*LEVİ'NİN DİLİNDEN*
Bi elimde bıçak, diğer elimde fener, arkadamdan bana sarılan veletle birlikte yavaş yavaş merdivenden iniyorduk. Aşağıdan değişik değişik sesler geliyordu. Yani şey gibi...
"UWEWUEUWUWUW"
Gibi...
Bu lanet sesi ikinci duyuşumuzda Gaya bana daha sıkı sarılmıştı.
Biraz daha sarılırsa ortadan ikiye yarılabilirim!
Feneri tuttuğum elimle onu yavaşça ittirerek ilerlemeye devam ettim.
İkinci kattaydık şimdi. Ortalıkta tam bi sessizlik hakimdi.
Hikayeye devam etmeden size kısaca kalenin düzenini anlatayım.
Kale üç katlı. En üst katında yatak odaları var. İkinci katta ise hala boş olan odalarımız vardı. Şimdilik sadece beş kişi olduğumuz için onlarla yapacağımız bi halt yoktu. İlk katta ise; yemek odası, oturma odası, avluya açılan giriş gibi toplu kullanılacak şeyler vardı yani. Birde bodrumumuz var. Orda da Eren'le Gaya'nın odalarıyla birlikte temizlik malzemelerini koyduğum oda ve eşya deposu gibi kullandığımız başka bir oda vardı.
Her katta yaklaşık 10-12 oda vardı ama bz bunların yarısından bile daha azını kullanıyorduk.
Evet, hikayeye geri dönelim.
İkinci kattaydık ve az önceki ses kesildiği için nereye gitmemiz gerektiğini bilmiyorduk.
-Boş odalara bakalım, dedim fısıldayarak.
Gaya bu fikri hiç beğenmemiş gibi görünsede arkadan yeleğimin ucunu sımsıkı tutarak peşimden yürümeye devam etti.
En azından artık sarılmıyordu.
Karşımıza çıkan ilk odanın kapısını açıp içeri bakındım. Oda tamamen boştu ve içeriye giren ay ışığından başka hiç bir ışık kaynağı yoktu.
-Bi şey yok.
İkimiz yavaşça odadan çıktık. Tam diğer odaya geçecekken birden uzaktan bir ses yankılandı.
FIŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ
Gaya sesi duyar duymaz çığlık atıp koluma aslındı. Sorun şu ki ses durmuyordu.
-Yü-yüzba-başım!
Gaya kekeleyerek koridorun sonunu gösteriyordu. Gerçekten de su sesi oradan geliyodu.
-Ki-kim var orda?!
Bıçağımı daha sıkı tuttum. Ses kesilmiyordu.
Gaya'nın elini tutup onunla birlikte oraya doğru yöneldik. Daha doğrusu Gaya'yı oraya doğru sürükledim. Kolumu sımsıkı tutuyo olmasına rağmen tek bi adım bile atmıyo sadece peşimden sürükleniyordu.
Koridorun en sonundaki oda kızlar lavabosuydu. Su sesi ordan geliyordu.
-Gir ve kimse var mı diye bak!
-HEE?! Asla olmaz! Sen gir.
-Ben erkeğim gerizekalı! Ama orası kızlar tuvaleti.
-Noolcak?! Bu katta kimse yok ki!
Sadece 'tsch' diye homurdandım. Kızı tam tanımıyor olsamda inatçı birine benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsimsiz// AOT Fanfic
General FictionBu hikaye bir kahramanın hikayesi değil, hayır hayır bir savaşçınınkide değil. Özel olarak doğmuş birisininkide değil. Bu hikayenin baş karkteri, herang özel bir şeye sahip bile değil... İyi o zaman neyin nesi bu diyceksiniz dimi? Bu sadece kendi k...