Gerçekler

202 8 4
                                    

Selam Gecenin okuyucuları 🐲
Nasılsınız?
Yazarcık geldi!!

Esneyerek yattığım üçlü koltuktan kalktım. Duygu bana bakarak "sonunda uyandın Amk. Ölsem haberin olmayacak. " gülümsedim. Saate bakıp "Buseler gelecekti mesaj atmışlardı" dedim sorarcasına . "Bilmem gelmediler daha." Dedi. Kapı ayı gibi çalındı ve içeri Buse ve Sina tartışarak girdi. "Ya kes sesini mıknatıs. Yüzünde bir kilo demirle seni ciddiye alamıyorum." Buse "Lan iki tane var alt tarafı battı herhalde" dedi. "Sina abisi duymasın Buseyle uğraştığını" dedim. Buse endişeyle "sus kız ! İsmi geçtiğinde bitiyor ordan burdan !" dedi. o sırada kapı açıldı ve içeri Buğra abi girdi. "Ooo güzellerim benim." Diyerek Duyguya sarıldı. Buse de gelip bana sarıldı.  " Abisi gel" diyerek kollarımı açtım Buğraya. Bu sefer kapı kibar bir şekilde çalındı. İçeri Kaan ve Baran girdi. Buğra abi "Hass*ktir uyanıkken rüya görüyom!" Diyerek gözlerini ovdu. Buse ise sadece dik dik onlara bakıyordu. Herkes birbirine girdi birden. Buğra Kaanı döverken Buse ise Buğraya saldırıyor saçını çekiyordu. Telefonumu da orda bırakarak çıktım.

Yürüdüm. Yürüdüm ve daha fazla yürüdüm.

Geldiğim yer Kaanın bana kolyemi hediye ettiği uçurum kenarıydı. Ağlayarak yere çöktüm. Kaç dakika veya saat geçti bilmiyorum. Önüme uzatılan elle irkildim. Kafamı kaldırdığımda Kaan'ı gördüm. Kolumu tutup beni kaldırdı. Ayakta zor duruyordum. Arkamızdan gelen sesle oraya döndüm bu sefer. " Gece!" burnumu çektim. "Ben " diyebildiğimde sağ gözümden bir damla yaş düştü. Kaan çenesini sıkmış, Aras'a bakarken , Aras kolumdaki ele bakıyordu. "Git burdan !" dedim Arasa. " Çimen ?" dedi gözlerindeki hayal kırıklığıyla. "O*ospu yerine koymadın mı beni! Siktir git şimdi!" diye bağırdım. Bu yaşananar, bilinmezlik, beni öldürüyordu! Olanları anlamalıydım. Ama Arasa gidecek kadar da yüzsüz değildim. Aras hırsla yanımıza gelip Kaan'a yumruk attı. "Seni bu Piçle tek bırakmam. " saçlarımı çekiştirdim. "Git!" Aras geri geri giderek arkasına döndü. Uzaklaşırken Kaan'a döndüm.

"Anlat! Herşeyi!" dediğimde , uçurumun kenarına gidip oturdu. Biraz uzağına oturdum. Sıkıntıyla oflasa da anlatmaya başladı. " Gerçek Baban yaşıyor. Senin öldü sandığın kişi babanın sağ koluydu." durup tepkime baktı. İfadesizce denize bakıyordum. "Baban karanlık işlerle uğraşan bir iş adamıydı. Annen sadece babanı iş adamı sanardı. Annen bunları görünce babandan uzaklaştı. Ama baban anneni bırakamıyordu. Bir abin vardı. Sana hamile olduğunu bilmeden başka bir eve taşındı babanın gözetimi altında. Baban annene bir adım atmaya çalışsa annen ondan on adım kaçıyordu. Seni öğrendiğinde abin gibi bu işlerin içine batmaman için saklamaya çalıştı ama çok zorlu bir hamilelikti. Düşük riski çok fazlaydı. Saklayamadı. Babana çok yalvardı bu işlere girmemen için. Baban da bir şekilde seni sakladı. Sağ koluyla anneni bir eve yerleştirip onu aldatmış gibi gösterdi. Beni senden aldı çünkü ruhsal anlamda çok kırılgandın güçlenmen kaybetmeyi öğrenmen gerekiyordu. Ki kazanmayı çabalamayı öğrenesin. Ama bir terslik oldu ve anneni kaybettin. Baban ve abin bitmişti. Sense tamamen savunmasızdın. Bizi geri saldı. Seni bulduk fakat geç kalmış, sen seni öldürmek için arayan adamın oğluyla sevgili oldun. Dünki ateş uyarıydı. Babanın , senin ve abinin düşmanları seni farkettiler. Artık güvende değilsin. Abin seni çok seviyor Gece. Babanda öyle. Seni yanlarına almazlarsa ölebilirsin."

Ona döndürdüm gözlerimi . "Sen onların adamısın" dediğimde başını eğdi. "Bende öyle düşünmüştüm. " diyerek ayağa kalktım. Yürüyerek anayola çıktım. Yanimda üç araçlık bir konvoy durdu. "Hadi ama Sarım gel " dedi ortadaki araçtan atlayan Kaan. "Git başımdan. " dedim. Birşeyler mırıldanarak benim önüme geçti. Bacaklarımdan tutarak kalkınca dünyam tepetaklak oldu. "Bıraksana beni!" yumruklayarak bağırıyordum. "Gece... Ge- .. GECE RAHAT DUR!" arabanın içine binmemizle başka biri tarafından kapımız kapandı. Somrutarak koltuğa oturdum. Annem, Babam , biyolojik babam, Kaan ,Aras derken bütün herşeyin yalan olduğunu öğrenmiştim bu gün. Sinirlerim bozulmuştu. Herkes ne de güzel rol yapmıştı böyle! Kendimden şüphe ettim. Ben bu kadar salak mıydım yani? Gözlerim yeniden dolarken Kaan beni göğsüne yasladı. Araba sert bir frenle durunva öne savruldum. Kaan ne olduğuna bakarken ufak bir küfür savurdu.

