Öğrenecek ne de çok şey var;
zaman alan,
bir o kadar da yalan şeyler
kaç yaşında anlar insan yaşadığını, kaçında anlar yaşlandığını,
bir hayale kucak açarken
bir gerçekten kaç buçak kaçar ?
bir varlık binlerce büyütürken onu,
bir yokluk ne kadar eksiltir ;
kaçar kaçar?
SEMA NUR MAN
Bugün Zehra ablaya söz vermiştim kahvaltıyı ben hazırlayacaktım ondan dolayı erken uyandım tek sebebim bu da değildi bugün hastaneye gidip çalışacaktım bugün siyah diz altında duran bir elbise giydim elbise bel kısmına kadar dardı bel kısmından sonra da kabarık duruyordu elbisenin altına siyah yarım bir bot giydim bot biraz topukluydu kumral saçlarımın her iki tarafını arkaya atıp saçımı açık bıraktım sade makyaj yaptım yeşil gözlerime yakışır diye açık ton yeşil bir saat taktım elbisenin üstüne siyah deri ceket giydim zaten çeketimi hastanede çıkaracaktım beyaz hastane ünlüğünü giymem gerekecekti hazır olduğumu düşündüğümden siyah sırt çantamı elime alıp odadan çıktım koşarak salona geldim salonda kimse yoktu mutfağa girip çantamı masanın üstüne koyup kahvaltı hazırlamaya başladım yarım saatten sonra kahvaltıyı hazırlamıştım kahvaltı hazır olduktan sonra hazırladığım şeyleri salondaki masaya ben yerleştirir yerleştirmez Zehra abla aşağı inip harika anlamında başını salladı Zehra abla bana yaklaşınca "Zehra abla ben sözümü tuttum hastaneye gitmem gerek ben zaten kahvaltı yaptım size afiyet olsun" diyip çantamı mutfaktan alıp çıktım kapıyı açtıyımda gördüğüm manzara karşısında şok oldum ne de olsa sabah sabah iğrenç midemi bulandıran adamı gördüm karşımda kerem'in iğrenç babası vardı nereden gelmişti ki bu oğlu yetmezmiş gibi şimdi babasına katlanacaktım hiçbir şey demeden bana bakıyordu ben de bir şey demeyecektim ondan dolayı onu itip dışarı çıktım arkamdan bir şey demesin diye hızlı hareket ediyordum ne de olsa Kerim'in babası arkadan laf atmaya bayılır dışarı çıkıp Tarık'a gitmek istediğimi söyleyip arabaya bindim ben arabaya biner binmez arabayı çalıştırdı yolculuk çok sessiz geçiyordu birden bir telefonun çalma sesi geldi ama bu benim telefonumun çalma sesi değildi Tarık telefonunu çıkarınca Şok oldum o telefonu hatırlıyordum ama nereden Tarık telefonuna baktığımı anlayınca telefonunu cebine koyup güldü ya da sırıttı nedense ondan şüpheleniyordum ben o telefonu nereden hatırlıyorum dün bana o mesajları atan kişi Tarık olabilir miydi yoksa hayır hayır ya Tarık neden böyle bir şey yapsın ki deyip yola baktım fakat yolda bir değişiklik vardı Tarık farklı yoldan gidiyordu ister istemez endişelendim ve ona korkmuş bir biçimde "sanırım yolu karıştırdın" dediğimde başındaki şapkayı çevirip sırıtan bir biçimde "yok karıştırmadım yolu kısaltacağım"endişeyle" hayır ben uzun yolu istiyorum geri gider misin?" hiçbir şey demeden sürmeye devam ediyordu ister istemez korkmaya başladım" sana diyorum geri dön "dediğimde yüksek sesle" kes sesini seni hastaneye götüreceğim ama bu defa bir değişiklik olacak sen doktor olarak hastalara bakmayacaksın hasta olarak Doktorlar tarafından bakılacaksın" dediğinde çok korktum bir şey yapmam gerekiyordu elimi sırt çantama atıp çantamın içinden telefonu cıkartım Tarık farketmeden arama kaydına girip keremi aradım açması için içimden dualar ediyordum tam telefon açıldı ki Tarık telefonu elimden alıp telefonu yüzüne kapattıp telefonu cebine koydu çok korkuyordum ellerim titriyordu gözümden yaşlar akıyordu ya bana bir şey yaparsa elimi karnıma verip bebeğime ne olur Allah'ım ne olur yardım et yola bakınca arabanın birden ormandaki bir yola girdiğini gördüm çok korktum kendi kendime acaba bu beni ormanda kesip yakacak mıydı...
birden arabanın durduğunu fark ettim Tarık beni arabadan çıkarıp arkasından çekiştirmeye başladı yalvarıyordum beni bırakması için ama beni dinlemiyordu karşıma ormanın içinde olan beyaz renkli küçük bir ev geldi Tarık beni eve koymaya çalışırken ağlayarak konuşmaya başladım" Tarık lütfen bırak beni ben sana ne yaptım bırak beni lütfen "dediğimde sözümü kesip sakince "boşuna bana yalvarma Melis şimdi kime yalvarman gerektiğini anlicaksın o yüzden kendini boşa yorma "diyip beni evin içine koyup evin herhangi bir odasına itip kapıyı kilitledi kapıyı vurup açması için yalvarıyordum ama açmıyordu evin bir köşesine girip ağlamaya başladım oda bomboştu penceresi bile yoktu ağlamaktan sürmem hep akmıştı kaçmak için hiçbir yolum yoktu benden ne istiyor olabilir ki elimi karnıma verip' annem siz korkmayın anneniz sizi kurtaracak tamam mı eğer anneniz kurtaramazsa babanız kurtaracak ama siz kurtulacaksınız' derken karnımın şimdiden ağrıdığını hissettim korkuyordum ondan olmalıydı bit saat boyunca kimse kapıyı açmadı Bir saat'en sonra içeri Tarık ile arkasında biri geldi onlar gelir gelmez ayağa kalktım Tarık iğrenç sesi ile konuşmaya başladı" işte Melis yalvarman gereken kişi "diyip önünde olduğu kişinin önünden çekil di karşımda siyah saçlı saçları uzun siyah gözlü beyaz tenli uzun kaslı biri vardı siyah tişört siyah pantolon giymişti yanıma gelmeye başladı ben geri adım bile atamazdım zaten duvara yaslanmıştım yanıma gelince durdu çok yakınımdaydı öylesine ki nefesini hissedebiliyordum kafamı kaldırıp yüzüne baktım çok sinirli ve korkutucu görünüyordu ondan dolayı kafamı aşağı eğdim kafamı aşağı eğer eğmez çenemden tutup kafamı yukarı kaldırıp ona bakmamı sağladı ellerimle çenemde duran elini çekmeye çalıştım ama çok güçlüydü ve canım çok yanıyordu ellerimle onun elini ne kadar itmeye çalışsam da başaramadım en sonunda o elini geri çekince kurtuldum o elini geri çeker çekmez kafamı yukarı kaldırıp yüzüne baktım yüzümde yaşlar akıyordu yalvaran bir ses tonuyla "kimsin sen benden ne istiyorsun" dediğimde kahkaha atarak benden bir adım uzaklaşıp "sen salakmısın bir haftadır sana seni öldüreceğimi söylüyorum ama sen mesajları ciddiye almayacak kadar cesaretlisin ya da aptal dün sana mesaj da seni öldüreceğimi söyledim sen de hiç korkmadan dışarı çıktın bu senin hatan ben seni ne kadar uyarırsam uyarım sen anlamadın" dediğinde bana mesajları atan kişinin bir dolandırıcı olmadığını öğrendim demek bu çocuk islim ablanın oğlu ona dönüp alçak sesle" sen islim ablanın oğlu musun?" dediğimde sinirle bana "kes sesini aptal sakın annemin ismini ağzına alma" dediğin de sesi çok sinirli ve kızgın geliyordu ben de onun aksine sakince "islim abla senin gibi iğrenç bir oğlunun olduğunu bilseydi çok üzülürdü senin bugün bu iğrenç berbat halini görmemiş... onun için mutlu oldum sana acıyorum sen onu hak etmiyorsun" dediğimde elinin tersiyle bir tane tokat yüzüme vurdu Tokat'ın etkisiyle yere çakıldım canım çok yanmıştı ben yerdeyken oda yere diz çöküp saçımdan tutup beni ayağa kaldırdı canım çok acıyordu çünkü saçımı çok sıkı tutmuştu saçımı bırakıp beni duvara vurdu ağrıyla diz çöküp ağlamaya başladım .
