Bölüm 4

301 9 1
                                    

Karşılaştığım görüntü beynimin bir köşesine kazınırken,kalbimin sızladığını hissettim. Gözyaşlarım diğerlerinin yerini hemen alıyordu. 

Tolga tam ağzını açıp bir şeyler söyliyecekken ''Sus'' benim bile şaşırcağım bir tonla bağırdım. 

''Sakın bana tek kelime dahi etme,bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum''

Yüzüğümü yere fırlattığım gibi kapıyı büyük bir gürültüyle çarptım. Ben masum bir öpücüğün hesabını nasıl vereceğimi düşünürken aşağılık herifin yaptığı şeye bak! Ayrıca kadın benim tersime sarışındı,güzeldi. Ah! Ne diyorum ben? 

''Tolga asla böyle bir şey yapmaz. '' kendi kendime mırıldandım. ''Hayır.'' Gözlerimle gördüğüm halde inanamıyordum. İnanmak istemiyordum.

 * * * ** * *  * * * *  * * *

Yağmur ne ara böyle yağmaya başlamıştı? Yürümek iyi gelirdi. Birde yağmurlu olunca ayrıca iyi gelirdi. 

Gözyaşlarım dinmezken kafamı yere eyerek ayakkabılarıma odaklandım. Benim evimde. En önemlisi BİZİM evimizde, nasıl böyle bir şey yapardı? Benimle nişanlıyken nasıl başka bir kadınla birlikte olabilirdi? Böyle bir şeye hala inanamıyordum. Gözlerimle görmesem kesinlikle inanmazdım. Belki bu ilk birlikte olduğu kadın değildi?  İçimde, ezik büzük olan,kalbimin arkasında saklanmış Gaye ''SAF'' diye inledi. 

Saftım kabullenmiştim.  Ayaklarım benden bağımsız bir yerlere götürürken caddeye bir yere çıktığımda çenemden bacaklarıma kadar titriyordum. Bacaklarım artık tutmadığında kaldırımın üzerine oturdum.

Tolgayı seviyordum işte. Nasıl böyle bir şey yapabildi? Hiç sevmemişmiydi beni? Tek hissettiğim şey hissizlikti aslında.  

 Dizlerimi kendime doğru çekip,kafamı dizlerimi koydum. Arabaların hızlıca geçtiğinde gelen rüzgardan başka bir şey rahatsız etmiyordu. 

 Sessizlik,güzeldi. Tekrar ağzımdan hıçkırık kaçınca,kendi kendime üzüldüm. Kendi halime acıdım. 

 Montum şemsiye görevini taşırken içim titriyordu,heryerim. Telefonun zilini duydum.  ''Ulan bir acı bile çektirmiyorsunuz insana'' homurdandım.

 Hissetmediğim ellerimle cebime sokarak kim olduğuna bakmadan,ekranın üstünde elimi kaydırdım. 

''A-alo?''  hıçkırdım tekrar. Hiç bitmicekmiş gibi ağlıyordum. Aldatılmıştım ulan kolay bişeymi bu. Başım çatlıycakmış gibi hissediyordum. 

''Gaye iyimisin? Nerdesin çabuk söyle!''  Kim lan bu diye düşündüm? Sarhoş gibi olmuştum. Sanki zihnimi okumuşçasına cevap geldi telefondan cevap geldi

''Derin,hani dün benim telefonumdan kendini aramıştın ya. Hadi nerde olduğunu söyle güzelim''  

Sağıma soluma baktım buralarda biyerde tabela olmalıydı. Gözlerim bulanık görüyordu. Karşıma baktığımda ''Çiçek caddesi'' dedim. Telefon suratıma kapatılmıştı bile. 

** * * * * * 

Ne kadar süredir burada olduğumu kestiremiyordum. Belki yarım saat belkide bir kaç dakika. Ayrıca sıçana dönmüştüm. Hasta olmazsam iyiydi. Burnumu çektikten sonra gitmek vaktinin geldiğini anlamıştım.

''Sümüklü''

Kafamı kaldırdığımda Derini görmem bir olmuştu. ''Ne zamandır buradasın?'' 

''Fazla olmadı.Asıl sen ne zamandır buradasın? Aptal hasta olucaksın.'' dedi kuru bi sesle. 

Kolunun altına beni çektiğinde başımı omzuna koydum. İlgiye ihtiyacım vardı.

İDDİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin