Bölüm 14

157 7 0
                                    

İş yerindeki rutinimi tamamlayıp evime doğru yola çıktım. Bulutun dediğine göre mobilyacılar bu akşam gelicekti.

Evime girdikten sonra duvarlara elimi sürttüm,kurumuşlardı.

Bu sefer gelen mobilyacılardı. 7 8 kişi içeriye girerken arkalarından Bulutda yüzüme bakmadan içeri girdi.

Açıkçası şaşıracağım bir şey değildi.

''Bir şey mi oldu?'' dedim fısıldayarak. Aramızda ki mesafeyi kapatarak cevap verdi.

''Seni bu kadar erkeğin için de yalnız bırakacağımı mı düşünüyordun ,küçük fare?'' dudaklarını yukarı kıvırdı.

''Hadi ama.. fareymiş'' dedim somurtarak. ''Ben kendi başımın çaresine bakmayı öğreneli çok oldu''

''Hmm, en son tek başına bara geldiğinde ne olduğunu hatırlıyor musun?''

''İnan hatırlamak istemiyorum'' kafamı sağa sola salladım. '' Sen olmasaydı belki şu anda..''

''Şşş olmadı bak bir şey'' dedi gözlerimin içine bakarak. Pekala,insanı yatıştırmasını çok iyi biliyordu.

Ellerini yüzüme koydu.

Neden bu kadar yabancı bir insana kendimi yakın hissediyordum ki? Üstelik bana olmadığı kadar soğuk davranırken..

Bal rengi gözlerinin içine baktım. Derininki kadar olmasa da güzel di işte.

Bir usta öksürdüğünde gözlerimi hızlıca ayırdım. Muhtemelen yakınlıktan dolayı yanaklarım kızarmıştı. ''Bunları siz mi yerleştireceksiniz,biz mi koyalım Bulut Bey?''

''Siz kafanıza göre koyun biz yerleştiririz'' dedi Bulut.

Adam kafasına sallayıp içeri girdi.

"Bu akşam geliyorsun değil mi?" dedi. Ne dediğini anlamamıştım.

Kaşımı kaldırarak baktım.

"Bakma öyle" ardından dudaklarını yaladı.

"Ne?"

Daha sonra yüzümü incelediğini fark edince kaşlarımı serbest bıraktım.

Dudaklarını kıvırıp " Ceyda söylemedi mi?"

"Neyi?" dedim. Neden bu kadar uzatıp beni bunaltıyorduki?

"Uzatma işte"dedim mızmızlanarak.

"Annem ve babamla konuşuyorum.."

"Sevindim"

"Ceydanın ısrarlarıyla bunu kutlayacakmışız.."

"Anladım. Beni kimse çağırmadı"

Ceydaya çok azcık alınsamda umursamadım. Ailecek bir şeydi sanırım ve beni her yere çağırmak zorunda da değildi.

"Ben çağırıyorum işte."

Bişey söylememe izin vermeden salona doğru yürüdü. Bir anda arkasını dönüp "Ha bu arada.." üstümü başımı süzdü. "Bu şekilde gelme"

Gözlerimi pörtletip baktım. Ne vardı ki benim üzerimde?

*******

Hah ne varmış üstüm başımda?

"Alo Seda naber?" dedim hemen konuya girmek için. Seda kesinlikle giyinmesini biliyordu. Eh bana bu konuda yardım edebilirdi.

Anlatınca anlayışla kabul etti. Üstelik akşam saatindeydik.

Alışveriş merkezine girip mağaza mağaza dolanmaya başladık. Kesinlikle tarzım Sedayla benzer veya aynı değildi.

O daha çok açık şeylere gözü giderken ben daha üsturuplu şeylere bakmaya çalışıyordum. Aile yemeğiydi sonuçta.

Bi elbiseyi gösterdiğinde yüzümü buruşturdum. Fazla açıktı. Kafamı sağa sola salladım. O da bıkmış gibi iç çekti.

"Bu nasıl?" Gözlerimi elbisenin üzerinde gezdirdim.

Dertli topluydu, güzeldi. Güzel aksesuarlarla tamamlanabilirdi. Gülümseyince oda gülümsedi. -elbise multimediada-

Sonunda ikimizin de beğendiği bir kıyafet bulmuştuk.

Telefonum çaldığında çantamın derinliklerinde telefonumu aramaya başladım.

Derinin aradığını gördüğümde şaşırmadım değil.

"Alo" kuru sesimle konuştum.

"Bu akşam 7 de hazır ol seni almaya geleceğim" dedi hızlıca konuya girerek.

"D-derin" Buluta sözüm vardı, ama söylersem kesinlikle yanlış anlardı.

"Ceydalara gideceğim bu akşam"

Karşıdan gülümseme sesi geldi. "Bende zaten ora için diyorum. Beraber gideriz diye düşündüm."

"Tamam" dedim gülümseyerek. Ikisinin arasında seçim yapmak kabus olurdu.

Daha sonra telefonu kapatıp elbisenin fiyatını ödedim.

****

Kıyafetlerimi giydikten sonra saçlarıma hafif dalgalar verdim.

Makyaj olarak ta, yüzümün belirli yerlerini kapatıcıyla kapattıktan sonra eyeliner ve rimeli sürdüm.

En sonda dudaklarımı kırmızıya boyadım. Ellerimede siyah ojeyi.

Ayağa kalkıp aynadan kendime baktım. Eh ne yalan söyliyim hoş gözüküyordum.

Daha 7 ye yarım saat vardı, bu zamanı yeni salonumda telefonla oynayarak geçirebilirdim.

Tam rahatımı bulmuştum ki kapı çaldı. İçimden derin bi şekilde küfür savurdum.

"Şurda yarım saat keyif yapıcağız ondada rahat yok!" söylenerek kapıyı açtım.

Kim geldi desem şaşırmazsınız? Tabii ki Bulut.

Dudaklarını kıvırarak beni süzdü. Dudaklarını kıvırması dışında mimikleri dahi kımıldamadı.

İnsanın gülerken gözleri kısılırdı. Pardon insan mı dedim? Öküz öküz.

Bende onu süzdüğümde takım elbisesi giymişti. Gömleğinin iki düğmesi açıktı. İtiraf edebilirim ki, bu haliyle can yakıcı gözüküyordu.

"Hadi"

Ahanda şimdi sıçtım.

15 dakika sonra Derin gelicekti.

Cevap vermeyince "Hadi Gaye, gidelim" dedi tekrar.

"Gaye" dedi Bulutun arkasından bi ses.

Sesin sahibi Derinden başkası değildi.

İDDİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin