Buraya gelişimizin 1. gününü çoktan tamamlamıştık. Haesoo hala uyuyordu ve ben de şu an yanında duruyordum. Saçlarını okşadım. Kahvaltı hazırdı ve artık kalkması gerekiyordu. "Haesoo tatlım artık kalkar mısın?" Dedim ve o beni dinlemeyerek yorganı yüzüne kadar çekti. Ne zaman kalkacaktı bu kız?
"Hala uyanmadı mı?" Dedi kapıda duran Yoongi. "Evet uyanmadı." Yorganı tuttum ve yavaşça çektim. Yoongi'de odaya girdi ve "Haesoo hadi kalk. Bak eğer uyanmazsan seninle çizgi film keyfi yapmam." Dedi. Böyle bir şey mi yapacaklardı? Haesoo gözlerini kocaman açtı ve yerinden doğruldu. "Tamam kalktım!" Dedi ve yataktan indi.
"Hadi siz çıkın. Ben de elimi yüzümü yıkayıp gelirim." İkimizi de odasından çıkardı büyük bir insan gibi. Peki kendi halledebilirdi. Yoongi'ye bakmadan direkt masaya geçtim. Bakarsam gözlerim onda kalırdı. Kendime gelemezdim. Büyük masanın bir sandalyesini çektim ve oturdum. Ailemle kahvaltı yapıyormuşum gibi hissettim sanki.
Bayan Luna tam karşımda ve ayakta duruyordu. Kendimi kötü hissediyordum. Bu kadın çok masum gibi görünse de öyle biri değildi. O yüzden onu pek sevmezdim. Hala da sevmiyordum. Yaşı da bayağı geçmişti. Neden hala burada çalışıyordu ki? Emekli olsa fena olmazdı. Yoongi Bayan Luna'ya baktığımı gördü. Ne düşündüğümü az çok tahmin edebiliyordu sanırım.
"Geldim!" Diyerek yanıma oturdu Haesoo. "Okulun nasıl gidiyor?" Dedi peyniri ağzına atan Yoongi. "Çok güzel gidiyor. Öğretmenim benim çok zeki bir öğrenci olduğumu söylüyor hep." O belliydi zaten. Her şeyi çabuk kavrayıp çabuk çözüyordu. "Aferin sana. Bir gün okula gelip öğretmeninle konuşmak istiyorum." Dedi. Bunu neden istiyordu? Hem öğretmen Haesoo'nun velisi olarak tek beni biliyordu.
"Veli toplantısı olduğu zaman beraber gidersiniz. Sen de o zaman konuşursun baba." Ne güzel konuşuyordu Haesoo. Gerçekten öğretmeninin dediği kadar zekisin benim güzel kızım. "Gider miyiz?" Dedi Yoongi bana bakarak. Reddemezdim. "Gideriz." Dedim ve kahvaltımı bitirdim. Duş almam gerekiyordu.
Sandalyemi geri çekmiş ve kalkmak üzereyken Yoongi "Az yedin Hoseok. Biraz daha yemelisin bence." Dedi. Neden beni düşünüyormuş gibi konuşuyordu? Halbuki benden nefret ettiğini ikimizde biliyorduk. "Hayır yeterince yedim." Bir şey demedi ve benim orayı terk etmemi izledi. Zaten dememesi de iyi olmuştu. Yoksa düşüncelerim ile ona patlayabilirdim.
Şimdilik bana ait olan odaya girmiş ve dolaba yerleştirdiğim kıyafetlerden arasından bir şeyler seçmiştim. Hepsini yatağın üzerine koyduktan sonra banyoya girdim. Böylece rahat bir duş alabilecektim.
#Yoongi'den
Haesoo ve ben kahvaltımızı bitirmiştik. İkimizde pijamalarımızla durduğumuzu fark ettiğimizde üzerimizi değiştirmek adına odalarımıza gittik. Çizgi film izledikten sonra biraz dışarı çıkarız diye düşünüyordum. Sıkılırsak çıkardık. Ya da havuzun yanına gidip biraz orada vakit geçirirdik ama hava soğuktu ve Hoseok'un izin vereceğini sanmıyordum.
Üzerime rahat bir şeyler geçirdikten sonra sinema salonuna benzeyen odaya gidip ortamı hazırladım. Kuru yemişler hazırdı. Haesoo hazırlandıktan sonra onu bu odaya getirmiş ve ikimiz yerlerimize oturmuştuk.
Tam çizgi filmi başlayacağım sırada Haesoo "Aaa benim cipsim odada kaldı!" Dedi. "Hemen gidip alayım." Yerinden kalkarken onu durdurdum. "Sen otur ben alıp geliyorum." Dedim. Cips sağlıklı değildi ve kızımın yemesini istemezdim ama bir günlüğüne bir şey olmazdı. O mutlu olsun yeter.
"Ama cips benim odamda değil. Babamın odasında." Dedi. Bunu bilerek mi yapıyordu? Neyse her türlü alacaktım artık. "Tamam alıp geliyorum ben." Diyerek odadan çıktım. Sadece o odaya girecek ve cipsi alıp çıkacaktım. Hem Hoseok belki odada değildir. Değildir umarım. Hemen işimi halledecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Encounter |Sope✔
Romance"Bu kalp benim için atarken, bu beden benim için titrerken, nasıl hala beni sevmediğini söylersin Hoseok?" 23 Aralık 2020-16 Mart 2021