Taş Değil Meteor

Çok güzel bir yer

Eve geldiğimde odama gittim ve çantamdan telefonumu çıkardım. Saate baktığımda saat 14:52 idi. Aklıma hemen Mert le buluşmamız geldi ve dolabıma gömüldüm. Hemen güzel çiçeklerle kaplı olan beyaz orta mini elbisemi aldım ve çiçekler pembe olduğu için pudra pembesi olan ayakkıbılarımı tercih ettim. Tekrar saate baktığımda saat 15:15 idi. Hemen saçımı hafif doğal dalgalar yaptım ve çok abartmadan hafif bir makyaj yaptım,çünkü abartıyı sevmem. Odamdan çıktım ve mutfağa doğru gidiyordum ki telefonumun çaldığını duydum ve odama geri döndüm. Arayan kişiyi tahmin ediyorsunuzdur arayan Mert di. Hemen telefonu telalşla açtığımda ilk saate baktım ve saat 15:25 di. ''Alo?'' dedim şaşırmış bir sesle. ''Tam tamına 5 dakkikan var biliyorsun deme?'' dedi Mert ve güldü. ''Ne?! Ben 5 dakkikada nasıl orda olurum?!'' dedim telalşlı bir sesle. ''Merak etme bebek,seni bu yüzden aradın dışarıya çık seni almaya geldim'' dediğinde hemen odamdaki camdan dışarı baktım ve o orada arabaya yaslanmış yere bakarak konuşuyordu. OFF ALLAHIM DURUŞU O KADAR MÜKKEMEL Dİ Kİ BAL SÜR YALA RESMEN off ne düşünüyorum ben ya iyice kaptırdım kendimi o öküze. ''Alara yaşıyor musun?'' dedi Mert. ''Evet.'' dedim ve hala camdan onu izliyordum. Mert hafif bir gülüşle ''He iyi hadi dışarrı çık seni bekliyorum.'' dedi ve telefonu yüzüme kapattı hayvan öküz. Bende çantamı alıp dışarı çıktım. Onu görünce kızardığımın farkındaydım fakat gizlemem gerekiyordu yoksa domates gibi olucağımı tahmin edebiliyordum. ''Selam.'' dedim utangaç bir sesle. ''Çok konuşmada arabaya bin.'' dedi ve arabayı işaretledi. Öküz selam verdik aldığım cevaba bak. Ama ne yalan söylim çok taş gözüküyordu. Beyaz bir gömlek,üstüne siyah bir mont son olarak siyah bir pantolon ve siyah bir ayakkabı. Ararbaya bindiğimizde ben hemen ''Kemerini tak. Uzun bir yolculuk olucak.'' dedi Mert ve göz kırptı. Bende ''Peki.'' diyerek yanımda duran kemeri aldım ve üsütümden doladım. Aradan 10 dakkika geçti bende sıkılarak ''Ne zaman geldik?'' dedim. Mert 32 diş gülerken bir yandan ''Yolumuz uzun demiştim bebeyim.'' dedi. Bende ''Off.'' diyerek kollarımı göğüsümün önünde birleştirdim. Yarım saat sonra arkası sahil olan önünde ise lüks bir lokanta olan bir yere geldik. ''WOW.'' dememek için kendimi zor tuttum. Mert gülümseyerek ''Nasıl? Beğendin mi?'' dedi. Bende ''Çok güzel bir yer. Teşekkür ederim.'' dedim ve etrafa bakmaya başladım. Mert güldü ve ''Beğendine sevindim.'' dedi. Bende ona bir gülümseme attığımda ''Hadi gel içeri geçelim.'' dedi Bende kafamı olumlu salladım ve beraber lokantanın içinine girdik. İçersi bilidğiniz gibi değildi. Bütün duvarlar siyah boya ile boyanmış,masalar ise bembeyaz dı. Hemen bir adam yanımıza gelip ''Merhaba Mert Bey. Masanız hemen bu tarafta,buyrun size eşlik edim.'' dedi ve önümüze geçerek yürümeye başladı. Bende Mert e bakmadan adamı takip etmeye başladım. Birden bizim masanın etrafında bir sürü sevgili mi diyim arkadaşlar mi diyim anlamadım gitti herkez öpüşüyo. Birilere erkeklerin üsütne çıkmış hayvan gibi öpüşüyorlardı. Birileri ise sakin öpüşüyorlardı. Hemen Mert le bakışdık ve Merte kimseinin duyamayacağı bir sesle ''Burası ne böyle. Şunlara bak hayvan gibi öpüşüyorlar.İğrenç.'' dedim ve millete tip tip bakmaya başladım.