Bölüm:3 "Beyaz Frezya"

41.3K 1.6K 455
                                    

İyi okumalar ballı börekler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar ballı börekler.

Özge hanım biraz daha sakinleştiğinde bana dönüp elini uzattı tutmamı ister gibi. Emin olmadım ama tuttum elini yavaşça. Sıcaktı... ve yumuşak.

"Teşekkür ederim kızım ihtimal bile olsa şans verdiğin için." Bir tepki vermedim galiba hala şoktaydı bedenim ama  içimden geçen duygulara engel olamadım.

Demir Bey Özge Hanım'a destek olup ayağa kaldırdığında Barış da yanımıza geldi. Merakla bize bakarken Özge hanım heyecanla Barış'ın kolunu tuttu.

"Oğlum hastaneye gidiyoruz. Ece kabul etti."dediğinde. Barış buruk bir şekilde gülümseyerek bana baktı. Ben de gülümsedim veya gülümsemeye çalıştım zira aklım bambaşka yerlerdeydi.

O sırada mekana bakış attığımda kimsenin olmaması tuhafıma gitmişti. Alt katlar dolu iken sadece bu kat boştu.

Bir anda olduğumuz kata takım elbiseli cüsseli adamlar girerken ne olduğumu şaşırmıştım korkuyla geriye doğru adım atıcakken Demir Bey'e çarpmam ile arkamı döndüm mahçup bir şekilde bakıp özür dilediğimde sadece başını sallamakla yetindi. Galiba benden pek hoşlanmamıştı.

Özge Hanım yanıma gelip elini beline attıp ilerlemeye başlarken takım elbiseli adamlar her iki yanımızda sıra olup bize eşlik etmeye başladı.

Şaşkınlık ile onlara bakarken böyle bir şeyi hayatımda cidden ilk defa hem yaşıyor hem de görüyordum. Mekanın sadece burasının kapatıldığı da kafama dank ettiğinde şaşkınlıkla onları incelemeye başladım. Gerçekten önemli insalardı galiba zaten dış görünüşlerinden anlamıştım ama bu kadar da beklemiyordum. Şoktan çıkamıyordum.

Demir Bey sanki karısına bir şey olucakmış gibi onu yanına doğru çekerken oğlunu da önüne aldı. İçimden iyi bir baba diye geçirirken ben biraz geride kalmıştım fakat umursamamaya çalıştım bunu. Bana alışamadığının farkındaydım ve dakika bir gol bir alışmasını bekleyemezdim. Henüz ortada hiçbir şey de yoktu zaten anladığım tek bir şey vardı ki o da Demir Bey ailesini korumaya oldukça özen gösteriyordu.

Sonunda kendimizi restorandan dışarı attığımızda. Önümüzde duran jeep tarzı siyah arabaya bindik.
Demir Bey telefonda bir şeyler konuşuyorken arada sırada bana aynadan kaçamak bakışlar atıyordu. Özge Hanım ise sürekli arkasına dönüp iyi olup olmadığımı kontrol ediyor beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ona ne kadar sorun olmadığını söylesem de vazgeçmeye niyeti yok gibiydi. Oysa ki ben saçma bir şekilde dışardan sakin görünüyordum. Asıl sakin olmayan kendisiydi. Barış ise benim tanıdığım Barış'dan farklı bir hâl almış tamamen düşüncelere dalıp sessiz bir kişiliğe bürünmüştü. Onu da anlıyordum kardeşim dediği kişi yıllar sonra kardeşi çıkmıyordu.

Kafam o kadar karışıktı ki hangi duyguları yaşıyacağımı şaşırmıştım. Ben yıllar boyu aile özlemi çekerken, annem için ağlarken, gelmesi için dua ederken belki de annem dediğim, sevdiğim kadın benim gerçek annem değildi. En kötüsü ise beni asıl ailemden koparıp elimden bütün sevgi kırıntılarını almış, beni ölümle kaç kez burun burun getirmişti. Bedenimde az olsa bile ruhumda büyük yaralar açmışlardı. Daha yeni doğmuş bir bebekken kaderim belki de bir istek uğruna değiştirilmiş. İğrenç bir hayatın başlangıcına mehil vermişti. Anlık bir titreme geçti bedenimde. Ben neyin içine düşmüştüm gerçekten.

Aile mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin