Güneşi yakmak istiyorum
Tıpkı, küçük bir kibritin
Büyük bir ormanı alevler
İçinde bıraktığı gibi...SEMA NUR MAN
hayata hep iki seçenek arasında kalırız ikisi de bizim için o kadar önemlidir ki birinden vazgeçmek çok canımızı yakar aslında vazgeçerken başka şansımızın olmadığını biliriz yinede üzülürüz ...
Bundan sonra kimseye olması gerektiğinden fazla değer vermemeliyim,ve başkasını üzmemek için kendimi üzmüycem bir şeyden çok eminim ben kendimi üzdüyüm kadar kimseyi üzmedim bu hayata ve bir şeyi çok iyi anladım sadece değer verdiğimiz insanlara kızarız ve onları afetmek düşündüğümüzden daha çok zaman alır onların yaptığı hatadan çok verdiğimiz değere üzülürüz afetmekten yorulduğumuz an ona karşı hislerimizi anlarız ..
Ben afetim ; onlar için değil bunu kendim için yaptım bazen öyle bir gün gelir ki 'afetim' demekten başka bir şansınız kalmaz yaptığı hatayı unutamayacağımızı bildiğimiz halde affederiz bize karşı yaptıkları iyilikten dolayı çoğu kez affederiz çoğumuz bunu çok iyi biliriz aslında bize karşı yaptıkları iyilik ve kötülüyü ölcsek kötülük çok daha ayır basar yinede içten cığlık ata ata susarız..
***
Yüzüme mutlulukla bakarken"senin için"şaşkınca"ne"daha bir sinirlenerek "senin burda ne işin var" kızarak "çabuk git burdan"Kerem'se sakince "sana dün zaten söylemiştim"kimsenin onu görmesini istemediğimden arada bir salona bakıyordum tekrar kereme dönüp"neyi söylemiştin"eliyle başını göstererek "sende beyin yok mu"derin bir nefes alarak "seni sabah burdan alacağımı"evet ona ben söylemiştim sabah beni almasını yeni yeni yaptıyım aptalığın farkına varıyordum tam kerem'le konuşacaken içeriden Mehmet amcamın sesi geldi"kim gelmiş Melis"bense başımı salona doğru çevirip "hiç kimse baba" Mehmet amca ise şaşkınca "hiç kemsemi çaldı kapıyı"babamın da espiri yapması mı tuttu...sinirleniyordum yavaş yavaş, bense tekrar başımı salona çevirip "evet"sacmaladıyımın farkına varınca"yani hayır"Kerem beni yavaşça ittip hemen içeri girdi babama yaklaştı bende hemen arkasındaydım kerem babama masumca bakıp"merhaba ben Kerem melisin nişanlısı siz beni hiç canlı görmediniz...çok üzüldüm yanlış hatırlamıyorsam eşiniz rıhatsızmış ...Melis anlatı,artık sizde geldiğinize göre düğünümüzden bahsedebiliriz diye düşündüm"
Kerem eğilip babamın ile İlknur teyzenin elini öpüp Elif'in elini tutuktan sonra koltuğa oturdu bende hemen Elif'in arkasına geçip tekerlikli sandelyesinin arkasından tutum babam ile Kerem karşımdaydı Elif elimi cimcikleyince başımı Elif'e doğru eğdim Elif fısıldayarak"sen bana kerem'den ağrıldıyını söyledin, eğer ayrıldıysanız bunun burda ne işi var!"bense sinirle "ben nerden bilim" elimi alnıma vurup"gelmemesi gerekirdi"Kerem konuşmaya başlayınca başımı yukarı kaldırdım Kerem"bakın amca'cım ben melis'in nişanlısıyım sizde biliyorsunuz biz bir pucuk yıldır nişanlıyız ben diyorum ki artık evlenelim "babam mahcup bir şekilde "haklısın oğlum zaten bizim yüzümüzden evlenemediniz Melis biz olmadığımız sürece evlenmem dedi...
