Yataktan kalkıp henüz güneş doğmamış gökyüzüne baktım. Zaten bir haftadır vampir gibiydim . Hem yine doğru dürüst uyuyamamıştım . Buse'nin evinde misafir odasındaki harika manzaraya bakarken yine durduk yere gözlerim dolmuştu. Yıldızlar ve aydan başka bir kusuru olmayan gökyüzünde bir yerlerde sevdiklerim vardı . Buna emindim . Kolyemi tutup gözlerimi yumdum
28.5.2020
Sabah bir heyecanla kalkıo hazırlanmıştım . Üstüme beyaz crop altım siyah eşofman ve oduncu gömleğimi giydim . Saçlatımı düzleştirip siyah beyaz batik şapkamı taktım . Ayaklarıma da siyah ayakkabılarımı geçirip anneme "Valide kaçtım ben damadın bekliyor kapının önünde " dedim. Gülerek mutfaktan çıktı. "Dikkatli olun kızım " derken koşarak kapıya gitmiştim bile. Kafamı sallayıp dışarı çıktım . Motoruna yaslanmış , bana gülen gözlerle bakan Kaan'a baktım koşarak onun yanına gidip beklemeden kolları arasına girdim . O da anında kollarını belime dolayıp kafasını boynuma gömdü . "Çok özledim." Dedi kafasını kaldırıp yeşilleriyle bana bakarken . Gülüp " Gece gizlice odama giren de ebemdi " dedim . O büyülenmiş gibi bana bakarken " Gülüşün diyorum Gece... İçimi yakıyor . Seninleyken hissettiğim duyguları başkası hissettiremez bana.." dedi . Sol koluna vurup ona baş parmağımı sallayarak yalancı bir ciddiyetle "hele bi hissettirsin Kaan . Hadi hangi babayiğit o" dedim . Ona salladığım parmağımı tutup öptü . Dolgun dudakları parmağıma değdiği an "yaaaa" diyerek aşk dolu gözlerle bakmaya başlamıştım zaten. O sırada yandan gelen sesle oraya döndüm . " kızım gidin başka yerde cilveleşin . Bu ne be öğğkk yani ." Dedi Buse. Ona gözlerimi devirdim ve " ilk sevgilisiyle lahmacuncuya gidip orda da kendinden çocuğu soğuttuğun için bizim bu hallerimiz sana aykırı Buse" dedim . Gülüp , kekocan bi tavırla "bana herşey aykırı babaaa" dedi . Kaan yeşillerini bana çevirip " gel sarım . Gidelim buralardan ." Dedi . Gülüp "memnuniyetle" diyerek arkadaki küçük bagajdan kaskımı çıkarttım . Kaskı kaoldırdığımda benim çok sevdiğim çikolatayı görüp çocuk gibi yerimde zıpladım. "Böyle sevineceğini bilsem fabrikayı alacağım ama bir gecede komaya girme diye hep bunlar . " dedi . Kafamı sallayıp şapkamı koydum ve bagajı kapattım . Kaskı takıp alttaki kopçayı takmaya çalıştım . Bi türlü beceremeyince Oflayarak Yeşilliye baktım . " beceriksiz küçük bir baş belasısın" dedi . Sonra da siperliği kapatıp "ama sadece benim baş belam " dedi ve kaskın üstünden alnımı öptü . Kendi kaskını da takıp kopçasını tek hamlede taktı. Motora tek ayağını atıp üstüne çıktı . Hemen arkasına yerleşip sıkıca kollarımı beline sardım. Motoru hızla kalkarken sanki daha da sıkabilecekmiş gibi daha da sarıldım.
Küçük bir tepeye çıktığımızda hızla inip koluna vurdum . " kaç kere diyeceğim arabalara makas atma diye !? Birinin altında kalacağız bir gün ." Dedim kask yüzünden boğuklaşmış sesimle. Tek hamlede kaskı çıkartıp " cadı " dedi rüzgardan kabarmış saçıma bakarak . Gelip dudaklarını alnıma bastırıp " senin tehlikede olacağın bir işe girişmem. Bunu biliyorsun Sarı" dedi . Tribimi bile iki dakikada unutmuştum . Cebinden çıkardığı siyah bandanayı arkama geçerek başıma takmam için tuttu durup "izin verir misin " dedi . Heyecanla kafamı sallayıp bekledim boynumdaki mibik bir soğuklukla kafamı eyip görmeye çalıştım . İşi bitip benden br kaç adım uzaklaşırken arka cebimden telefonumu çıkartıp ayna işlevi görmesi için boynuma tuttum . Küçük dolunay ve içinde değerli olduğu her galinden belli minik taşlar vardı . Etrafı ise mavi taşlarla süslüydü . Ellerim boynumdaki küçük maddiyattan çok benim için maneviyat içeren kolyeye gitti . Bu bazıları içim küçük bir hediye olsa da aşık olduğum adamın iziydi benim için . Yavaştan dolan gözlerimle ona döndüm . Bana bakıp kaşlarını çattı . Yüzümü elleri arasına alıp " hey hey Sarı.. Ben ağla diye almadım bunu sana. Benden bir hatıra olsun istedim . Bulutlanmasın hemen kahvelerin . Sana şimdi birşeyler diyeceğim . Bilirsin ben seninle değiştim . Ben böyle bir adam değildim . Seni gördüğüm an anlamıştım aslında . O kafeden içeri girişin, attığım laflara rağmen sesini bana bahşetmemen bile farklıydı benim için . O gün bilerek kızdırayım da sesini duyayım diye bilerek dökmüştüm üstüne kahveyi . Ama düşündüğüm gibi olmadı . Bana gülümsedin . Ben öldüm . Önemli olmadığını ve bir kıyafet parçasının bir kalpten önemli olmadığını söyledin . Dedim ya baştan farklı gelmiştin. Farklıydın sarı . O gün bilerek seni takip ettim . Arkadaşım falan yoktu o tarafta . Şimdiii... Bu kolyeyi sana veriyorum ki , benim hep yanında olduğumu bil. Kimse olmasa bile ben varım . Olmasam bile varım Sarı ." Kafamı çevirip dolan gözlerimi manzaraya çevirdim . İç sesim gözlerini göremediğim için bana lanet okusada ona bakarsam ağladığımı görürdü . "Şşşt Sarı bak bakiyim .. Kızım kaç kere diyeceğim sana ağlama diye ? Sen ağlayınca göğsümün ortasına bir öküz oturuyor. Seni üzenin ben olduğumu bilmek canımı yakıyor. Gece'm ben olsam da , olmasam da üzüldüğünde kolyeni tut . Gözlerini kapat . Ben hissederim . Gelebilirsem gelirim . Gelemeyecek bir yerde isem de rüyalarda buluşuruz sevgilim. Bana söz ver Gece'm bana birşey olursa sakın sevmekten korkma. Sev . Sevil. Eğer bunu yapmazsan beni üzersin ve ben yattığım o yerde rahat uyuyamam . En sonunda yine geleceksin . İstesen de istemesende. O yüzden bunu erkene çekmeye çabalama. " onu itip saçmalamaması gerektiğini söyledim . O buna karşılık artık hıçkırarak ağlamaktan sarsılan bedenimi tutup kendine çekti. Sımsıkı sarıp sarmaladı . Sigarayla harmanlanmış nane kokusunu içime çektim . "Söz ver . Söz ver Gece'm" diye fısıldadı kulağıma . Ona dayanamayıp söz verirken , hissetmiş gibi sarf ettiği bu sözler , beynime ve ruhuma işlemişti . Beni eve bıraktıktan sonra ona yapmaması için çok direttiğim makas hareketini yaparken otoyolda dengesini kaybetmişti . Sonrası ise felaketti . Benim felaketim...
Dağlar mı aşmamız gerekliydi yoksa bu yollar mıydı beni sana getirmeyen ? Ellerim buzdan farksız. Fakat kalbim... o ateş . İçim yanıyor kafamda savaşlar başlıyor, bitiyor. Kendimi tanıyamıyorum. Ben bu hikayenin kahramanıydım. Kurtarılması gereken bir prenses değildim. Zaten Prenseslerden ve pemben de nefret ederdim. Söyle sevgilim.. Gittin ya ilk fırsatta.. Ben ne yapacağım? Toprağın altına erken girsem ya.. Sana kavuşurdum..
" Gece kızım yine mi uyumadın?" Diyen Melek teyzeyle yerimde sıçrayıp hemen çaktırmadan gözyaşlarımı silmeye çalıştım. Sabah namazına kalkmış olan Melek teyze yanıma gelip pufa oturdu . "Güzel kızım yazık ediyorsun kendine. İki dakika sonramız belli değil . Yapma " dedi . Ona yaklaşıp sarıldım . Onun anne kokusunu içime çekerken bu seger ağlamamı durduramadım. "Kızım , onlar yukarda seni izliyorlar . Sen böyle üzülürsen onlar da üzülür. Hadi Dua edelim . Hem huzur bulursun . Hemde onlar için yapabileceğimiz en iyi şey bu ." Kafamı sallayıp ellerimi kaldırdım içimden duamı bitirip ellerimi yüzüme sürdüm . Ellerim kolyeme gitti . Sıkıca tuttum . Melek Teyze elimden tutup yatağa yatırdı ve bir bebek misali beni yatağa yatırıp üstümü sıkıca örttü. Saçlarımı okşayarak bilmediğim fakat Dua olduğuna emin olduğum şeyleri söylüyordu . O bunları söylerken içimden büyük bir yük kalktı . Ellerim kolyede iken gözlerim zorlukla kapanırken fısıltı ile ağzımdan "kaan " ismi çıktı . Melek teyze alnımı öpüp bilincim açıklıktan kapalıya dönerken şunları fısıldadı
"Her zorlukla bir kolaylık vardır güzel kızım Allah kimseye taşıyamayacağı yükü vermez. Sen bunlara göğüs gerip Allaga yöneldikçe , o bunu mükafatlandıracaktır "
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Biraz buralar hüzün koktu sankiii... Bazı yerlerde cidden gözüm doldu . Benn ameliyat olacağım ve sizi ihmal etmek istemediğim için hasta yatağımda biraz hüzünlü yazmış olabilirim . Neyse acıtasyon yapma Sueda. Sizi seven bi yazarınız olduğunu unutmayın olur mu?
《Seviliyorsunuz 》

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK LİSESİ ^
ChickLitDağlar mı aşmamız gerekliydi yoksa bu yollar mıydı beni sana getirmeyen ? Ellerim buzdan farksız. Fakat kalbim... o ateş . İçim yanıyor kafamda savaşlar başlıyor, bitiyor. Kendimi tanıyamıyorum. Ben bu hikayenin kahramanıydım. Kurtarılması gereken...