adam arkasına dönüp Tarıka" evi benzine bula" dediğinde korkudan titreyip ayağa kalktım Tarık elindeki benzin deposuyla odayı benzine buluyordu islim ablanın oğluna dönüp" siz delirdiniz mi beni diri diri yakacak mısınız?" dediğimde sırıtarak "evet seni diri diri yakacağım ve çok eğleneceğim" dediğinde "bu kadar acımasız olamazsınız"başını sallayıp "neden sen annemi diri diri elektrikli suya attın ama"bana doğru gelirken"sen vicdansız değil misin"ağlarken"ben öyle olsun istemezdim"elini duvara vurup"bende böyle olsun istemezdim"gözleri doluyken"on iki yaşındaydım lan on iki"eleriyle iki yanağımı tutup"kendini dünyaya sığdıramayan ben bugün yokluğundan çıkamıyorum"diyip benden uzaklaştı"ben annem öldükten sonra senin anneni annem olarak algıladım"bağırarak"insan annesine bunu yapar mı"sakin olmasını istiyorcasına"ben çok kötü zamanlar geçirdim anneni bir türlü unutamadın bugün bile hala sudan korkuyorum"gülerek "tamam anlaşalım"yüzüme bakıp"söz veriyorum bende bugünden sonra ateşten korkucam"konuşucaken arkasından Tarık geldi ve "evi hepsini benzine buladım artık gidelim" diyip adama çakmak verdi adam elindeki çakmakla kahkaha atıp bana "anneme selam söyle diyeceğim ama sen büyük ihtimalle cehennemdesin yani annemi bulamazsın "diyip arkasına döndü tam bir adım atmıştı ki konuşmaya başladım" ben hamileyim lütfen bebeklerim için yapma" dediğimde bana bakıp gülerek "şaka gibisin korku anında atacak başka bir yalan bulamadın mı"başımı iki yana çevirip" yalan söylemiyorum gerçekten" dediğimde Tarık araya girip "doğru söylüyor o hamile" adam sırıtarak Tarık'dan telefonumu istedi Tarık adama telefonu verince o da telefonu bana verip "sana bir kıyak yapacağım kocanı ara seni kurtarmaya gelsin kurtaramaz ama en azından bebeğimi kurtarmak için bir şey yaptım diyip kendini avutur" diyip odadan çıktılar onlar çıkar çıkmaz kapıyı kilitlediler.
kapıya vurup açması için yalvardım ama açmadı telefondan keremi aradım açması için dua ediyordum birkaç çalıştan sonra Kerem telefon açıp "efendim Melis" dediğinde ağlayan sesimle "Kerem lütfen kurtar beni, beni bir eve kilitleyip evi yakıyorlar lütfen bir şey yap Kerem çok korkuyorum" dediğimde endişeli bir biçimde "neredesin sen" korkuyla"hastaneye gelen yolun sağından dümdüz gelip ormanın içindeki bir eve geldik lütfen çabuk gel"Kerem" tamam Melis ben hemen geliyorum sakın korkma"ağlarken
" çabuk gel "diyip telefonu yere attım her şey bitmişti artık yolun sonundaydım ev ısınmaya başlamıştı kapının altından Duman içeriye doğru geliyordu ceketimi çıkarıp yüzümü ceketle kapattım yüzüm ceketin arasındaydı ama artık çok yorulmuştum ve karnım şiddetli bir biçimde ağrıyorfu yüzümü kapatıyordum ama artık duman'ın etkisiyle gözlerim de yanıyordu ceketimin altında ne kadar temiz nefes alırsam alayım nefesim yine de daralıyordu kendimden geçip gözlerim açık dumana bakıyordum elimi karnıma verip artık her şey bitti diyip gözlerimi kapattım her şeyi hissediyor ama gözlerimi bile açamıyordum artık Ateş kapıyı bile yakmıştı kapı tahtadan olduğundan dolayı yanıp olduğum odaya düştü odanın sıcaklığından midem bulandı başım ağrımaya başladı ne kadar zaman geçti bilmiyorum çünkü gözlerimi açtığımda odamın dört kenarı yanıyordu durmadan öksürüyordum birden" Melis "diye bağıran bir ses duydum Kerem gelmişti kapının yanında duruyordu benim olduğum odaya giremezdi her yer Ateş di zaten başka bir şey hatırlamıyorum kendime geldiğimde Kerem beni evden çıkarmış yüzüme su döküp ağlıyordu başım kerem'in dizindeydi ve gözlerimden yaş akıyordu Kerem kendime geldiğimi fark edince elini yüzüme verip "Melis her şey düzelecek tamam mı sen kendine geleceksin sadece gözlerini kapatma lütfen" konuşmaya bile halim yoktu kalan son enerjimide kaybetmiştim "şimdi artık çok geç" dediğimde Kerem ağlayarak "hayır Melis sen iyileşeceksin ben bunu biliyorum lütfen bunu bana yapma ben sensiz yaşayamam "ağlarken "seni çok seviyorum Melis "duyduğum son söz buydu ölüceğimi bilsem bile bu kelimeyi duymak için beklerdim eminim ki benim için bundan daha güzel bir ölüm olamaz gülümseyerek gözlerimi yokluğa kapatım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİ GELMEYECEK
FanficHayatında sevdiği tek kişiye güvenen küçükken ailesi gözleri önünde öldürüldüğü için bir çok psikolojik sorunu olan Melis Bir yandan Hayatı boyunca tek desteğini babasından almış kerem. Diğer yandan ömrünün geri kalanını anne ve babasının intikamın...