Öylede yaptı.siz ne zaman düşünüyorsunuz,düğünün tarihini belirlediniz mi?"Kerem hiç düşünmeden "bu Çarşamba düşünüyoruz melis'le"yalancı bu konuyu benimle hiç konuşmamıştı şu an ölüm fermanım gözlerimin önünde ayarlanıyor du, babam"iyi de çok yakın değil mi? Bugün pazar günlerden, Çarşamba ya hiç bir şey yetişmez"Keremse bilmişlik taslarcasına"hayır! Ben zaten düğünü evimin bahcesinde yapıcam her şey hazır sadece Melis'e gelinlik secicez"bunlar konuşurken ben deliriyorum Kerem hiç bir şey olmamış gibi düğün tarihimizi konuşuyordu nasıl böyle rahat olabiliyor ki ,Elif durmadan elimi cimcikliyordu Elif'in kulağına fısıldayıp"ne var! Ne istiyorsun?"Elif sakince"bir şey yapsana Melis sen kerem'le evlenmek istemiyorsun babama söylesene"bunu o kadar çok isterdim ki Elif'e bıkmışcasına"saçmalama ne dicem?"Elif aptalmışım gibi davranarak "eğer babama söylemiyorsun kerem'le konuşun o söylesin"ben net cevapla "söylemez ki"babam bize bakıp"bir sorun mu var kızlar"ben konuşucaken Elif hemen araya girip"şey,baba Melis kerem'le biraz konuşmak istiyor da"babam yüzüme gülümseyip"tamam olur, Kerem oğlum siz melis'le konuşun"Kerem ağaya kalktı mutfağa doğru yürüdü bende hemen arkasından gittim mutfaya girdik mutfak kapısını açık bıraktık Kerem söylenmeye başladı
"Ne oldu Melis, neden beni buraya çağırdın?"bense sinirle "sen içerde ne saçmalıyorsun öyle"Keremse şaşkınca
"Sacmalamak mı?"parmağıyla kendini gösterip"ben"sahte bir gülüşten sonra"hayır ben sadece düğünümüzle ilgili konuşuyordum"ben her an delirmemek için kendimi zor tutarken o saçmalamayın da ötesine geçiyordu sakin olmaya calışarak"ne düğünü,ben senle evlenmicem"Kerem net cevapla"evleniceksin"tam ben konuşucaken sözümü bölüp"çünkü başka çaren yok. ne yani bebeğini tek başına mı büyütücen?sen bunu yapamazsın insanlar elbet sorucak bu bebek kimden, ne diyeceksin onlara?" bense sinirle"benim onlara ne diyeceğim seni ilgilendirmez ona ben bakacağım çünkü o benim bebeğim"
Kerem gözlerimin içine bakarken"ben sana sadece iki seçim Hakkı veriyorum ya bebeğini seçeceksin ya da Elif'in mutluluğunu"her an delirmemek için kendimi zor tuttarken sinirle" sen ne saçmalıyorsun"Kerem net cevapla "ben saçmalamıyorum bebeğini seçersen Elif hep böyle sakat kalır ama eğer Elif'i seçersen benimle evleneceksin Bebek doğduğu zaman da bebeği bana vereceksin"şaşkınlıkla "Elif'e ne yapabilirsin ki sen"Kerem bilmişlik taslarcasına" bak Melis yurt dışından çok iyi bir doktor buldum bugüne kadar hiçbir ameliyatı başarısız sonuçlanmamış eğer benimle evlenirsen doktorun Elif'i iyileştirmesi için çağıracağım ama eğer Yok olmaz dersen Elif hep sakat kalır Elif'in mutluluğu sana bağlı"bense başka şansım olmadığından dolayı "ya ameliyat başarısız sonuçlanırsa ben bunu nereden bileceğim"Kerem'se sırıtarak" işte bunu bilmeyeceksin sadece kalbini dinle ben şimdi içeri gidiyorum karar senin bence iyi düşün"tam gidecekken yüzünü bana çevirip "fazla vaktin yok sadece beş dakika"Kerem mutfaktan çıkar çıkmaz kapıyı kapatıp yere diz çöküp ağlamaya başladım Yeter artık hiç insan bebeğini terkeder mi? ne yapacağım bebeğimi asla bırakamam. ama Elif'i de bu halde bırakamam. eğer bebeğimden ayrılırsam Elif iyileşir ama eğer bebeğimi istersem Elif hep sakat kalır ya Elif'i istediğim halde iyileşmezse işte ben o zaman ne yaparım. bebeğimi kerem'e veremem olmaz bunu bebeğime yapamam