Ambulanslar gelip herkesi aldıktan sonra ben de kendi arabama binerek hastaneye kadar onları takip etmiştim. Haesoo'nun gözlerini kapatmasının ardından Hoseok bağırarak ağlamış ve onu sakinleştirebilmek adına elimden geleni yapmıştım. Neyse ki ambulanslar çok gecikmeden gelebilmiş ve hızlıca hepsini bindirmişlerdi. Şu an ise hastaneye yeni gelmiştik.
Herkes bir tarafa dağılmıştı. Hoseok'un nişanlısının durumu ağır olduğu için direkt ameliyata alınmıştı. Jungkook'un bacağında dayanılamayacak kadar büyük bir ağrı olduğu için film çekip bacağındaki kırığı tespit etmişlerdi. Şimdi de bacağı alçıya alınıyordu. Diğerleri hakkında bir fikrim yoktu. Biraz zaman geçtikten sonra hepsinin durumunu ayrıntılı bir şekilde öğrenecektim.
Hoseok'un odasından çıkan hemşireyi durdurdum. "Durumu nasıl?" Dediğimde o "Siz hastanın neyi oluyorsunuz?" Dedi. "Arkadaşıyım." Diyebildim sadece. Aslında arkadaşı bile değildim onun gözünde. "Sağ kolu kırılmış. Alçıya aldık ve alnına pansuman yaptık. Kızı için fazla endişeliydi ve dinlenmesini istediğimizde kalkmak istedi. Maalesef biz de onu uyuttuk." Benim de aklımdan Haesoo çıkmıyordu ama doktorlar onun yanına gitmemi istememişlerdi. Ben de mecburen burada kalmıştım.
"Peki yanına gidebilir miyim?" Hemşireye umutla bakıyordum. "Elbette gidebilirsiniz ama fazla kalmamak şartıyla." Teşekkür ederek Hoseok'un odasına girdim. Demek ki kolu ağrıya ağrıya Haesoo'yu o arabadan çıkartmıştı. O yüzden bana dönemeden yere çökmüştü. Hoseok sırtındaki yükleri neden bana hiçbir zaman söylemeyip kendi başının çaresine bakmaya çalışıyorsun? İzin ver ben de sana yardım edeyim işte.
Sol koluna serum takılmış, sağ kolu alçı da ve alnına bez sarılmıştı. Gözyaşları uyumasına rağmen akmaya devam ediyordu. Uyurken ağlıyordu. Saçlarında gezdirdim elimi. Yumuşacıktı eskisi gibi. "Keşke inat etmesen de benimle yaşasan. Keşke benimle evlensen Hoseok. Belki o zamanlar bunlar başımıza gelmezdi." Sağ elini tuttum. Dudaklarımı değdirdim hafifçe.
"Çabuk iyileş ve çabuk toparlan." Diyerek hızla odadan çıktım. Biraz daha kalırsam çıkamazdım çünkü. Sandalyelerden birine oturmuş ve gelen geçenleri izlemeye başlamıştım. Omzumda hissettiğim el ile sol tarafa döndüm. "Jimin? Uyanmışsın." Dedim hayretle. "Evet hyung. Doktorlar herhangi bir yerimde bir şey olmadığını söyledi. Ben de kalktım. Şu an iyiyim." Jungkook'a göre bana daha ılımlı yaklaşıyordu.
"Haesoo hakkında bir şey öğrendin mi?" Dedim. Kafasını aşağı yukarı salladı. "Sen Hoseok hyungun odasına girerken ben doktorla konuştum. Haesoo iyi ama psikolojik olarak iyi değilmiş. Ona destek olmanız lazım. Her zaman yanında olmanız gerekmiş. Daha sonra kendiniz detaylı bir şekilde öğrenirsiniz. Benim bildiğim bu kadar." Dedi. "Teşekkür ederim anlattığın için." Birkaç dakika sonra Jin ve Namjoon hastaneye geldi. İkisi de endişeli görünüyordu. Yani daha çok Jin öyle görünüyordu. Namjoon ona göre daha sakindi.
"Herkes iyi mi?" Diye sordu Namjoon. "Tam olarak durumlarını bilmiyorum. Sanırım Hoseok'un nişanlısının durumu iyi değilmiş. Sürekli doktorlar girip çıkıyor çünkü. Hoseok uyuyor. Haesoo ve Jungkook şu an ne durumda bilmiyorum." Dedim. Sadece bekliyordum. Her şeyin düzelmesini ümit ediyordum. Elimden başka hiçbir şey gelmiyordu. "Jimin sen iyi misin?" Dedi Namjoon. "Evet iyiyim."
Hoseok'un nişanlısının odasından çıkan doktor bize doğru yaklaştı. "Kang Yujin'in yakınları sizler misiniz?" Maskesini ve eldivenlerini çıkarttığında Jimin "Evet biziz. Ne oldu? Ona bir şey mi oldu?" Dedi. "Kang Yujin hayata gözlerini yumdu. Başınız sağ olsun." Diyerek yanımızdan ayrıldı. Hepimiz olduğumuz yer de dona kalmıştık. Şaşkınca birbirimize bakıyorduk. Bir şey söyleyemez hale gelmiştik.
"Yujin öldü mü?" Jimin kendi kendine konuşurken Namjoon ona sarıldı. "O Hoseok'u ve Haesoo'yu asla bırakmayacağını söylemişti. Nasıl ölebilir?" Namjoon şoka giren Jimin'in yüzünü ellerinin arasına aldı. "Jimin bak şu an herkesin güçlü olması gerek. Eğer sen kendini bırakırsan kimse toparlanamaz." Dedi. Namjoon zekiydi. Neler olup biteceğini tahmin ederek hareket ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Encounter |Sope✔
Romance"Bu kalp benim için atarken, bu beden benim için titrerken, nasıl hala beni sevmediğini söylersin Hoseok?" 23 Aralık 2020-16 Mart 2021