Bismillahirrahmanirrahim...
Cihad her devirde bir görevdir Müslüman kimseye. Fakat artık kılıç, top ve tüfek kullanan pek kalmadı bu devirde. Kalem, kağıt, ölçü ve kanunlar; kısaca fen ilmi bir silâh oldu bu düşmanlara. İçimizde bir kurt var, sağlamlığını kaybeden en ufak bir şey bulunca o yöne ilerleyip kemirerek çürüten. Bu kurt iblistir, kemirmesi vesvese, çürüttüğü şey ise imandır. Bu devirde çok şeyi doğru gibi gösterdiler, batıl ile hakikat birbirine karışan bir nehir oldu. Resulullah(s.a.v) zamanında bulunan aydınlık günler hafiften kararır, düşman pusuya yatıp görünmez oldu.
Devrimizdeki iman zafiyeti, fitne ve günahların çokluğu, harama daha fazla meyletme, hakikatten sapma, insanoğlunun yaratılış meselesini unutmadaki o dehşetli unutkanlığının sebebi dış güçler, bize fen silahını yoldan saptırıp kendimize doğrultan düşmanlardır.
Misaller çerçevesinde, ilim ve fenden bolca yararlanarak, maddenin bir şuuru olmadığı, onu kudretiyle kontrol eden bir güç sahibinin olduğunu ben kendimce kanıtlamaya biiznillah gayret edeceğim, bunca kanıt ve cevaba da karşılık senden tek bir soruya cevap bekleyeceğim.
Bir düşünelim ki şu kağıtlar nasıl oluştu ve önüne kadar nasıl geldi? Rüzgâr mı uçurdu ağaçları, gökyüzünde kesti ve ince ince biçti. Hamur kıvamına getirdi ve ezip de ip incecik etti? Onca yoldan kendi mi uçup geldi. Rastlantı eseri eline kadar vardı, hem de kazayla üzerine mürekkep dökülüp bu yazılar peydah oldu??? Hem de her bir harf tam yerinde, manasız hiçbir söz bulunmayan, kargaşaya mahal vermeyen, nizam içerisinde, aynı boy ve ebatlarda, aynı yazılış stiliyle mi yazıldı, diyebilir misin?Şimdi biraz fen konuşalım: Ağacı savuracak gerekli rüzgârın şiddetinden, kesecek doğru madde ve incelik ölçüsünden, eline kadar varması gereken yol tarifi(yönü, getirecek araç, yükseklik ve konumdan) bahsetmeden, sadece şu kağıda yazılan 13.092 sözcük varken, ortalama olarak bu sözcükler 6-7 harften oluşuyor diye sayarsak ilk harfin seçimi 28’de bir(“Ğ” ile başlayan bir kelime yoktur, ikinci harfin de seçimi 29’da bir olup 812 ederken, bir diğer harfle bu 23.548 edip, daha sonra 682.892, bir harf daha ekleyerek 19.803.868 sonucuna varılıp eğer altı harfli “mantıklı” bir kelime bulmak istersek bu sonuç 574.312.172 eder! Bu sonuç sadece altı harfli bir kelime içindi, fakat daha 13.091 kelime var bu mektupta, hepsinin de “mantık” çerçevesinde “mânâlı” ve “nizam” sözcüklerine uygun vaziyette yazılmaları gerek. Bu sayfaların dâhi yerlerinin karışmamaları gerek. Daha bitti mi?
Bunu yazan kimse Türkçe lisanını konuşabilen, okuma-yazma öğrenmiş, Türkçe dil ve edebiyat kurallarına hâkim olan “İLİM SAHİBİ”, hangi sözcüğü nerede kullanacağına karar veren, hangi hususlara değinip yazma amacını belirleyen, neyden ne kadar bahsedeceğine açıklık getirmiş bir “İRADE SAHİBİ”, Eline kağıt ve kalem alabilen bir “KUDRET SAHİBİ”, yazdığını görebilen bir “GÖRME SAHİBİ” ve bunları mezarlıktaki bir ölü yazacak değil de en önemlisi de bir “YAŞAYAN” zat olması gerektir! Yani bu mektuplar sana bir tesadüf eseri olarak değil de birileri tarafından gönderilmiştir. Aynı şekilde de bu gördüğün cihan içindeki ve daha görmediklerinde dâhi bizlere yazılmış bir mektup, cilt cilt kitaplar, hakikati anlatan mesajlar vardır. Onları okumasını bilen kendi yaratılış gayesini anlayacak demektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıfımdaki Ateist Kardeşe Mektup
EspiritualGERÇEKTEN BİR ATEİSTE YAZILMIŞ, ELDEN VERİLMİŞ, OKUNMUŞ BİR MEKTUPTUR...