bebeğime annesizlik gibi ağır bir yükü veremem o benim bebeğim ama kerem'in dediği gibi insanlar bana sorarsa ne diyeceğim bu bebek kimin diyeceğim Mehmet amca duyarsa beni asla affetmez ne der bana hayır olmaz ya bebeği aldıracağım ya da bebeği kerem'e vereceğim bebeği aldıramam Kerem bayağı bir sorun çıkartır tek sorun kerem'in kızması değil ben bir anne olarak bebeğimi öldüremem eğer bebeğimi ben büyütürsem o asla mutlu olmaz. insanlar hep onu yargılar hayır galiba bebeğimi kerem'e vereceğim hem o benden daha iyi bakar hem zaten hep böyle olur bir şey vermeden bir şey alamazsın ben de burada Elif'in mutluluğunu almak için bebeğimi vereceğim başka çarem yok artık hiç bir şey yapamam en iyisi bu şimdilik... elimi karnıma verip 'affet beni ben senin mutluluğun için bunu yapmak zorundayım belki hep benden nefret edeceksin zaten kim bebeğini terk eden bir anneyi affeder ki ama Elif benim ablamdan ötedir onu çok seviyorum o şu an benim için bu halde seni de çok seviyorum ama bunu sana yapamam özür dilerim' içeriden konuşma sesleri geliyordu yavaşça ayağa kalkıp gözyaşlarımı sildim mutluymuşum gibi davranmalıydım kapıyı açıp yavaş adımlarla içeri girdim. kerem'in hemen arkasındaydım Mehmet amca bana öylece baktıktan sonra konuşmaya başladı "Melis sen bir şey söylemedin ne düşünüyorsun"şaşkınca" ne ile ilgili" mehmet amca başını iki tarafa sallayıp "ne ile olacak Melis, düğününüzle "sakin olmaya çalışarak "evet yani kerem'in dediği gibi olsun Çarşamba günü evlenelim" Kerem Mehmet amca ve İlknur teyzenin elini öpüp gitmek için izin istedi bana doğru yaklaşıp gülümseyerek" Melis bana kapıya kadar eşlik etmeyecek misin" Kerem önümde yürüyordu ben de hemen arkasındaydım Kerem kapıdan çıkıp yüzünü bana çevirip "bence en doğru kararı verdin" ister istemez gözyaşlarımı tutamıyordum ne kadar konuşmak istesem de kelimeler boğazıma takılıyordu Kerem öylece gözlerime bakıyordu ve bu beni sinir ediyordu tam kapıyı kapatacakken kerem eliyle kapıyı tutup "bunu bana yapma eğer yapabiliyorsan benim yanımda ağlama ben buna dayanamam" daha bir gözlerime bakarak "imkansız olduğunu bildiğim halde ben yine de seni hayal ediyorum" cümlesini bitirdikten sonra arkasını dönüp gitti öylece bakıyordum her zamanki gibi gözyaşlarımı silip içeri girdim mehmet amca ile İlknur teyze Kerem hakkında sohbet ediyorlardı çok iyi biri ağırbaşlı zeki ve yakışıklı olduğunu söylüyorlardu kendi kendime bir de bana sorun ilknur teyze'ye yaklaşıp odama gidip üstümü değiştireceğimi söyledim o da gözlerini evet anlamında kırptı bende yavaşça odama gidiyordum her bir merdiven basamaklarına bastığımda canımın yandığını daha bir fark ediyordum artık hayat benim için katlanılmaz bir hale gelmeye başlamıştı çok fazla zorluk çekiyordum odama yaklaştım ve kapıyı açıp odama girer girmez yatağa uzanıp ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra ağlıyordum kendi kendimi azarlıyordum 'sen delirdin mi Melis?insan bebeğinden vazgeçer mi ?Allah'ım neden bana böyle bir zor seçenek veriyorsun ben artık çok sıkıldım gerçekten bu aralar kendimi çok kötü hissediyorum yaşamakla birlikte bana hep bir ölüm sebebi veriyorsun artık buna dayanamıyorum hep ben en sevdiğimi kaybediyorum her şeye dayandım benden kerem'i aldın sustum... yine yaşamaya devam ettim şimdi ise bebeğimi benden alacaklar ben buna dayanamıyorum hangi anne buna dayanır ki sırf bebeğimin mutluluğu için bebeğimden ayrılmak zorundayım bu bana çok tuhaf geliyor Bir anne nasıl olur da bebeğinin mutluluğu için bebeğini terk eder ben kendi kendime düşünürken bir elin omzuma deydiğini hissettim yüzümü ona çevirdim karşımda Elif vardı onu tekerlekli sandalyede görmek çok fazla canımı yakıyordu keşke Elif silahın önüne atlama saydı da ben onun yerine tekerlekli sandalyede olsaydım Elif bana telefonumu uzatıp "Bir saattir telefonun çalıyor" yüzümü telefona çevirdim ve baktım Gizem beni yedi kez aramış ve şöyle mesaj atmış' Melis sene evden gitmiş hiçbir yerde yok her yerde onu arıyorum ama bulamıyorum' hemen yataktan kalkıp gizemi aradım odayı durmadan dolaşıyordum gizem bir türlü telefonu açmıyordu telefonu arka cebime koyup odadan çıktım Elif arkamdan "ne oldu Melis" diye bağırıyordu o kadar endişeliydim ki cevap bile veremiyordum merdiven basamaklarından koşuyordum Mehmet amca ile İlknur teyze evde yoktu hemen ayakkabılarımı giydim artık spor ayakkabı kullanıyordum ne zaman ne olacağını kestiremiyorum kendimi bildim bileli hep bir yere doğru koşuyordum evden çıktım yolda yürürken telefonu tekrar elime aldım yine gizem'i aradım bu sefer telefonu açtı hemen konuşmaya başladım "Gizem sene nereye gitti" gizem şaşkın gelen sesi ile "bilmiyorum" Bir yandan yürüyor diğer yandan konuşuyordum "ne yani sana hiçbir şey söylemeden mi çıktı" Gizem üzgün gelen sesi ile "hiçbir şey söylemedi ama hep dede diyordu" hemen telefonu kapatıp cebime koydum oradan geçen ilk taksiye binip keremlerin evinin adresini verdim Kendi kendime kızıyordum nasıl olur da sene'nin böyle bir hata yapacağını anlamadım ya dedesine giderken yolda başına bir şey gelmişe sene çok küçük yolda gelmese de büyük ihtimal o iğrenç dedesi canını yakar yarım saatten sonra yetiştim araçtan inip keremlerin evine doğru koşuyordum eve yetişir yetişmez kapıya sertçe vurdum kapıyı hizmetçileri açtı kapıyı açar açmaz salona girip bağırmaya başladım durmadan "sene" diyordum birden merdivenlerden kerem'in babası aşağı indi yanıma gelip sırıtarak" ooo Melis hanım sen mi geldin hayırdır yine ne oldu "bense sinirle" sene nerede" kafasını iki yana çevirip sırıtarak "olması gereken yerde benim evimde" sinirle "bak beni delirtme olay çıksın istemiyorum sene'yi ver gidim" oysa gülerek "sene'yi vermeyeceğim defol git buradan" diyip beni itti yerdeyken karnımın şiddetli ağrıdığını hissettim genelde kendi gözyaşlarımı o adamın yanında saklarım ama bu defa başaramadım gözlerimden çeşme gibi yaş akıyordu elimi karnıma verdim ben yerdeyken Kerem geldi gelir gelmez yanıma geldi elimden tutup kalkmama yardımcı oldu Kerem'in babası konuşmaya başladı bana çok kötü bakıyordu kerem'in kolundan tuttuğum için olmalıydı elimi kerem'in kolundan çekip kerem'in babasını dinlemeye başladım "bak Kerem gördün mü bu kız beni sinirlendirmek için yine buraya gelmiş.bu eve beni kızdırmak için geliyor" kerem'in ilk defa babasına bağırırken duydum Kerem yüksek sesle "Yeter artık Baba Melis benim eşim istediği zaman gelebilir bu eve gelmek için bahaneye ihtiyacı yok söz konusu ne olursa olsun sen benim eşimi istemezsin "kerem'in babası şaşkınca "Kerem oğlum sen ne eşinden bahsediyorsun bunu hemen affettin mi ?sen bana melis'ten ayrıldığını söylemedin mi?" Kerem se hiç düşünmeden" evet söyledim sonra Melis siz nefes alamadığımı fark ettim ben aşkla ilgili hiçbir şey bilmiyorum bildiğim tek şey Melis benim her şeyim "kerem'in babası daha bir kızarak "oğlum saçmalama sen bana demedin mi Melis benim ölüm sebebim ondan nefret ediyorum" Kerem yüzüme bakıp "evet öyle dedim ama ben melis'in sadece ölüm sebebim olduğumu sanıyordum şimdi anlıyorum ki o benim ölümle birlikte yaşama sebebim. kim yaşama sebebinden vazgeçer ki? ben vazgeçsem bile kalbim nasıl vazgeçer.?" Kerem min babası parmağıyla beni göstererek "ben bu iğrenç kızla evlenmene asla izin vermem o bir şeytan" Kerem babasına karşı sırıtarak "ne yani Baba o şeytan da sen melek misin bu arada senden izin almadım bu çarşamba evleniyoruz istersen gelirsin istemezsen de gelmezsin gelip gelmemen benim için fark etmez ama bence senin için çok fark eder çünkü sen sadece insanların dediğine bakarsın "kerem'in babası sinirle "bak oğlum böyle bir hata yapma hayatını maf edeceksin ne demek bu çarşamba evleniyoruz "Kerem yüzünü bana çevirdi babasının sorusuna cevap bile vermedi Kerem'in babasına söylediklerinin gerçekten beni sevdiği için söylemesini o kadar çok isterdim ki ama bunu çok iyi biliyorum Kerem benim için değil her şeyi bebeğimiz için yapıyor bebeğimin çok şanslı olduğunu düşünüyorum Kerem onun üzülmesine asla izin vermez kerem'in yüzü bana dönüktü öylece bakıyordu gözlerimden akan yaşlar kazağımı ıslatıyordu kerem elimi tutup" iyi misin "başımı sallayıp sakince "evet" gülümseyerek "tamam o zaman gel seni sene'nin yanına götürüm" elimden tutup beni önceden kaldığım misafir odasına götürdü sene yatakta uyuyordu o odada çok fazla ağladığımı hatırlıyordum seneye yaklaşıp yanağından öptüm sene gözyaşımın yanağına değmesini hissedince yavaşça gözlerini açtı yüzünde bir gülümseme oldu öylece bana bakıyordu birden uzandığı yatakta oturup boynuma sarıldı bende ona sarıldım Kerem hemen yanımızdaydı sene kollarını boğazımdan çekip "teyze sen geldin beni bulacağını biliyordum" elimi yanağına verip "neden benden izin almadan gittin ne kadar korktuğumu biliyor musun?" Sene mahcup bir şekilde "ama teyze ben sana kaç defa beni dedeme götür dedim her seferinde olmaz ben o adama güvenmiyorum dedin ama teyze o çok iyi biri" sene'nin elinden tutup "hadi sene kalk gidelim buradan ,evde konuşuruz" sene elimi çekip "hayır teyze ben burada dedem ile amcamla kalacağım "bense sinirle "sene Yeter artık neden bunu bana yapıyorsun?" çok fazla kızgındım sene yetmezmiş gibi bir de kerem'e amca diyor demek ki kerem'in babası kerem'e bir abisi olduğunu anlatmış bağırarak"sene kes artık şu saçmalığı gidiyoruz"dedim sene konuşuçaken sözünü kesip"sene kes ağlamayı"ağlamasına sinir oluyordum fazla sert yaklaştığımı düşünüp elimi yanağına verip gülümseyerek"hem biliyorum ben onlar timsah gözyaşları"sene başını çevirip sırıtarak"hayır değil insan gözyaşları"sinirle"sene"sene tekrar yatağa uzanıp gülerek öylece yüzüme bakıyordu kafamı yukarı kaldırınca keremin de sırıttığını farkettim başımı salayıp"komik mi?"yüzünü sene'ye cevirip öylece sustu sinirle tam yataktan kalkarken Kerem elini elimin üstüne koydu o sinirle elimi kerem'in elinin altından çektim Kerem'se sene'yi bahçede oynaması için dışarı çıkmasını söyledi sene'de onu dinleyip çıktı sene çıkar çıkmaz Kerem konuşmaya başladı "bak Melis biz senle iki gün sonra evleneceğiz yani bu da demek oluyor ki sen artık benim evimde kalacaksın ben diyorum ki sene burada kalsın zaten sen buraya geleceksin buraya geldiğin zaman senenin yanında olursun" bense net cevapla "ama babana güvenmiyorum" Kerem sinirle" bak Melis babam sene'yi çok seviyor hem eğer sene'yi sevmezse sene neden buraya gelmek istesin ki? biz seneye çok iyi bakarız bundan bir şüphen olmasın" başını sallayıp "tamam mı?" yüzüne bakıp derin derin nefes alırken "seneye çok iyi bakacağına söz veriyor musun?"sırıtarak" nedense artık sözlerine güvenmiyorum ama" Kerem sırıtarak "seneye çok iyi bakacağıma söz veriyorum da ben sana hangi sözü verdim de gerçekleştirmedim ki?"bense hiç düşünmeden "bana söz konusu ne olursa olsun eğer benimle ilgili çok kötü şeyler duysan bile beni dinleyeceğini söylemiştin" Kerem saçını alnından çekip "bak Melis ben babama yüzde yüz güveniyorum sana ise yüzde sıfır güveniyorum tabii ki konu babamla ilgili olsa seni dinlemeyeceğim" kerem'in bu sözü çok canımı yaktı neden bilmiyorum ama kerem'e bir türlü kızamıyorum o an telefonum çaldı arayan Gizem di ona sene' yi bulduğumu söylememiştim endişelenmiş olmalıydı yataktan kalkıp pencerenin yanına gittim telefonu açıp konuşmaya başladım" ben çok özür dilerim Gizem seni aramayı unuttum bu arada ben seneyi buldum çok iyi dediğin gibi dedesine gitmiş" gizem'in bir oh çekmesinden sonra "Melis çok sevindim benim sana çok güzel bir haberim var "mutlulukla "gerçekten çok merak ettim neymiş bakalım" gizem'in heyecanlı gelen sesi ile
"Melis sıkı dur belki de hayatında duyacağın en güzel şeydir "bense merakla "Gizem söyle artık" Gizem "tamam tamam söylüyorum Melis telefonda seninle konuştuktan sonra zeliş'in odasına gittim odaya girdiğimde Zeliş gözlerini açmıştı Melis artık Zeliş iyileşti"küçük bir sesizlikten sonra" Melis sana diyorum ses versene" gizem'in söylediklerini duyar duymaz yere diz çöktüm Kerem öylece bana bakıyordu mutluluktan ağlıyordum gizem'e" şaka yapmıyorsun değil mi?" gizem" ne şakası Melis Zeliş uyandı şimdi benim işim var sen de hemen gel" diyip telefonu yüzüme kapattı telefon elimde orda öylece durdum kısa bir süre mutluluktan ağladıktan sonra ayağa kalkıp telefonu cebime koydum ve odadan çıktım Kerem arkamdan geliyordu tam evin dışarı kapısından çıkacaken Kerem "ne oldu Melis nereye gidiyorsun?" Kerem'e bakıp "sanane canım nereye isterse oraya giderim" Kerem sinirle" ne demek canım nereye isterse giderim sen benim müstakbel eşimsin ağlaya ağlaya gidemezsin nereye gideceğini söyle bırakayım" oradan geçen taksiyi durdurdum Kerem yine gitmeme izin vermeyecekti o yüzden onu kendimden uzak da tutmalıydım kerem'e bahçede sene'nin düştüğünü söyledim Kerem yüzünü çevirir çevirmez taksiye doğru koşup araca bindim. Kerem artık istese de bana yetişemez di telefonum yine çalmaya başladı telefona baktığımda Keremin aradığını gördüm telefonu yüzüne kapattım. çok mutluydum yarım saat olmadan araç durdu araçtan inip eve doğru koştum eve yetişince mutluluktan titreyen parmaklarımla kapıya vurmaya başladım...
![](https://img.wattpad.com/cover/209377451-288-k366941.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ GELMEYECEK
FanfictionHayatında sevdiği tek kişiye güvenen küçükken ailesi gözleri önünde öldürüldüğü için bir çok psikolojik sorunu olan Melis Bir yandan Hayatı boyunca tek desteğini babasından almış kerem. Diğer yandan ömrünün geri kalanını anne ve babasının intikamın...