YİĞAĞAĞAĞAĞAĞA ARMİH BEBEMMM YİRİM SENİ ÇAKLITLI SÜTÜM YİHAAAAA
Neyse bölüme geçek, konumuz Levi'yle Gaya, Armih deil shksfjahjsfjfhkg
*******************************************
*SOPHİA'NIN DİLİNDEN*
-Senin adın Sophia...
Gaya'nın bunu nerden öğrendiğini biliyordum...
Neden bana öyle öldürecekmiş gibi baktığını da...
Neden öğle soğukça konuştuğunu da...
Evet... Gaya şu anda benimle ilgili biliyor olması gerekenden çok daha fazlasını biliyordu... ama aynı zamanda hiç bir şey de bilmiyordu....
Sırıttım. Gaya'nın benimle ilgili bir şeyler biliyor olması tek bir şeye işaret ediyordu.
Ymir'in anıları....
-Evet Gaya, dedim sesime olabildiğince tehlikeli bir gülümseme katarak, Ben Sophia.... Sophia Fritz.
Hepsi aynı anda nefeslerini tutup pür dikkat bana baktılar.
Ne beklediklerini biliyordum...
Ne istediklerini biliyordum...
Ama ne sırıtmamdan ne de o bacak üstü bacak atmış halimden taviz vermedim. Onlar istemeden hiç bir şey anlatmayacaktım. Neden mi?
Gıcıktım çünki...
-Fritz? Kral Fritz'in soyundan mısın sende, dedi Erwin o tamamiyle durgun bakışlarını benden ayırmadan.
Bir kolu kopmuş ve zayıf bir halde olabilirdi ama, yaydığı hava bütün eksikliklerini kapatmaya yeter de artardı bile...
-Aynen öyle...
Hepsi dik dik bana bakmaya devam etti.
Sonra Eren Yeager denen velet ortaya atıldı. Sinirliymiş gibi görünüyordu.
-Surlar hakkında ne biliyosun? Neden Kral Fritz halkını bu kadar yıldır buraya hapsetmeye razı kaldı?!
Tek kaşımı kaldırdım...
Ah be Eren...
Bunları size anlatabilseydim...
-Hiç bir fikrim yok...
Yalan söylemeliydim...
Surların dışı hakkında bir şey söyleyemezdim...
Baykuş böyle istemişti çünkü.
"Kurucu devi sahibine vermeden sakın duvarların dışından bahsetmeyin! Ancak kurucu güç, gerçek kraliyet ailesine ulaşınca hedeflerinize ulaşabilirsiniz!"
Gözlerimi yumdum. Neden böyle yapmam gerektiğine dair bir fikrim yoktu ama Baykuş'a güvenebileceğimi biliyordum.
O anda Levi denen yer cücesi ayağa kalktı ve ceketinin iç cebine elini daldırıp bir silahın ucunu çıkardı.
-Demek hiç bir fikrin yok?
Gözlerimi kaldırıp, onun bana attığı o soğuk bakışların aynından yolladım. Herhangi bir meydan okumasına hazırdım...
-Evet... Hiç. Bir. Fikrim. Yok...
Dişlerini sıktığını gördüm ama o ağzını açmadan Erwin ona geri çekilmesi için işaret verdi. Silahını tekrar cebine sokup duvara yaslandı ve şüpheli bir tavırla bana bakmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsimsiz// AOT Fanfic
Fiksi UmumBu hikaye bir kahramanın hikayesi değil, hayır hayır bir savaşçınınkide değil. Özel olarak doğmuş birisininkide değil. Bu hikayenin baş karkteri, herang özel bir şeye sahip bile değil... İyi o zaman neyin nesi bu diyceksiniz dimi? Bu sadece kendi k...