohoo abi bunlar yolluymuş zaten " dedi. Sinirlerim tepeme çıkarken " ne diyon lan sen şerefsiz" dedim . İki büyük adımda yanıma gelip " Nasıl konuşuyorsun lan sen benimle " dedi kolumun acısından gözlerim dolarken güçlü durmaya çalışıyordum. "O KOLU HEMEN BIRAKMAZSAN DEMİR ARSLAN , O ELİ TUTTUĞUN KOLDAN BİZZAT BEN AYIRIRIM VE İNAN BANA SONRASINDA HİÇ İYİ ŞEYLER OLMAZ" duyduğum sesle arkamı döndüm . Sesin sahibi Mertti . Demir dediği kumral çocuk hafif piçimsi bir sırıtışla "oooo Mert Aras Ulaş . Ne kadar güzel bir tesadüf . Bu kız da mı senin oyunlarına düşecek olan kızlardan yoksa ? Bilirsin sen böyle oyun işlerini . Ben yapamam . Ama bu kız cidden çok güzel . Bari bu kızı bırak da mezarlığa yada ruh hastalıkları hastanesine kapatılmasın . " Demirin sözü bittiği an büyük bir kükremeyle Mert Demirin üstüne çullandı. Bu sırada bunu beklercesine Sina ve Serkan diğer çocukların üstüne çullanmıştı. Mert ve Demir öyle vuruyorlardı ki birbirlerine , bu savaş bitecek gibi gözükmüyordu . Sonrasında , Demirin elinde parlayan şeyin bir bıçak olduğumu görmemle Mertin ismini haykırdım .
Arkasına dönüp bana baktığı an Demir elindeki bıçağı Mert'in kaenına sapladı . O büyük bir haykırışla yere dizlerinin üstüne çöktü . Bir anda bütün zaman yavaşladı gözleri gözlerime kenetlenmiş bir şekilde kıpkırmızı bir yüzle bana bakıyordu . Gözlerim bulanıklaşırken sol gözümden bi damla yaş düştü. Acıdanmı , yoksa gözyaşımdan mı bilinmez yüzünü buruşturdu. Sonrasında gözleri kaymaya başlamasıyla yere düşmeye  başladı . Hemen yanındaki Sina Merti tutarken "KARDEŞİM " diye bir haykırış bıraktı gecenin soğuğuna . Bu karanlık ve soğuk gecede onun haykırışı sokakta yankılanırken, birden rüyadan uyanmış gibi sıçrayarak çığlık attım . Benim çığlığım Duygunun çığlığına karışırken hemen yanına koştum. Yarı açık gözlerine bakıp "Mert hayır bana bak kapatma gözlerini" dedim ve yarasına bakmak için kafamı karnına çecirexekken güçsüz eliyle çenemi tuttu nefes nefese " bakma minik.. Bakma . Kan tutar seni bakma ..." dedi " Mert.." dedim kısık sesle " Bana bak Mini sil şu yüzünü . Çok çirkinsin . " dedi . Kaşlarımı çattım "hala benle uğraşıyo bu ya bişiyi yok bunun.. Mert ? Lan gerizekalı açşu gözlerini " gözleri kapanırken çenemdeki eli yana düştü. "MERT" diye çığlık atarak onu sarstım . Arkama dönüp " NERDE BU AMBULANS ÖLÜYOR O " diye bağırıp yanına oturdum .  Kireç gibi olan yüzüne titreyen ellerimi götürüp "lütfen uyan " dedim . O kahve korkusuz , acımasız , ve sert gözler bana bakmıyordu . Ve ben o kadar berbat hissediyorum ki kendimi bembeyaz bir odaya kapatsam anca bu kadar boşlukta olabilirdim . Ki ben beyaz ve pembeden nefret ederdim. O sırada ambulans sireni sanki beyninde ötmeye başladı "AÇILIN " diye bir ses duydum ama yerimden kıpırdayamıyordum. Bacaklarıma verdiğim komutlar sanki ona iletilmiyordu. Onu sedyeye yerleştirirken elini bırakmak zorunda kalmıştım . Ki ne zaman tuttum bilmiyorum bile. Bir ara uyandı ve yanındaki Sinaya birşeyler fısıldadı .  Sina " merak etme kardeşim " diyip kırmızı gözleriyle bana baktı . Kaşlarımı çatarak giden ambulansa baktım. Sina yanıma gelince bana sımsıkı sarılarak "s-seni bana emanet etti Gece " bunu demesiyle hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Beynim uyuşmuş gibiydi. Ben güçlü değildim ki . Bedenim de bana bunu hatırlatmak istercesine gözlerim in önüne perde indi . Son duyduğum ses Duygu'nun "GECE " diye haykırışıydı.

ERKEK LİSESİ ^Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin