Sınıfımdaki Ateist Kardeşe Mektup

İnsan Neden Yaratıldı?

Bizi hem hayvandan hem de meleklerden farklı kılan yan, irade sahibi olmamız ve şuurlu bir varlık olarak yaratılmamızdır. Akıllı bir kimse sorular üretir ve cevapların peşine düşer, cevapları bularak soruların hakimi olur esariyetine girmez!

“Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.” (Acluni, Keşfü'l-Hafa, II/132) hadis-i şerifi ile bir cihedde görevimiz zaten izah edilmektedir. Bu sözü başka bir mânâya çekerek konuyu uzatmaya gerek yoktur; sümme hâşâ bir benlik iktidarı yahut da gösterişçilik algısı oluşmamalıdır. Nasıl ki sanatkâr sanatını göstermek için yapar, Rabb’imizin de bizi yaratma gayesi kendi güzel isimleri olan Esma-ül Hüsna ve kudret, azamet ve subhanlığını açıkça göstermektir.

ALLAH-u Teâlâ sanatkâr, bu gördüğün ve daha göremediğin her şey bir eser, sen ise bir şahesersin! Tamam meleği yarattı lâkin bu acıkmaz görmez, hastalık nedir bilmez, irade ve seçim kabiliyetine sahip değildir. O vakit nasıl Rabb’imin Er-Rezak, El-Şafi, El-Hâkim isimleri yarattıklarında tecelli edecektir??? İnsan ne kadar bu âlem içinde bir toz zerresi gibiyse de kendi hâlinde başlı başına bir âlem; kendi başına Esma-ül Hüsnaların tecelli ettiği bir külliyattır!

Bu kadar mükemmel ve kusursuz bir yaratılış, fıtratımız nice techizatlarla doluyken bize verilen hayatı kullanma kılavuzu vardır; biz ona Kur’an-ı Kerim diyoruz. Onu da tefsir edip açıklayan, inceliklerini öğreten bir peygamber vardır ve bizim peygamberimiz Kainatın Efendisi Hz. Muhammed Mustafa’dır (s.a.v).

“Neden hakikat varken öğretene ihtiyaç var?” diye bir soru düşünme, dünyada bunca kitap varken öğretmene ne gerek var öyleyse???
Konudan sapmadan ilerlemek gerekirse Kur’an-ı Kerim’de “Ben cinleri  ve  insanları, ancak bana  kulluk etsinler diye  yarattım.”(ZÂRİYAT/56) denilerek Rabb’imiz geliş vazifemizi izah etmektedir.