ERKEK LİSESİ ^

Huzur mu ? Bize ters o işler

Düzenlendi.

Zorla kafamı kaldırıp yanımda duran telefonu susturdum. Kaşlarımı çatarak halıyı izlemeye başkadım. Tam geri yaracakken Duru'nun yüzü gözümün önüne geldi. Korkuyla kalkıp banyoya yöneldim. Küvetin tıpasını takmadan suyu ayarladım . Yacaşça üstümdekileri çıkartıp sıcacık suya girdim.

Biraz durduktan sonra hızlıca yıkanıp durulandım. Banyodan çıkmadan hemen saçlarımı kuruttum. Kısa ve yeşil saçlarım kuruduktan sonra aynaya baktım biraz . Açık kahve gözlerim kemikli yüzüm sarı yeşil karışık saçlarım vardı . Dudaklarım dolgun ve tozpembe bir renkteydi . Odaya geçip saçkarımı taradım . Sadece sola atıp çok hafif dalgalı saçlarımı biraz karıştırdım . İç çamaşırlarımı giyip siyah yırtık pantolon ve gri bir boğazlı kazak giydim. Neredeyse 3 senedir boynumdan çıkmayan zinciri siyah ama şuan metalik gri olan jilet şeklindeki kolyemi taktım . Yüzümü kremleyip kalem , rimel ve vişneli parlatıcımı sürdüm. Tamamdır.

Duru'nun bağırmasıyla pardon bir tarafını yırtmasıyla kapımı açtım. " Bak görüyorsun demi Merve Teyze bu kız sırf biraz daha uyuyayım diye 9 ay 15 gün kalmadı mı senin karnında? İkinizde ölüyodunuz. Bu kızın üşengeçliği ikinizi de öldürüyordu dimi . Bo gonde bono öldorcok vollo( bi günde beni öldürecek vallaha) " sonlara doğru annemin ağzına tıkıştırdığı kocaman börekle susmak zorunda kalmasına rağmen , hala car car konuşuyodu . " alt tarafı 5 dakika ya 5 dakika geç kaldım diye kim ölücek? Sen hem nasıl getirdin yine konuyu doğumuma ? Doğmayı unutmuşum napiyim "
Dedim kıkırdayarak . Tam annenin yanındaki siyah kırmızı sandalyeye oturacakken " Kaç beş dakika saatine bak istersen?" Diyip kolumdan tutarak kapıya çekiştirdi beni. "Dur bi montumu giyeyim ayakkabımı giyeyim okul kaçmıyo" diyip kolumu kurtardım. O sertçe ayağını yere vurarken kaşlarımı çatıp ona baktım . Gözlerini büyütüp " Hadi kızım hadiiiii" diyip aceleye getiriyordu bu ne zaman bunu yapsa elim ayağıma dolaşır birşeyler unuturdum . Montumu ayakkabımı aceleyle giyip çantamı tek omzuma asıp kapıyı açtım. "Hızlı ol çimen otobüsü kaçırmayalım " diyerek, koşar adım ilerlemeye başladı. Boyum ondan kısaydı . O yürürken ben yetişemezdim bile bu durumda da koşmam gerekliydi ona yetişmek için. Öylede yaptım.

Nefes nefese " Du.. Duru .. kızım .. dursana .. lan dur.. ay Allah'ım sana geliyorum.. Dursana laaan" en sonda cırlamakla bağırmak arasında bir sesle hönkürünce yavaşladı ve bana lafını koyup yine devam etti " iç iç sigarayı sonra Duru dur Duru yavaşla"

En sonunda durağa vardığımızda gelen ilk otobüse bindik telefonumu çıkartıp kulaklığımı aramaya başladım . Ama bulamayıca sinirle yere vurdum. "Mutlu musun kulaklığımı unutmuşum sinirlerim bozuldu ağlayacağım galiba" saçma sapan ağlardım evet . İlerde geçmişime baktığımda gülerek hatırlatacaktım bu anları . Otobüsün ani freniyle tutamaca tutundum . Cidden gözlerim doluyordu. "Kızım geç kalkmasaydın hep böyle yapıyorsun ya.. lan ağlıyonmu cidden delirme mal " dedi Duru . Omuzlarımı silktim evet maldım . Bunu cidden kabul ederdim . Tam bir çocuğun önünde durmuştum ona bakınca bana baktığını görüp kafamı çevirdim .

Okulun olduğu durağa geldiğimizde inip yürümeye başladım Duru da arkamdaydı . Sonra birisi "şşt yeşilli bi dakika pşşttt" dediğinde durup ona baktım . Elinde siyah açılmamış bir kulaklıkla geldiğini görüp kaşlarımı kaldırdım . " bak bunu almanı istiyorum sadece. hiçbir amacım yok kötü niyet falan yok hiçbirşey yok.. sadece bu kadar saçma şeylere üzülme hayat kısa kuşlar uçuyor"  diyip sırıtarak uzaklaştı . Duru' ya baktım . O da bana . Omuz silkip kulaklığı açıp inceledim . Airpost tarzında bişiydi ama kabloluydu. Kulaklığı kendi kutusundayken - bir ambalajı ve kendi kutusu vardı- cebime attım . " bende üzüldüm de bu neydi şimdi ? Sırf üzüldün diye kulaklık vermek? Hiç tanımadığın belkide birdaha görmeyeceğin birine? " diyip aklımdaki soruları dışa vurdu Duru . " Ne biliyim oğlum belkide sadece iyilik yapmak istedi olamazmı?" Omuz silkip yürümeye başladı. Bende çocuğun gittiği yöne son kez bakıp Duru'nun peşinden gittim.