Bölüm 13

185 10 1
                                    

MULTİMEDİA GAYE,İYİ OKUMALAR!

İş yerinden akşam saatinde çıktığım için oldukça yorgundum. 2 gündür işimi aksatıyordum zaten. Her ne kadar dünden ve bugünden kalma yorgun olsamda evime gidecektim. BENİM EVİME. Hehehe.

Gülümseyip taksiyi durdurdum. Çantamdan adresi yazdığım kağıdı alıp taksiye evimi tarif ettim.

Bir saate mobilyalarım gelecekti. Cidden mobilyalarımı çok beğenerek almıştım. Almıştılar. Evdede çok güzel duracağına emindim.

Işıkları açıp banyodan kovaya su doldurdum. Yerleri ve duvarları bir bezle elden geçirmek istiyordum.

Annem olsaydı.. Gözlerim dolarken bir kaç kez kırpıştırdım. Şimdi zamanı değildi.

İçeri geçip ilk önce duvarları sildim. Tozları görünce biraz tiksinsemde yerleride bir güzel sildim.

Tam tekrar üzerinden geçecekken kapı çaldı. Mobilyacılar gelmişti sanırım.

Üstüme başıma baktığımda saçlarım darmaduman,pantolonumla tişörtümde çamaşır suyu lekelerini olduğunu gördüm. Omuz silkip kapıyı açtım.

Karşımda Bulutu görünce kaşlarımı çattım. Bu saatte ne işi vardı?

Beni süzüp dudaklarını kıvırdı. Al işte rezil olmuştum.

"İçeri almayacak mısın?"

Kafamı aşağı yukarı salladım. Elinde ki kovayı salona geçip bıraktı.

Bir şey demedi. Kapıyı kapatmadan dışarı tekrar çıktı. Bu sefer boya malzemeleriyle gelince jeton düştü. Salonu falan mı boyuyacaktı?

"Evet." dedi yapmacık bir sırıtmayla düşüncelerimi okumuş gibi.

"Bugün burayı boyayacağız,mobilyacılarla konuştum mobilyalar yarın gelicek. Duvarlar ancak kurur."

Beni cidden şaşırtmıştı. "T-teşekkür ed-" derken işaret parmağıyla dudağımın üstünü kapattı. "Bana teşekkür etme. "

Kafamı aşağı yukarı sallamakla yetinmiştim.

Eline kısa bir boyama sopası alıp bana uzattı. Ben tutarken oda boyanın kapağını açtı. Renginin toz pembe olduğunu görünce sevinmiştim. "İyi seçim" dedim sırıtarak.

Elini elimin üstüne koyarak kovaya doğru pembe boyaya batırıp fazlalığını kovanın kenarında temizledi. Duvara doğru sürükleyip arkama geçti. Duvardaki renk beyaza kaçık bir renk olduğu için ikinci katta tam olarak rengi alıcağını düşünüyordum.

Duvarda aşağı yukarı desenler çizerken çok zevkli bir şey olduğunu farkettim.

Arkamda Bulut,elinin elimin üstünde olması ve bir erkeğe Tolgadan başka yakında olmam terletmişti. Tolgayla bile bu kadar haşır neşir değildik.

Kolumun tersiyle terimi silince anlamış olucak ki geri çekildi.

Oda uzun sopayı alıp hızlı hızlı yapmaya başlayınca şaşırdım. Hiç beklenmeyecek bir şeydi cidden. Beni çok şaşırtıyordu.

Kendime gözlerimi devirip işime döndüm.

1 saate yakın bir sürede işimiz bitince şöyle göz alıcıyla baktım. Başka bir renk yakışmazdı buraya.

"Bittim" diyip kendimi yerdeki merdivene attım. Sadece ayakta durup çok fazla uğraşmasamda önceden kalma yorgunluğum vardı.

Bulutu süzdüğümde üstümüzün pembe boyalar olduğunu gördüm. Bulutun siyah olduğu için renk daha çok kendini ortaya çıkarmıştı.

Gözlerimle tişörtünü gösterdiğimde kaşlarını çatıp tişörtüne baktı. Bu hali çok tatlı görünüyordu.

Ayağa kalkıp kovadan parmağıma boya aldım,ona doğru yaklaşıp burnuna küçük benek gibi bir şey yaptım. "Hey" dedi aniden olduğu için.

"Bak şimdi tam oldu" dedim baştan aşağı süzerek.

Oda gülümsediğinde dişlerinin inciliği ve şekli etkilemişti.

"Gel buraya küçük fare" beni tutup kendine doğru çekti. Burunlarımız nerdeyse deyicekken, bir kaç saniye bekledik. Nefesi dudaklarıma değince çok farklı oluyordu.

Bir anda kovaya eyildiğinde ben hala etkisinde kalmış karşıma bakıyordum. Eliyle yüzüme doğru yaklaşıp desenler çizerken eline bir tane vurdum. "Yapma" gülümseyerek dedim ama biraz naz çekmiştim.

Yapmacık bi sırıtma yolladı. Gerçek olunca daha farklı oluyordu. Sol yanağındaki gamzesi çıkıyordu.

Kapı çalınca kaşlarımı çattım. "Birini mi bekliyordun?"

"Yoo" dedim hızlıca. Kapıya hayvan gibi basıyordu her kimse. "Sen dur" deyip önden gitti. Bende peşinden gittim. Kim olabilirdi ki bu saatte?

Bulut aniden kapıyı açınca Derin ve arkadaşlarını gördüm. Derin en öndeydi, arkasında tayfası.

Şuan ikimizde boyalar içindeydik. Hele ben! Çamaşır sulu ve pembe boyalı tişörtüm. He birde yüzümün hali vardı! Rezilliğin alası.

Karşısında Bulutu görünce bozulduğunu hissettim.

Bulut salona geçip minderlerden birine oturdu.

Bir kaç gündür ortalarda yoktu ama sorasım gelmemişti. Hem, bananeydiki yahu? İsteseydi arardı,mesaj atardı.

"İçeri almayacak mısın? Donduk" dedi Derin.Kafamı aşağı yukarı sallayıp gülümsedim. Beni süzüp "Boyaya mı giriştin" dedi sırıtarak.
"Ay çekil" dedi yayvan yayvan Şebnem. "Bunu kim getirdi ya?" dibimde olan Derine fısıldadım. Hayır yani sinir olduğumu anlamış olması gerekirdi. Ellerini ben suçsuzum der gibi havaya kaldırdı.

Onlar içerdeki minderlere yerleşirken bir daha kapı çaldı. Bu sefer ki kişi Ceyda olunca " Kambersiz düğün olmaz tabii" dedim. Tabikide ne dediğimi anlamadı ama içeri geçince yüzünü buruştursada bozuntuya vermedi.

*********
Şebnemin fikri anca böyle olurdu zaten. Ceydayla göz göze gelince onunda bu oyunu istemedigini anlamak zor değildi.

Sonuçta ortamda sırlarımı anlatmak istemediğim bir kaç kişi vardı. Bunların başını çekende Şebnemdi Üstelik cevap vermiyorsak adını henüz okuyamadığım ağır olan bir içkiyi fondip yapıcakmışız. Şebnem üşenmeyip arabadan gidip içkiyi getirmişti.

Ceydayla ikimiz aynı anda kafalarımızı 'hayır' anlamında salladık. Diğerleri oynamak isterken Bulut buralı olmuyordu, telefonuyla meşgul gibi gözüküyordu.

Derin bunu farkedip "Bulut sen nediyorsun?"

Bulut bu soruya karşılık omuz silkince şaşırmadım. Buluttu bu.

Çoğunluk oynayalım diyince paşa paşa minderlere dizildik.

"Hala konuşup,sohbet edebiliriz biliyorsunuz değil mi?" dedim bir umutla.

"Yok canım yaa sen istemiyosan oynama" dedi Şebnem yayvan yayvan konuşarak. Konuşma şekli iyice sinirlerimi bozarken tam ayağa kalkıp dalacağım sırada Ceyda kolumu cimcikledi.

"Aah ne yapıyorsun ayı" dedim çemkirerek.

"Otur oturduğun yerde sırası değil" dedi fısıldayarak. Demekki ne yapacağımı anlamıştı. Boşuna dost demiyorum tabii. Gerçi kim olsa surat ifademden anlardı hehehe. Allahtan kimsenin dikkati üzerimde değildi.

Şebnemküçük küçük bardaklarda hafif sarımtrak içkileri getirince yüzümü buruşturdum.

Şebnemde oturup bira şişesini çevirince stresle tırnak etlerimi ısırmaya başladım. Adının Selim olduğunu bildiğim çocukla Şebnem çıkınca oh çektim.

Selim oldukça sessiz ve sakin bir çocuktu. Şebnem direk cesaret diyince şaşırmadım. Ne sorucağını merakle beklerken "Mertle yirmisaniye boyunca öpüş" dedi sakince.

Adının yeni Mert olduğunu öğrendiğim çocuğa baktım. Aşırı bebek yüzlü bir çocuktu. Şebnem hiç düşünmeden dudağına yumulunca ne kadar rahat olduğunu düşündüm. Kaltak işte ne olsun.

"Bitti" dedi Selim onları izlerken. Şebnem hala öpmeye devam ederken Mert elleriyle omuzlarından itip kendinden uzaklaştırdı. Şebnem,Mertin hareketiyle bozulunca içimdeki sürtük kahkahalara boğuldu ama dıştan gülmiyecek kadar stresliydim.

Bira şisesini Mert çevirdi bu sefer.
Şişe Mertle Görkemin arasında durunca Görkem direk doğruluk dedi.

"Birini seviyormusun?"

"Evet" dedi Görkem gözleri parıl parıl parlarken.

"Kim!??" dedi Mert sakin olmaya çalışarak.

"Soru hakkın bitti." Görkem şişeyi çevirdiğinde Derinle Görkemde durdu.

Derin cesaretlilik diyince sanki bir şey varmış gibi anında "Şebnemi dudaklarından öp "dedi.
Şebneme baktığımda beklentiyle Derine bakıyordu. Derin bana uzun bir süre baktı. Öpecekmiydi? Yüzümü buruşturdum. Dudaklarını kıvırıp içkiyi fondipledi.

Şebnem bu duruma fena halde bozulmuştu. İçimdeki sürtük Şebneme tekrar kaltak kahkalaranı yolluyordu.

Derin şişeyi çevirdiğinde Bulutla Şebnemin arasında durdu. Bulut telefonundan başını kaldırıp şişeye baktı. Anında cesaret diyince şaşırmadım.

Şebnem "Gayeyle dudaktan öpüşün" dedi sürtük gülüşü yaparak. Söylediği şey beni terletirken acaba öpermi diye düşündüm.

Derine gözlerim değip geçtiğinde tekrar gözlerimi çevirdim. Oldukça sinirli gözüküyordu.

"Pekala" dedi Bulut iç çekerek. Yüzüme doğru yaklaşırken yapıcak bir şeyim yoktu. Şebnemin karşısında rezil olmakta istemiyordum.

Kesinlikle karşılık vermiyecektim. Gözlerimi kapatıp her şeyin olup bitmesini bekledim. Dudaklarımda nefes hissetmeye başlattığımda verdiği his çok güzeldi.

"Dur Bulut!" dedi erkeksi sesin sahibi. Anında gözlerimi açtım. Bulutta geri çekilip omuz silkti. Her şey kolaydı tabi onun için.

Derin bağırarak "Bu oyun burda biter" dedi.

"Yaa ama ne güzel eğleniyorduuk" dedi yayvan sesin sahibi Şebnem.

Ağzına bi tane çakasım gelsede kendime hakim olmaya çalıştım ve hızla minderden kalktım.

Banyoya giderken "Neden durdurmuştu?" tarzı sorular kafamı kurcalıyordu.

Banyonun aynasına bakıp yanaklarımın al al olduğunu gördüm. Eh şaşırılcak bir şey değildi.

Banyodan çıkıp saate baktım. "Ben çok yoruldum arkadaşlar" dedim evden kovarmışçasına. Onlar mesajı alıp ayaklanırken Ceyda "İyi misin?" dedi. Kafamı aşağı yukarı salladım.

Herkes çıktıktan sonra ben,Ceyda,Bulut evlerine gittik.

Yolda Ceyda "Keşke durdurmasaydı! Hem Derin neden durdurdu ki?" diye bir şeyler zırvaladı. Sözlerine karşı gözlerimi devirdim. Şu anda uyumaktan başka düşündüğüm bir şey yoktu.

Eve gittiğimde kendimi yatağa atıp anında uyudum. Yarına da bir sürü iş vardı.

Eh.. Bazı şeyler sanki yoluna giriyordu ha?

İDDİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin