''
''
Beni Sevmeyi DeneO gidiş, bu gidişdi derler ya. Evet öyleydi. Draco, Harry'yi ne zamandır görmüyordu. Geceleri özel bir bakıcı gelir olmuştu.
Harry, emir vermişti.
Geceleri uyuyor, bakıcı kahvaltı yaptığından emin olup geri gidiyor, gece tekrar dönüyordu. Harry ise gazetelerde zirve yapmıştı. O kadar çok çalışıyordu ki; kimse alt edemiyordu kendisini.
İkinci olan düşman şirketiyle bile arasında uçurumlar var. Harry bir ay iş yerine gitmese bile arayı kapatamazdı ikinci olan şirket.
Draco dayanamamıştı, sabah kahvaltısından sonra tekrar o iğrençlikleri gördüğü yere eşi uğruna dönüyordu yine.
Kimse onu tanımıyordu, kalabalıktı da şirket. Draco, gizli yere doğru yürüdü. Nihayetinde o basılmış gece değildi kendinin o şirkete ilk gelişi.
Direkt asansöre bindi ardından, Harry'nin ofisine yaklaşınca bir sekreter kendisini durdurarak, "Yeni model siz misiniz?" Diye sordu sevecenle.
Draco, hızla kafasını iki yana sallayıp, "Eşimi görmeye geldim." Deyince sessiz şirkette herkes birbirine baktı.
Acaba kimdi? Yakışıklı, karizmatik ve sempatik adamın eşi kimdi? Onu bırakın da; kim olmak istemezdi ki?
Fısıltılar yükseliyordu.
'Eşi dediği kişi kim acaba?'
'Keşke ben eşi olabilsem, ah.. ah..'
'Acaba eşi biliyor mu geldiğini?'
'Belki de eşi ile arası bozuktur biraz?'
...
Ve dahası. O sırada Potter'ın özel sekreteri koşarak ne olur, ne olmaz patronuna haber vermişti. Potter böyle kafasına göre iş istemezdi. Odasından hızla çıkarak "Kimdir eşi için gelmiş olan?" Dedi etrafına bakarak.
Draco, o sesi duydu. Draco, o bedeni gördü. Bu nasıl bir özlemdir? Kendisini burada rezil etse bile heyecandan dizi bu kadar titrerdi. Draco, önündekini biraz yana itikleyip kendisinden kısa fakat yapılı olan eşine koşup beline sarılarak ikisini de devirdi.
Draco, çok dikkatliydi. Onu devireceğini bildiğinden bir elini kafasının arkasına siper etmişti. Biraz da canı yanıyordu ama şuan hissedeceği tek şey suratını gömdüğü Harry'nin yanağındaki ıslaklıktı.
Harry ağlıyordu. Özlediğini dile getiremeyecek kadar grurlu bir şerefsiz olsada tanrı da kalbinin şahidi olsa ya.
Bir süre geçti, etraftakiler hâlâ onları izliyordu. Draco, Harry'nin üzerinde doğrularak göğsüne hafifçe vurup ki kıyamazdı sert vurmaya; bağırarak "Beni sev Harry, beni gerçekten sev! Beni sevmeyi dene; LÜTFEN!" Tekrar tekrar vurdu göğsüne.
Hıçkırarak ağlıyordu. Ardındaki kadınlar gülümsüyor, bununla da kalmıyor; sulu gözlüler kendini ortaya çıkarıyordular.
Ardından biri gelip Draco'nun kafasına elindeki dergi ile vurarak; üstelik kadın bildiğin ağlıyor "Benim sevgilim yok; kalkın gidin şurdan öf morelimi bozuyorsunuz!" Deyince şirkette kahkahalar yükseldi.
O kadar ki Draco bile hıçkırıkları arasında kafasını Harry'nin boynuna gömerek güldü.
Draco öylece utanınca şaşkın olan Harry'i yerde bırakıp, kafasını yere çevirmiş ve depar atarak asönsore binip şirketten ayrılmıştı.
- kiraz kız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fucking boss | drarry
Short Storyiş adamı harry james potter, yalnızca eşine zaman ayıramıyordu.