VAZGEÇTİM...

76 8 0
                                    

Oysa ne çok yenilmiştik
Ne çok düş kırığıyla incinmisti ruhumuz
Ne çok savrulmuştuk;rüzgarda çığlık çığlığa uçuşan yapraklar misali
Bu kadar kolay mıydı"vazgeçmek"?
Şimdi bir "hayırlısı"diyerek geciştirdiğimiz hayalden...

SEMA NUR MAN

artık kaybedebileceğim her şeyi kaybetmiştim keremin babasının zelişi atığı uçurumun yanında oturmuş gözyaşlarımın sesizce yanağımdan sözülmesini hisederek yok olmayı diliyorum kendimi çok derinlere saklama isteğinden çıkamıyorum 'yok olmak'insan hiç yok olmayı dilermi diye düşünürmü ben düşünüyorum içimden gelen sese kulak vererek'uğursuzsun' sen uğursuzsun diyip kendimi daha bir yokluğa itiyordum 'hic bir yere ait değilsin'kendimi üzmeye çalışıyordum hayelerim başımda dönerken'delisin'diyip duruyordum çok yorulmuştum aklımda duran tek kelime uğursuz , uğursuz neydi ki gerçekten uğur diye bir şey var mıydı bunu bile bilmiyordum bildiyim tek şey artık kaybedecek hiç bir şey'im yoktu keremin babasını öldürücektim korkmuyordum hiç kimseden hiçbir şeyden kaybettim, kaybettin Melis yine ve yine ayakkabılarımı çıkarmış ağayımı yerde süründürürken kirlenmesini izledim kirli bir şeyin hiç bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum uçuruma değen suyun sesi bana huzur vermiyordu ,elerimin titremesi geçmiyordu geçmesinide istemiyordum belkide bedenimin bıktıyını söyleme isteğiydi ...

ağladığım yerden kalkıp sinirle kerem'in evine doğru koşuyordum artık o adamı maf edecektim yetti artık ondan çektiğim her şeyimi benden aldı ama ben yine de geri çekildim peki kimin için geri çekildim yine onun oğlu için ya sanki dünyada başka biri kalmamış da ben onu buldum Elif'e yaptıkları ile artık sınırı aşmıştı ölümü çoktan hak etmişti çok hızlı koşuyordum kerem'in evine yetişince sertçe kapıyı çaldım kapıyı evin bir calışanı açtı calışanı itip salona geçtim ve bağırmaya başladım
"Neredesin katil ne sandın elife yaptıklarını yanına bırakacağımı mı"
merdivenlerden Kerem ile babası indi o anki sinirle kerem'in babasının boynunu sıkmaya başladım bir yandan boğazını sıkıyor diğer yandan konuşuyordum" yetmedimi yaptıkların elif'ten ne istedin "ben bağırırken adama Kerem kolumu çekip beni itti ve konuşmaya başladı "sen delirdin mi Melis sorunun ne senin"şok olmuş gibiydi onu hiç aldırmadan sesimi yükseltip" zaten hep sorunu bende ararsınız Bir kere de babana sor, sor hele sorunu neymiş o anlatır sana tabi zoruna gitmezse" Kerem kızarak "terbiyesizlik yapma" parmaklarımla kendimi gösterip" ben mi terbiyesizlik yapıyorum ya babanın bana yaptıklarını duysan delirirsin "Kerem se sesini yükseltip "anlat bakalım ne yapmış benim babam" deliriyor gibiydi ama yinede her şeyi anlatacaktım sakinleşmeye çalışıp "tabi anlatmakla biterse bu pislik adam ben on yaşındayken annemi ile babamı öldürüp abimi çaldı senin evine başım belada diye geldim ya zaten başım bu adam için beladaydı senin evine geldiğim gün bu adam zelişi uçurumdan attı zelişte orada öldü yetmemiş gibi dün Elif'e silah sıktı"çok hızlı konuşmuştum Kerem oflayıp sırıtarak" kes sesini neden yalan söylediğini anlamıyorum" ben daha bir sinirlenerek "ben mi yalan söylüyorum neden böyle bir konuda yalan söyleyeyim ki "Kerem babasına bakıp "işte bunu bilmiyorum hadi diyelim babam bunları hepsini yaptı sen buraya gelir miydin kim buna cesaret edebilir ki "yüzüne bakıp "buraya geldim çünkü onu öldürmek di niyetim eğer yanında olursam daha kolay olur diye düşündüm" Kerem duyduklarından şok olmuş gibi sesini yükseltip "ha benim babamı bu adam öldürdü ben de onu öldürürüm dedin değil mi gerçekten bunu bana yapacak mıydın"alt dudağını ısırırken" vav o zaman senin aşkında sahte babama daha yakın olmak için beni sevmişsindir, bunları hepsini anladım ben de deli gibi sana inandım" söyledikleri canımı yakmış olmasına rağmen konuşmaya devam ettim "hayır hayır öyle değil sana aşık olduğumda babanı tanımıyordum babanı sonra öldürecektim evet buraya onu öldürmek için geldim ama babanı çok sevdiğini onsuz yapamayacağını anladığım da sırf sana olan aşkım için vazgeçtim" Kerem elerini sıkıp bağırarak" peki eğer benim aşkım için babamı öldürmekten vazgeçtiysen neden evi terk etmedin" soruları ne kadar beni yorsada cevap vericektim "evi terk etmedim çünkü bu adamdan abimi ile yeğenimi isteyecektim ama dün Elif'e sıktıktan sonra delirdim ama artık bu adamı öldüreceğim" kerem'in babası hiçbir şey olmamış gibi yanıma gelip konuşmaya başladı "Melis kızım neden yalan söylüyorsun ben sana ne yaptım" sesi o kadar sakin geliyordu ki sanki hiçbir şey yapmamış gibi yüzüne iğrenerek bakıp "ne mi yaptın daha ne yapacaksın ki" daha bir sesini masum göstererek "neden yalan söylediğini anlamıyorum ben hiçbir şey yapmadım "söyledikleri beni delirtiyor olmasına rağmen sakin olmaya çalışıp konuşmaya başladım "tamam hadi diyelim bu anlattıklarımın hepsi yalan Dün evime gelip Elif'e vurmadın mı" gözleri dolmuştu her an ağlama numarasını girebileceğini tahmin edebiliyordum yüzüme bakıp ağlarlı çıkan sesiyle "evet doğru dün evine geldim ama Elif'e sıkmak için değil elif'le konuşmak için geldim Elif'in evinde olduğum aklıma bile gelmezdi ya sen bize elif'le kavgalı olduğunu söylemedin mi insan kavgalı olduğu kişinin evine gider mi" sesimi yükseltip "yalancı kavgalı olmadığımızı biliyordun" sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi" ya nerden bileyim kızım ben" ellerimi saçlarımın arasından geçirip her an delirmemek için kendimi zor tutuyordum adamın yüzüne bakıp "hadi diyelim bilmiyordun elif'le ne konuşacaktım ki sen" biraz düşündükten sonra" Elif'in sana kerem'den ayrıl demesini isteyecektim çünkü senin niyetin benim oğlumu öldürmek bunu biliyordum" ne saçmaladığını düşünemiyordum bile kendimi gösterip "ben, saçmalama kerem'i çok seviyorum neden onu öldürüm ki" cebinden telefonu çıkarıp kereme bir şey gösterdi keremin ekranı görmesiyle gözlerinden yaşların akması bir oldu Allah kahretsin kerem'le uçurumdan çektiğimiz fotoğrafı gösterdi bir de deli gibi altına' sen zelişi atığın gibi bende oğlunu atacağım oğlun ölmeden önce son fotoğrafı' yazmıştım kerem'e yaklaşıp "Kerem yalan söylüyor" kerem'in gözünden yaşlar akarken şok olmuş biçimde" ya Melis hala nasıl konuşuyorsun sen dün sudan korktuğun halde bizi uçurumun kenarına götürdün" ama yinede kerem'in bana inanmasını istiyordum o yüzden "evet götürdüm ama niyetim seni öldürmek değil sadece babanı korkutmaktı" Kerem iki kollarımdan tutup "korkutmak mı sen buna korkutmak mı diyorsun babamın kalbine inmiş korkudan" yüzüne bakıp "bana ne babanın canı cehenneme" o an sinirle yüzüme bir tokat attı başımı bile kaldıramıyordum elerim yine titremeye başlıyordu bir elim yanağımda iken kafamı yukarı kaldırıp öylece keremin yüzüne baktım yılardır yan yana olmamıza rağmen bir kere bile bana sesini yükseltmeyen yaşama sebebim bana el kaldırmıştı kerem ağladığımı ve elerimin titrediğini anlayınca özür diliceğini düşündüm oysa "eşyalarını topla ve git her şey bitti" saçlarımı yüzümden çekip bana attığı tokadı unutup"bana inanmıyor musun "Kerem o kadar sinirli görünüyordu ki üstüme doğru yürüyüp "tabii ki sana inanmıyorum keşke sana hiç inanmasaydım keşke seni sevmeseydim neden bize bunu yaptın" ben geri adım atarken "ya ben hiçbir şey yapmadım her şeyi baban yaptı ya hep af ettim ama artık Yeter dün yaptığından sonra nasıl affedim ben bunu" çok fazla ağlıyordum Keremse buna rağmen" ben sana değil babama inanıyorum seni tanıdığım güne lanet olsun şimdi defol git" derken kapıyı gösteriyordu o kadar stres yapıyordum ki sürekli saçımı arkaya doğru atıyordum bundan dolayı olmalı ki dün merdivenlerden düştüğümde kolum yarılmıstı ve buda beyaz kazağımı kana buluyordu daha bir ağlayarak canımın açımasına rağmen "gerçekten öyle mi düşünüyorsun" Kerem bağırarak "evet öyle düşünüyorum" delirdiğimi fark ediyordum artık hiçbir şey beni durduramaz dı Kereme bakıp" ama hayır babanı öldürmeden hiçbir yere gitmeyeceğim" Kerem kızdığını daha çok belli ederek" Melis yeter canını yakmak istemiyorum" yüzüne bakıp gözyaşlarımı sildim "ya daha canımı nasıl yıkabilirsin ki benim sevdiğim kişi bana seni tanıdığım güne lanet olsun diyor daha ne olabilir ki" o an kerem'in babası Kerem le aramıza girip yüzünü kereme çevirip konuşmaya başladı "hayır oğlum benim için aranız bozulsun istemiyorum lütfen oğlum" adam tam bir oyuncuydu Kerem ise babasına olan son güveniyle "baba sen ne diyorsun hala bizi mi düşünüyorsun" kerem'in babası daha bir üzülüyormuş gibi görünüp" ben artık yaşlıyım oğlum yaşamasam da fark etmez ama siz "hemen araya girip "ama biz ne ya ne biçim insansın sen ya aramızı bozup aranız bozulsun istemiyorum diyorsun ya sen geri zekalı mısın" Kerem kollarımdan tutup "Melis git buradan yanlış bir şey yapmak istemiyorum" canım çok açıyordu çünkü tam olarak kolumun yaralı olan yerini sıkıyordu başımı koluma doğru eğerken"canım acıyor"kerem bunu takmıyormuş gibi gülerek"benimde canım acıyor"kollarımı daha bir sıkıp gözlerimin içine bakarken"değişti Melis"canım acıyor olmasına rağmen kekeleyerek"ne değişti"başını alnıma yaslarken ağlayan sesiyle"eskiden gördüğüm tek kadın,şimdi ise görmeye çalıştığım tek kadınsın"gözlerimi yere doğru eydim korkuyordum çünkü kerem çok sinirli biridir gözlerimi yere doğru eyince kolumu daha da sıkmaya başladı parmaklarından kan akıyordu buna rağmen durmuyordu yüzüne bakıp"kolum yaralı görmüyor musun"diyince sırıtıp"aaa pardon"diyip beni sertçe yere fırlattı canım çok yanıyordu kendimi toplamaya çalıştım oturan biçimde dogrulurken diğer elimle yaralı kolumu tutup sesli ağlamaya başladım kerem bana yaklaşıp oturarak "canın acıdı mı"derken gülüyordu ardından çenemi yukarı doğru kaldırıp"git yanlış bir şey yapmak istemiyorum"elini itip "ama ben yanlış bir şey yapacağım"babasını gösterip" bu iğrenç adamı öldüreceğim "Kerem yüzüme kötü kötü bakıp "Melis eğer bir daha babam ile ilgili bir şey dersen babamı öldürmek yerine sen ölürsün" parmaklarımla kendimi gösterip" ha beni öldürürsün" Kerem sırıtıp
" aynen öyle" ben ne düşünüyordum ki babasının oğlu bana o kadar şey yaşatmasına rağmen
" peki eğer beni öldürürsen sen yaşayabilir misin "söylediğim şey Keremi üzmüş olmalı ki biraz düşündükten sonra" seni sevmek yaşamaksa ben asla ölmem" yanına yaklaşıp" ama sevdiğini öldürürsün"ayağa zar zor kalkıp salondaki dolaba yaklaşıp dolaptan silahı çıkarıp kerem'in eline koydum ve ona "hadi beni vur çünkü sen beni vurmasan ben senin babanı vuracağım" Kerem silahı elinde parmaklarıyla sıkıp "bunu yapamam biliyorsun "bense artık konuşamayacak derecede yorgun gelen sesimle "neden bence yaparsın hadi eğer yapamayacaksan silahı ver ben babanı öldürüm" çok kararlıydım babasını öldürecektim artık yaptıkları canıma katletmişti Kerem "Melis yeter babam sana ne yaptı da ondan o kadar nefret ediyorsun" bense babasına bakıp "baban daha ne yapabilir ki" Kerem silahı yukarı kaldırıp "tamam o zaman sen ölürsün" biraz sustuktan sonra" son duanı et" bense gözlerimi kapatıp "benim tek duam sensin zaten onu da kaybettim hadi vur senin için çok zor olacağını sanmıyorum ne de olsa katil oğlusun" Kerem silahı indirip
" bugüne kadar kimi öldürdüm de öyle diyorsun "bense "Bir insanın sözü için nişanlını öldürmeyi göze alıyorsun" Kerem babasını gösterip "o insan dediğin benim babam" bense kerem'e bakıp" en azından sen baba diye biliyorsun ama o adam benden bu Hakkı bile aldı" Kerem silahı yere fırlatıp "eğer babanın ne demek olduğunu bilseydin babasızlık gibi bir duyguyu kimseden almazdın " kereme"ne yapayım bilmiyorum ya deliriyorum artık çok deliriyorum öylesine ki bu adamı öldüreceğim sen beni öldürmezsen" Kerem tekrar kolumdan tutup "ya sen delirdin mi insan hiç sevdiğini öldürür mü "bense yüzüne kinle bakıp "sevdiğini ha gerçekten beni sevdiğini düşünüyor musun beliki beni bir anlığına sevmişsin" Kerem yeşil gözlerimde kaybolmuşcasına "yanlış düşünüyorsun ben seni bir anlığına değil bir ömürlüğüne sevdim ama eğer yine de babanı öldüreceğim diyorsan önce beni sonra babamı öldüreceksin çünkü ben seni öldüremem" kerem'in babasına olan sevgisini fark ediyordum artık düşündüğümden daha çok ona bağlıydı yüzüne bakıp "tamam sana sadece bir soru soracağım" oysa kafasını sallayıp" sor" gözüne bakıp "bana güveniyor musun" lütfen bana güvendiğini söyle buna çok ihtiyacım var ama o hiç düşünmeden "hayır sana karşı şu an 0 Güven %100 nefret duygusundayım"ve bunu hiç zorlanmadan söylemişti kolunu itip sinirle "tamam o zaman ben şu an gidiyorum ne sana ne babana karışacağım benim onu öldürmeme gerek var ama sırf sana olan sevgim için karışmayacağım ama senin beni öldürme ne gerek olmadığı halde sen şu an beni öldürdün beni mahvettin ben de salak gibi bana güveneceğini düşündüm ama hata sende değil bende gidiyorum yukarıdaki eşyalarımı götürmeyeceğim artık yakarsın onları çünkü bana seni hatırlatacaktır ve ben buna bile katlanamam "diyince kerem gözlerime bakıp gülerek "iyi sen bilirsin canın ceheneme"diyip arkasını dönerek gitmeye başladı birkaç adım atıktan sonra yüzüme bakıp"defolup gitsene evimden"delirmiş olmama rağmen gülümseyerek"ne kadar tuhaf öyle değil mi"kerem merdiven basamağına oturup"tuhaf olan ne"gözyaşımı yanağımdan atarken"bu eve geldiğimde babandan korkuyordum şimdi burdan gidicem ama babandan değil senden korktuğum için bu hiç adil değil"kerem kahkaha atıp"adil olmayan ne"başımı eğip"hayata en çok güvendiğin kişinin hiç bir şeye degmedigini bilmek"parmağıyla beni gösterip"şimdi benden korktuğun için bu evden gidiceğini söylüyorsun ya eğer biraz daha konuşursan seni öyle bi korkuturum ki bu şehirden kaçarsın şimdi kaybol"ayağa kalkıp giderken"sen tam bir hayvansın"diyince yerinde durup yüzüme bakıp sinirle bana doğru gelmeye başladı o kadar çok korkuyordum ki geri adım bile atamıyordum bana yaklaşıp kolumdan tutarak arkasından cekistirmeye başladı"titreyen sesimle "ne yaptığını sanıyorsun"ağlıyordum kolumu bırakması için eline vururken"delirdin mi sen bırak beni"demekle yere fırlatılmam bir oldu canım acır mı diye hiç düşünmeden beni betona atmıştı yüzüme bakıp"bak seni sadece evimden dışarı attım aklını başına al ve git seni evimin bahcesinden de atmim "bağırarak"defol"diyip gitti kol dirseklerimi ayak dizlerimin üstüne verip elerimlede başımı tutarken ağlıyordum canım çok açıyordu iyi gelmedi Melis buda iyi gelmedi sana hiçbir şey iyi gelmicek bir gülme sesi işitince başımı yukarı kaldırdım kerem'in babası gülerek"oh kurtuldum senden" şu an onunla kavga edecek halim de değildim onun için ağaya kalkıp evden çıkmak üzere yürümeye başladım kerem'in babası arkamdan "iki şey aklın eksikliğini gösterir; konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak peki sen hangisini yaptın söyleyeyim asla konuşmaman gereken yerde konuştun gerçekten tam bir gerizekalı sın" adamın yüzüne bakıp" benim tek hatam senin oğlunu sevmem" adam ise sanki şu an yaşananlardan habersizmiş gibi sakince "sevdiğini hiç gitmeyecek gibi seversen gittiğinde her an gelecekmiş gibi beklersin oğlumu rahat bırak ben olduğum sürece o hiçbir zaman sana geri gelmeyecek"yanıma yaklaşıp sırıtarak "eğer önümde diz cöküp yalvarırsan keremin seni afetmesini sağlarım kısaca sana yaşama sebebini geri veririm"gülerek cevabımı bekledi bense bir an bile tereddüt etmeden "sana diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim"çok net söylemiş olmalıyım ki adam yüzüme kötü kötü bakıp yanımdan ayrılarak yürümeye başladı arkadan " doğru söyledin" tekrar yüzüme bakıp "boşver"yüremeye devam ederken"hem insanlarla mesafeli olmak iyidir gereksiz pişmanlıklar yaşamazsın" diyip yukarı çıktı ben de evden ağlayarak çıkıp kafamı yukarı kaldırıp gökyüzüne baktım sonra da kendi kendime her şey bitti vazgeçtin gözlerimi kapatıp vazgeçtim hayat sevmekten, sevilmekten, özlemekten, korkmaktan, gülmekten, ağlamaktan her şeyden vazgeçtim vazgeçtin Melis...

KALP AĞIR GELMİYOR
KALBE AĞIR GELDİĞİ KADAR..

İYİ GELMEYECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin