''Anlaşma bitti! Seni öldüreceğim!'' dedi dişlerinin arasından. ''Anladın mı? Seni ölmekten beter edeceğim!'' diyip sınıftan çıktı.
Etrafımızda hafif bir kalabalık toplanmıştı. Çetin gözlerini bana dikmişti. Anlamıyordum. O görüntüleri sadece ben, arkadaşlarım ve Mert biliyorduk. Görüntülerse şu an sadece bende vardı. Ben yapmamıştım.
''Ben yapmadım!'' dedim arkadaşlarıma. Kafamı hayır anlamında sallıyordum.
''Ben yaptım.'' dedi bir ses. Dönüp baktığımda hayal kırıklığına uğramıştım.
''Neden yaptın Meriç?'' dedim. Sesim her ne kadar sakin çıksa da her an patlayabilirdim.
''Cezasını çeksin istedim.'' diyip omuz silkti. Bu son noktaydı.
''LAN SEN NAPTIĞINI BİLİYOR MUSUN? SENİN YÜZÜNDEN HER ŞEY TEKRAR EDECEK. NEYE SEBEP OLDUĞUNUN FARKINDA BİLE DEĞİLSİN!'' dedim yakalarından tutarken.
Yarın bir yılbaşı partisi yapılacaktı ve tarih tekerrür ediyordu. Tanrı bizi korusun!
****************///////**************
Meriç'in yakalarını bırakıp sıraya çömeldim. Parmaklarımla şakaklarımı ovmaya başladım. Sinirden başıma ağrılar girmeye başlamıştı.
''Hadi kardeşim gösteri bitti dağılın sizde.'' dedi Çetin. Kalabalığın sesi iki saniye içinde yok olmuştu. Bir kaç saniye sonra görüş açıma giren botlarla kafamı kaldırmadan konuştum. Bu botların sahibini tanıyordum.
''Git başımdan Çetin! Bir de seninle uğraşamam.'' dedim. Normalde olsa Çetin var diye strese girerdim. Oysa şu an tek derdim Melih'in yanlış bir şey yapmamasıydı. Çetinin potansiyel tehlikelerini bile unutmuştum.
''Bana ne olup bittiğini anlatacaksın! Ortada bir şeyler dönüyor. Adamı hasta etme de anlat hadi!'' Kafamı kaldırdım. Sınıfta yedi kişi kalmıştık, Akın ve Çetinle beraber yedi kişi. Buna rağmen Çetin dışında hiç kimse sesini çıkarmıyordu. Arkadaşlarım bana destek olmak ister gibi omzuma dokunmuştu. Meriç bir köşede beni izliyordu. Akın desen farklı bir alemdeydi.
''Rahat bırak onu!'' dedi Mehmet. Önüme geçip bana siper olmak istese de ona izin vermemiştim. Artık kimsenin arkasına saklanmayacaktım.
''Sen!'' dedi Çetin, arkadaşımı işaret ederek. ''Sıranı bekle.'' Ardından beni işaret etti. ''Benim işim onunla.''
Sinirle ayağa kalktım ve karşısına dikildim.
''Geçekten bilmek istiyor musun?'' dedim ona meydan okuyarak.
''Dinliyorum.'' dedi. Az önce sinirden ağlamak üzere olan ben şimdi kahkaha atıyordum. Arkadaşlarım dahil hepsi beni kaşlarını çatarak izliyordu.
''HAHAHAHAHA!! Duydunuz mu Çetin dinlemeyi öğrenmiş.'' dedim etrafımdakilere Çetini işaret ederek. Ardından iki salise içinde ciddi bir ifadeye bürünmüştüm. Sanırım onun bu huyu bana da bulaşmıştı.
''Birkaç gün önce dinledin mi şimdi dinleyesin. Hepiniz aynısınız!. Ama madem Çetin beyimizin bu kadar dinleyesi gelmiş biz de anlatalım o zaman değil mi? Hani bana sormuştun ya beni neden karşına aldın diye. İşte şimdi bütün gerçekler ortaya çıkacak.'' dedim telefondan her zamanki videoyu açarken. Son zamanlarda artık hayatımın merkezini oluşturmuştu.
''Al bak!'' dedim telefonu ona uzatıp. ''İşte her şey böyle başladı.''
Bana delirmişim gibi bakmayı kesip eline tutuşturduğum telefona baktı. İzlediği her saniye kaşları daha çok çatılıyordu. Görüntülerde Akın yoktu ama o da görüntüleri görünce rengi attı. Biliyordum işte. O da bu işin içindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum: İntikam [BxB]
Teen FictionAşkın ENTRİKALI Hali serisinin ikinci kitabı... Kader ağlarını örse de oynanan tek bir oyun bile her şeyi alt üst eder. İntikam duygusu en saf insanı bile yoldan çıkarır. İNTİKAMIN 30 KURALI