"Arabada kal. " diyerek indi. Ne olduğuna bakmaya çalışırken hiçbirşey göremiyordum. Arabanın kapısını açtım. Beni gören iki koruma "küçük hanım kaan bey arabada kalmanızı söyledi" dediğinde "neler oluyor?" dedim. Bir hareketlenme olduğunda korumalar etrafımda etten bir duvar oluşturdular. Ellerinde silah , karşıya hedef almışlardı. İkisinin omzunu tutarak iki yana açtım. Kaan en önde altı yedi koruma arkasında birisiyle konuşuyordu. Arkasındaki adamlar da silahı karşıya hedef almışlardı. Yürümeye başladım . Adamlar da benle haraket ederken , Kaanın yanına geçtim. Karşıdaki kişiyi tanımıyordum. Kahve saçlı, Gri gözlüydü. Kaşında eskiden kalma bir yara izi vardı. Kaşlarımı çatarak dik durmaya çalıştım ama çok rahatsızdım. Adam beni baştan ayağa süzerken rahatsızca kıpırdandım. Yüzünde bir sırıtmayla "yalan yok daha çirkin birini bekliyordum. Ama Kara Melek bayağı güzelmiş. " dedi. Göz devirerek "eee peki sen kimsin ve benim " diyerek kendimi işaret ettim. "Yolumu kesiyorsun?" dedim. Galiba yürek yedim ya ben . Vallaha bir egom tavan falan yaptı. Güldü. Hatta kahkaha attı. Karşısındaki ben ise ciddiyetle ona bakıyordum.

"Baya iyisin ya sen. Ama ufaklık, babanın baş düşmanı benim. Bunu bilmemen üzücü. " dedi. Gözlerimi devirip elimi şakaklarıma bastırdım. Kaan yanımda eli belinde sadece bizi dinliyordu. "Tamam hadi güldük eğlendik, artık dağılalım." dedim. Kafasını salladı. "Peki güzellik . Sen nasıl istersen ." diyip elini kaldırdı. Adamları silahlarını indirdi. Elimi kaldırıp baş parmağımı havada daire çizdirdim. "Toparlanın gidiyoruz." dedim. Yolumuzdan çekilirken , bizim taraftaki adamlar kalabalıklaşmaya başladı. 7 - 8 araba sert bir frenle arkamızda durdu.  Adamlar anında çevre güvenliği alırken Kaan önünü ilikledi. "Abin geldi" diye fısıldadı. Arkamı dönmeden adını bilmediğim gri gözlüden gözlerimi ayırmıyordum. Her an bi şerefsizlik yapacakmış gibi geliyordu. Arkamda birisi durdu. "Defolacak mısın artık?" dedim karşımdakine. Arkamdan gür bir ses yükseldi. " Bu yaptığının bedeli olacak Caner. " dedi. Caner sırıtarak arabasına binip uzaklaştı. Derince nefesini verdim. Arkama dönmek istemiyordum. Yavaşça yere oturup dizlerimi kendime çektim. Kafamı dizlerimin üzerine koyup gözlerimi kapattım. Kaanın birine "dokunma kendisi kalkar. Krizini önlemeye çalışıyor." haklıydı. Şuan kendimi bırakıp bağıra çağıra herşeyi dağıtak istiyordum. Birden kahkaha atmaya başladım. Ellerimi saçlarıma geçirdim. Sesler uğultu olarak geliyor , kahkahamı durduramıyordum. Sicim gibi yaşlar gözlerimden döklüyordu.

Kaandan ;

Gece kendini yere atıp kapanmıştı. Efe abi ona dokunmak isteyince durdurup , " dokunma kendisi kalkar. Krizini önlemeye çalışıyor. " dedim. Ona bakıyordu özlemle. Küçük kıkırtıları kahkahaya dönüştü. Arkamdaki adama "çabuk çantamı getir! ÇABUK!" koşarak arabaya yöneldi. Efe abi yine hareketlenince "Kriz geçiriyor dokunma!" dedim. Çantamı alıp içinden Sarının ilacını çıkarttım. Ampulü kırıp enjektöre ilacı çektim. Elimdekileri yere atıp ilacı arkama sakladım . Eğilip , "Güzelim!" diyerek ona yaklaştım . Fakat o ben yaklaşınca kaçıyor, "Dokunma ! Yalancı! Hepiniz yalancısınız! O adamdan farkınız yok!" adamlara işaret verince tuttular Sarıyı. Koşarak gidip, boynuna ilacı enjekte ettim. Sarı biraz daha debelendikten sonra kendini bıraktı. Efe abi ileri geri gidiyor, saçlarını çekiştiriyordu. "Kardeşimin hasta olduğunu bile bilmeyen boktan herifin tekiyim! Bu hayatta bi sikime yaramıyorum!"

Onu sakinleştirmek şu an için iyi bir fikir değildi sessizce Gecenin yanına gidip saçlarını okşadım...

ERKEK LİSESİ ^Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin