Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''
Bilmiyorum
Draco, sarsılıyordu. Gözlerini açmak zorunda kaldı. Gözlerini açtığında telaşlı zümrüt gözleri görmüştü.
"Ah, tanrım sonunda. İki saattir seni uyandırmaya çalışıyorum. Fark ettim ki artık beni aramıyor veya mesaj atmıyorsun. Merak ettim. Gelip bir bakayım dedim. Uykunun bu kadar derin olduğunu bilmiyordum."
Draco hiç birşey algılayamıyordu. Harry mi gelmişti? Onu merak mı etmişti? Yoksa endişelenmiş miydi? Draco'nun aklına haplar geldi. Neyseki çekmeceye koymuştu.
Kafayı yemiş gibi hissediyordu. Duvara öylece bakarken, "Yeniden uyuya bilir miyim?" Dedi. Harry şaşkınca yeni uyanan gence baktı.
Saat öğlenin ortasıydı. Yine mi uyuyacaktı? Yine de kafasını sallayarak "Uyu." Dedi.
Ardından uyuyan gence bakarak odaya kamera takmak için numarayı tuşladı. Gece uyumuyor muydu? Gündüz bunun için mi bu kadar uyuyordu? Eve gelse bile hiçbir zaman bu odaya gelmezdi ki.
Bilmiyordu.
Bunun için bir hafta boyunca kesintisiz görüntü alacak kamerayı saatler içinde yerleştirdi. Bir hafta sonra kamerada olan flash bellekten ne kadar yalancı olduğunu veya kendisini aldatıp aldatmadığı anlayabilirdi.
