Bölüm:8" Tanımak ve Tanışmak"

29.4K 1.4K 357
                                    

İyi okumalar kalbi kırık veya hiç kırılmamış tüm okuyucularım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi okumalar kalbi kırık veya hiç kırılmamış tüm okuyucularım. ❤️

Çok sevdiğim bir dizi de şöyle bir yer geçiyordu: Bu dünyada her şey birbiri ile ahenk içinde derler ya, belli ki ben bulamadım yerimi. Bu yüzden o kadar çok öfkelendim.

Ben de yerimi bulamayanlardandım. Herkes bir yere aitdi. Bir aileye bir arkadaş grubuna veya başka şeylere önemli olan ait olmak değildi ait hissetmekti o yere. Fakat ben aitlik nasıl bir his onu bile bilmiyordum. Bir insan bir yere ait olduğunda nasıl hisederdi ve nasıl anlardı?

Bu sorumun cevabını belki bulurdum ya da yerimi bulamayanlardan biri bir de ben olurdum. Fakat ben öfkelenmezdim. Genel olarak öfke hissini az hissederdim. Öfkemi belli birine yönlendiremezdim bunun sebebi bastırılarak ezilerek büyütülmememin bir sonucu olduğunu içten içe biliyordum. Fakat dışımdan hiç söylememiştim.

Okulda yine Çetin'le kavga ettiğimiz bir zaman diliminde Aras hoca odasına çağırmış kamera kayıtlarını götermişti ve ne yapacağımı sormuştu. Canım acımadı, önemli değil, şakalaştık gibi bahaneler kullanmıştım. O ise tek bir soru sormuştu bana.

Öfkelenmiyor musun?

Belki de alışıktım ben buna. Çocukluğum böyle geçtiği için çocukluğumdan beri bu şekilde yaşadığım için yadırgamıyordum. Bunu haketmediğimi biliyordum ama bunu haketmişim gibi yetiştirilmiştim ve buna inandırılmıştım. Bunun aksinin olduğunu biliyordum ama sana aşılanan şeyi silip atmak kolay değildi. Bu kimine göre zayıflıktı ben de kabul ediyordum böyle olduğunu ama cesaret sonradan olmazdı cesaret hep içinizde var olan bir şeydi ve ben de yoktu. Bunu kendimi eziklemek için söylemiyordum olan bir şeyi kabullenirdim ama ben de yoktu. Bu kesin bir doğruydu. Ve ben bunu çoktan kabullenmiştim.

Derin bir nefes aldım. Barış ile arabaya binmiştim. Halim vasatın üstüydü cidden. Bir de ilaçlar yüzünden fena bir şekilde uykum gelmişti. Bana şimdi uyu dese uyurdum öyle bir uykuydu. Gözlerimi açık tutmaya çalışıp yola odaklandım. Daha oradan eve geçecek ders çalışacaktım. Çok işim vardı hayat ne yazık ki uyumaya bile zaman vermiyordu.

Yol boyunca aynı soruyu tekrardan soran Barış'a döndüm.

"İyisin değil mi?"

"Barış nasıl bir cevap vermemi bekliyorsun?" dediğimde gülümsedim.

"İyiyim güzel bir cevap olur."

"İyiyim Barış. Bunu onuncu defa söyledim. Kaç defa daha söylersem ikna olursun." dediğimde bu sefer o da güldü.

"Bilmiyorum. Sıktım seni özür dilerim. Ama içimden bir ses sormak, iyi olduğunu duymak istiyor sanki sen her iyiyim dediğinde içimdeki huzursuzluk ve öfke diniyor gibi."

"Özür dileme. Önemli değil takılıyorum sadece." Gülümsedi.

"İyi olduğunu bilmek gülümsediğini görmek güzel."

Aile mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin